Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 1896 yılından beri faaliyet gösteren Kayseri Ticaret Odası'nın 120. yılının Kayseri'ye ve Türkiye'ye hayırlar getirmesini temenni ederek konuşmasına başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda kendisine "onur ödülü" tevdi edilmesi dolayısıyla teşekkür etti ve çeşitli kategorilerde ödül verilen iş adamı ve firmaları tebrik etti.
“24 OCAK KARARLARI, MÜTEŞEBBİS İŞ ADAMLARININ ÖNÜNÜ AÇTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir yeri olan 24 Ocak 1980 Kararları'nın 36. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Şu gerçeği de görmek zorundayız; Türkiye’de, İstanbul dışında Kayseri, Gaziantep, Denizli gibi yeni ekonomi merkezlerinin oluşmasında 24 Ocak Kararları'nın büyük katkısı var. 1980 yılına kadar ülkemiz ekonomisinde yüksek gümrük duvarları ve bol devlet teşvikleriyle desteklenen, semirtilen, şımartılan küçük bir kesimin hakimiyeti söz konusuydu. 24 Ocak kararları, Türkiye'de dışa açık, rekabetçi, mücadeleci, müteşebbis iş adamlarının önünü açtı. Anadolu'da var olan o muazzam potansiyel bu sayede ilk defa ciddi olarak kendini ortaya koyma, gücünü gösterme imkanı bulmuştur. Kamu imkanlarının, sanayi yatırımlarından ve ticaretten ziyade altyapı yatırımlarında ve sosyal politikalarda kullanılması anlayışı 24 Ocak kararlarıyla ülkemizde güç kazanmıştır."
"Devletin ekonomideki gücünün sınırlanması, aynı şekilde siyaset üzerindeki ağırlığını da azaltmıştır" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devletçilik kisvesi altında devletten beslenen küçük bir kesimin ekonomideki hakimiyetini tahkim eden eski anlayışın en büyük destekçisinin kendilerine 'sol' veya 'sosyal demokrat' diyenler olması da ayrı bir kara mizahtır" değerlendirmesinde bulundu.
“MİLLETE GÜVENENLER YENİ ANAYASADAN, BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN NİYE KORKSUN?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Ocak kararlarının eleştirilecek pek çok yönünün de mevcut olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bununla birlikte ekonomide çeşitliliğin ve gerçek anlamda rekabetin önünün açılmasında 24 Ocak kararlarının ve rahmetli Özal'ın vizyonunun çok büyük bir rolü olduğunu biliyoruz. Rahmetli Özal, 1960 darbesiyle güçlendirilen, siyasette olduğu kadar ekonomide de sorunlu tek tipçi yapıya en büyük darbeyi 24 Ocak kararlarıyla vurmuştur. 12 Eylül darbesi öyle sanıldığı gibi 24 Ocak kararlarının asıl hedeflerini destekleyen değil, geciktiren ve zayıflatan bir fonksiyon ifa etmiştir. Türkiye ile yaklaşık aynı dönemlerde benzer ekonomi politikalarını uygulamaya başlayan ülkeler hızla ileriye atılırken, biz 12 Eylül darbesi ve onun kurduğu çarpık düzenin uzun süren etkileri yüzünden geride kaldık. Bugün hala siyasi istikrar ve güçlü yönetim arayışı içinde olmamız 12 Eylül darbesinin ülkemizde tesis ve tahkim ettiği vesayetçi yapı sebebiyledir. Biz işte bunun için her fırsatta yeni anayasa diyoruz, her fırsatta başkanlık sistemi diyoruz. Dikkat ediniz, yeni anayasa konusunda ortak tavır alanlar milli iradeden çekiniyorlar. Bundan çok korkuyorlar. Milli iradeden bundan çekiniyorlar. Millete güvenenler yeni anayasadan, başkanlık sisteminden niye korksunlar. Türkiye kendine yakışan hedefleri uyumlu yasalarla hayata geçirecek."
İSTİKRAR VURGUSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan birliğin, istikrarın kıymetini Kayserililerin çok iyi bildiğini anlatarak, "Çalışkanlığı ve azmiyle birleştiren Kayseri halkı, Anadolu'nun ortasında bir başarı hikayesine imza atmıştır. Kayseri model şehirdir.Kayseri vesayet odaklarına karşı yürüttüğümüz çabada hep yanımızdaydı. Bölücü terör örgütünün eylemlerine karşı en sağlam duruşu sergileyen şehirlerin başında yine Kayseri geldi" dedi.
