Erdoğan, imam hatip liselerinin 100. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Burhan Felek Spor Salonu'nda düzenlenen "100 Yıllık Hikaye İmam Hatip" etkinliğine katıldı.
Başbakan Erdoğan, imam hatiplilerin çok zulme uğradığını ancak sabrettiklerini belirterek, hiçbir zaman hüzünlenmediklerini, ümitsizliğe kapılmadıklarını, karamsar olmadıklarını, merhametlilerin en merhametlisinden ümitlerini asla kesmediklerini söyledi.
"Kaderin üstünde mutlaka bir kader vardır" diyerek, direndiklerini, mücadele ettiklerini, hiçbir şey yapamadıkları zamanlarda seccadelerine sığındıklarını, ellerini göğe açıp dualarla yol arkadaşlığı yaptıklarını anlatan Erdoğan, kendilerinin sabırsızlardan, tahammülsüzlerden, bütün tahriklere rağmen eline silah alanlardan, şiddeti bir çözüm yolu olarak görenlerden olmadıklarını dile getirdi.
Erdoğan, "Yerin üstü, siyaset, meşru mücadele varken yerin altını tercih edenlerden, gizlenenlerden, sinsi bir virüs gibi bünyeyi işgal etmeye çalışanlardan olmadık. Milletimizle bağımızı, irtibatımızı hiçbir zaman koparmadık" ifadelerini kullandı.
Necip Fazıl Kısakürek'in "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya" dizesini okuyan Erdoğan, üstad Necip Fazıl'ın dillerinden hiç düşmeyen bu anlamlı dizesinden "garip" ya da "parya" kelimelerini değil, "öz yurt" ve "öz vatan" kelimelerini öne çıkartacaklarını, Necip Fazıl'ın da söylemeye çalıştığının bu olduğunu dile getirdi.
"Mücadelemiz, yeni ve büyük Türkiye mücadelesidir"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burası bizim öz yurdumuzdur, öz vatanımızdır. Biz, bu milletin fertleriyiz, bu milletin ta kendisiyiz. Bu toprakların, bu vatanın evladı, bu ecdadın, aziz şehitlerin torunlarıyız. 76 milyon hep birlikte bu ülkenin sahipleriyiz. Bu toprak bizim toprağımız, bu vatan bizim vatanımız, bu şanlı bayrak bizim bayrağımızdır. Biz kendi vatanında, toprağında, kendi milletine karşı şiddete tevessül edenlerden asla olmayız, bunu asla onaylamayız. Biz kendi öz yurdunda, öz vatanında siyaset yolları açıkken, yerin üzerinde güneşle yürümek varken, yerin altını, tedbiri, takiyyeyi, maskeleri, kisveleri tercih edenlerden olmadık ve olmayacağız. Şunu herkesin bilmesini istiyorum. Bizim mücadelemiz Hakk mücadelesidir, adalet, hukuk, milletin değerlerini yüceltme, milletin kutsallarını yaşatma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz, yeni Türkiye, büyük Türkiye mücadelesidir. Haklı olduğumuz bir mücadelede şiddeti tercih edip, haksız konuma düşemeyiz, gayrimeşru yollara tevessül edip, haktan kopamayız. Millet için, Türkiye için yürüttüğümüz bir mücadelede şahsi hırsları, zümrevi hırsları, güç ve iktidar gözü dönmüşlüğünü öne çıkarıp, sırat-ı müstakimden sapamayız."
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol"
Başbakan Erdoğan, kaderi yok sayıp hedefe giden bir yolu meşru kabul edemeyeceklerini, Allah'ın takdirini yok sayıp menzile ulaşmak için her yöntemi mübah göremeyeceklerini kaydetti.
Erdoğan, "Bize gelen emir son derece açıktır: 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.' Ancak doğru olursan kazanırsın, dik durursan başarırsın, rüzgara göre eğilen, yön değiştiren, kalıba göre şekil alan, ilke tanımayan, çizgi tanımayan, ahlak ve edep tanımayan hiçbir mücadele zafer kazanamaz, başarı sağlanamaz, menzile ulaşamaz" diyerek, böyle bir mücadele geleneğinin içinden geldiklerini aktardı.
Hak, millet, yeni Türkiye, imam hatip okulları mücadelesini böyle meşru ve ilkeli bir zeminde verdiklerini ve vermekte olduklarını ifade eden Erdoğan, bu zeminden Allah'ın izniyle hiç ayrılmayacaklarını, milletten ve milletin öz değerlerinden asla uzaklaşmayacaklarını vurguladı.
"Müslüman, Müslüman'a tuzak kuramaz"
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Endülüs'ün saraylarında bir hüküm dikkatinizi çeker. Gidenleriniz görmüştür. Allah'tan başka zafer sahibi yoktur. Onun için ben bugün buradan, bu kapalı spor salonundan, sizlerin huzurunuzda, sizlerle birlikte, canlı yayın yapan tüm televizyon kanallarından milletime ve dünyaya sesleniyorum. O da şudur, şunu unutmayınız: Hangi makamda olursak olalım, kibri, gururu yanımıza yaklaştırmadık ve yaklaştırmayacağız ve şunu unutmayacağız. Müslüman o kimsedir ki onun dilinden ve elinden tüm Müslümanlar emindir, salimdir. Müslüman Müslüman'a tuzak kuramaz. Bırakın Müslüman'ın Müslüman'a tuzak kurmasını başka insanlara da tuzak kuramaz."