Üsküdar Akabe Camisi'ndeki Cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır Çelebi Eser Ortaokulu’nda karne dağıtımı sırasında düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili olarak, “Bu çok çok üzüntü verici bir olay. Bu terör örgütünün ne denli ahlaksız, ne denli alçak, ne denli adi girişimler içerisinde olduğunu açık ve net ortaya koyuyor. Aslında bu 1128 tane imzaya çok ilginç bir cevaptır. Bu sözde akademisyenler, kimlerin yanında olduklarını çok açık, net ortaya koyuyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını Üsküdar'daki Akabe Camisi'nde kıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da eşlik etti.
Diyarbakır'daki bir okulda karne dağıtımı sırasında gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırının çok üzüntü verici bir olay olduğunu ve bölücü terör örgütünün ne denli ahlaksız, alçak ve adi girişimler içinde bulunduğunu açık ve net ortaya koyduğunu belirtti. Saldırının; terör örgütüne karşı yürütülen operasyonun ‘katliam’ olarak nitelendiği gündemdeki bildiriye de bir cevap niteliği taşıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Aslında bu 1128 tane imzaya çok ilginç bir cevaptır. Bu sözde akademisyenler, kimlerin yanında olduklarını çok açık, net ortaya koyuyorlar. Bakın, karnelerini alan öğrencilere karşı yapılan bu adice saldırın arkasında olanlar bunlar. Bunların öğrenciyle, talebeyle ne denli ilgi ve alakalarının olduğu ortada... Ha bunlar da bir şey ortaya koyuyorlar.”
“BİZ TERÖRÜN YANINDAYIZ, TERÖRİSTİN ARKASINDAYIZ MESAJI VERİYORLAR”
İlgili bildiriye imza atan akademisyenlerin bu tavırlarıyla bir bakıma ‘Biz buyuz, tüm aslımız bu, yani biz böyle öğretmen, muallim, böyle bir derdimiz bizim yok. Biz terörün yanındayız, teröristin arkasındayız’ dediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü olay bunun aslında yaşama bir kez daha geçtiği bir olaydır. Çünkü bugüne kadar okullarımızı yaktılar mı? Yaktılar. Camilerimizi yaktılar mı? Yaktılar. Bombaladılar mı? Bombaladılar. Hastanelerimize bunları yaptılar mı? Yaptılar. Ambulanslar hakeza. Ambulans şoförlerimizi şehit ettiler mi? Ettiler. Bütün bunlar ortada ve bugünkü olay da adeta bunun bir zirvesi. Tek tesellimiz şu an itibariyle o yavrularımızdan şehidimiz yok, durumlarının iyi olduğuna dair haberi aldım, bundan dolayı mutluyum” şeklinde konuştu.
“GÜNDEMİMİZDE BARIŞ VE KARDEŞLİK BAKANLIĞI YOK”
Dün bir grup akademisyen ve gazetecinin katılımıyla gerçekleşen 8. Cumhurbaşkanlığı Sofrası’nda, bir katılımcıdan ‘barış ve kardeşlik bakanlığı’ kurulması yönünde bir önerinin geldiğine ilişkin haberleri hatırlatan bir basın mensubunun, böyle bir önerinin gelip gelmediğine, geldi ise yorumunun ne olduğuna ilişkin sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevapladı: “Öneri geldi ve ben o öneriye karşı hocalarımıza şunu söyledim: Yani biz zaten biliyorsunuz bu süreci üç kademede değerlendirmiştik. Birincisi, demokratik açılım süreciydi. İkincisi, millî birlik ve kardeşlik projesiyle ilgili süreçti. Üçüncüsü de, çözüm süreciydi. Zaten bunun, yani millî birlik ve kardeşlik projesinin içeriği neyse kuracağınız böyle bir bakanlığın da içeriği bu olacak. Sadece adı ne olacak? Şimdi bir bakanlık kurduk olacak. Şu anda, yani o bakanlıkla yapacağınız şeyi zaten bu proje kapsamında biz yürütüyoruz ve bundan sonra da bunu yürüteceğiz. Yani hükûmetimizin de gündeminde böyle bir şey şu ana kadar kulağıma gelmedi, böyle bir şey de yok. Benim de şahsen bana istişare edildiği zaman söyleyeceğim şey: Gerek yoktur. Çünkü bakanlık sayısını çoğaltmak ülkede sizin yürütmeyi güçlendirmenizi getirmez. Bugün Amerika 14 bakanlıkla yönetiliyor. Bizde de bir ara biliyorsunuz 35 bakanlık vardı, ben Başbakan olduğumda ilk işim onu 25’e indirmek oldu. 25’e indirdik ve çok daha başarılı olduk; olay bu kadar basit.”