“BÖLÜCÜ TERÖRLE PARALEL YAPININ HİÇBİR FARKI YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terörle paralel yapının hiç bir farkı olmadığını, Kayseri'nin paralel yapıyla mücadelede de yanlarında olduğunu söyledi. Diyarbakır, Hakkari ve Şırnak gibi illerde yaşanan olayların oradaki Kürt vatandaşlarla bir ilgisinin olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisin imza atan akademisyenlere, "Elinize, dizinize dursun. Bizim Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yoktur. Biz yaratılanı, yaradan dolayı severiz. Sözde o akademisyenler o bölgede bir sofra paylaşmamıştır. Biz Doğu'nun Güneydoğu'nun köylerini tek tek taradık. Biz oraları biliriz" dedi. Erdoğan akademisyenlere eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Siz okula
bomba atanların arkasında nasıl duruyorsunuz ya. Bunlar akademik bir terörün aktörleridir, bunlar. Bu milleti parçalamaya bu bayrağa gölge düşürmeye, nifak tohumları ekmeye kimsenin hakkı yoktur. Evlere okullara camilere kamu binalarına yönelik bir çok eylem yapıyorlar. Ana muhalefetin başının dili sürçtü, 'Biz Allah'tan korkmuyoruz' dedi. Bu beyefendi bu gafları çok yapıyor. Bunun soyadını gaf koymak lazım. Zulüm asla payidar olmaz. Aynı aymazlığa uluslar arası toplumda düşüyor. Müttefikimiz dediğimiz ülkeler ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmek istemiyor, görmüyor. Bizimle oturunca bölücü terör örgütüdür diyor. Ama çık o zaman açıkça tavrını koy. Destek mahiyetindeki tavırlar bizi üzüyor. Terör örgütü karşısında ilkeli tavır koymazsanız eninde sonunda sizi gelir zehirler. Ülkemizi terörle mücadelede yalnız bırakanlar, yarın kendileri düçar olacaklar.'
“MÜCADELEMİZ KÜRT VATANDAŞLARLA DEĞİL, TERÖR ÖRGÜTÜYLE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mücadelenin Kürt vatandaşlarla değil, terör örgütüyle olduğunu hatırlatarak, "Asla durmak yok. Oralara huzuru mutluluğu getirene kadar. Biz bu yola kefenimizi giyip çıktık. Rabbimiz, şehidin makamını da yerini de ilahi kitabımız Kuran'da bize gösterdi" dedi.
Ülkede kimseye ayırım yapılmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne kadar etnik unsur varsa bu ülkede biz tek ülkeyiz. Tek bayrağız. Bayrağımıza eş bir bayrak düşünemeyiz. Bu ülkede kimse bize operasyon yapamaz. Devlet içinde devlet olmaz. Yok paralel devletmiş? Kendilerine yer arayanlar çıksın gitsin oralara. Burası bir hukuk devletidir. Bu devlette anayasa neye amirse herkes buna uymak zorundadır. Uymazlarsa bunun bedelini ödemeye mahkumlardır" diye konuştu.
“ANA MUHALEFET PARTİSİ GENEL BAŞKANI BENİM RAKİBİM OLAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kendisiyle ilgili 'Karın ağrısı' eleştirisine yanıt beklediğine değinerek, "Ana muhalefet partisi genel başkanı içindeki çirkinlikleri ortaya koydu. Ben de hak ettiğini söyledim. Şimdi de 'Karın ağrım ne söyle' diyor. Bu senin kendi partinin içinde olduğu karın ağrısıdır. Senin için sorun olmayabilir ama bizim da ahlakımız gereği, susuyoruz. Salı gününe kadar süre tanımış bana. Bir kere sen benim rakibim olamazsın. Tüm partiler bir araya geldiniz bir cumhurbaşkanı adayı çıkartınız, sen niye çıkmadın? Kendisiyle böyle bir şeye girmem mümkün değil. Sen zaten ortaya çıktığın günden beri belge açıklıyorsun. Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Özhaseki kardeşim epey para aldı, ben de alıyorum. Parayı herhalde partinin kasasından ödüyor. Yalanlarından hicap duymuyor. Partim yüzde 40 almazsa, yüzde 35 almazsa burada durmam diyen o değil mi? Partisi o oyları aldı mı? Bu zat sözlerini tuttu mu? Onurlu bir insan, sokağa çıkamaz hala gelir, bu zat hiçbir şey olmamış gibi iftiralarına devam ediyor. Allah ıslah etsin, Allah müstehakını versin diyorum. Fazlası israfa girer. İsraf haramdır” dedi.
Kayseri Ticaret Odası'nın (KTO) 120'nci Onur Yılı törenine Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da katıldı.