KAMIŞLI’DA RUS ASKERÎ VARLIĞI İDDİALARI
Sorulan bir soru üzerine Kamışlı’da Rus askerî varlığına ilişkin haberleri de değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak sınırından Akdeniz’e kadar olan bölgeyi içeren Suriye’nin kuzey koridorunda bu tür bir farklı yapılaşmaya müsaade edilmeyeceği vurgusunu hatırlatarak şu açıklamalarda bulundu: “Onun için koalisyon güçleriyle yaptığımız bir çalışma var. Şimdi bu süreçte Rusya’nın 100 tane askerinin olduğuna dair bazı şeyler kulağımıza geliyor. Ama bölgede de biliyorsunuz bizim hassasiyetlerimiz aynı şekilde devam ediyor. Bu konuda hassasız ve sürekli olarak bizim koalisyon güçlerine söylediğimiz, ‘PKK, PYD, YPG, DAEŞ, bunların hiçbirinin birbirinden farkı yok, bunlara karşı da tavrımız aynı olacaktır’ diye. Yarın da bunları Sayın Biden’la açık görüşeceğiz. Salı günü Sayın Obama’yla yaptığımız görüşmede kısa olarak ele aldık, ama detaylı olarak yarın bunu konuşacağımızı kendisiyle de paylaştım. Kendisiyle bunları teferruatıyla, hassasiyetleriyle görüşüp ona göre Amerika’yla da bu süreci işleteceğiz. Tabii bu sürecin içinde malum Fransa, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan, Katar gibi birçok ülkeler de bulunuyor. Temenni ederim ki, buradaki ortak tavır Suriye’nin kuzeyinde bu tür yanlış bir yapılanmaya fırsat vermemeye yönelik olacaktır, buna da biz fırsat vermeyeceğiz.”
PYD’nin Fırat’ın batısına geçtiği yönündeki iddiaları hatırlatan bir basın mensubunun ‘Türkiye’nin tavrı ne olacak bu durumda?” şeklindeki sorusuna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, dillendirilen iddiaların dedikodudan ibaret olduğunu ifade etti ve “Bunlara şu ana kadar müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Ve kısmi şeyler olsa bile bunları zaten biliyorsunuz yaptığımız operasyonlarla, özellikle Mare-Hercele hattındaki operasyonlarla buna zaten fırsat vermedik. Koalisyon güçleriyle de fırsat vermemeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
HDP MİLLETVEKİLİ LEYLA ZANA’NIN RANDEVU TALEBİ
Sorulan bir soru üzerine medyada çıkan HDP Milletvekili Leyla Zana’nın kendisi ile görüşme talebini doğrulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu talebi dünkü Cumhurbaşkanlığı Sofrası’ndaki katılımcılarla da paylaştığını sözlerine ekleyerek, “Şu anda arkadaşlarımıza da bu konuyu bir değerlendirelim dedim. Bu değerlendirme neticesinde, yani kanaatim kabulden yanadır, kabul edip kendisiyle görüşebiliriz” cevabını verdi.
İŞ ADAMI MUSTAFA KOÇ'UN VEFATI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün vefat eden iş adamı Mustafa Koç ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, “Kader planı işliyor, kader planından kurtuluş yok. Bu, yaşa filan bakmıyor. Ne bir an ileri, ne bir an geri; olay bu” dedi ve şunları ekledi: “Bir gün önce iki kardeş, Mustafa Bey ve Ali Bey bendeydiler, akşam saatlerine kadar oturduk, hatta şakalaştık. Hatta bu kilo verme sürecini kendisiyle paylaştık, Sayın Hanımefendinin kilo verme olayını yine aynı şekilde konuştuk. Hatta latife yaptım, ‘Ne yaptın, alkolü de azalttın mı?’ filan diye. ‘Azalttım’ dedi. ‘Bunu hepten bırak’ dedim, bunları da konuştuk. Ve bu süreç içerisinde tabi özellikle Koç Grubu’nun gerek savunma sanayine yönelik, gerek diğer sanayide attıkları adımlar, komşu ülkelerle yapılacak bazı ticari ilişkiler ve bu sürece yönelik de daha neler yapılabilir yatırımlar noktasında; bunları aramızda konuştuk. Özellikle biliyorsunuz bu Altay tankı projesini biz onlara vermiştik Başbakanlığım dönemiydi ve onlar geliştirdiler, onu kendileriyle konuştuk. Buna benzer birçok konuyu iki kardeşle beraberce değerlendirdik. Sabah kalktım, televizyonu açtığımda tabi bu haberi görünce hakikaten doğrusu ben de şok oldum ve hemen anında Ali Bey’i telefonla aradım, başsağlığı diledim, Rahmi Bey de yanındaydı, babasıyla da görüşme yaptık.”
Koç Grubu’nun Türk sanayisinde özellikle son 12-13 yıl içinde ciddi bir performans sergileyerek önemli bir atak ve sıçrama gerçekleştirdiğini de sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine rahmet temennisinden başka bir şeyimiz yok. Pazar günü inşallah defnedilecek zaten, biz de cenaze merasiminde bulunacağız. Tekrar tüm aileye, tüm sektöre başsağlığı dileklerimi burada tekrar etmek istiyorum” dedi.
Torunlarının karneleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ikisinin karnesinin de iyi olduğunu ve takdirname aldıklarını söyledi.