Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, milli değerlere sahip çıktıkları sürece alnımız açık ve başımız dik tarihin en şerefli milleti olarak yaşamaya devam edeceklerini belirterek, “Büyük olacaksak, büyük kalmaya devam edeceksek, zaman zaman acılarımız olacak. Sıkıntılarımız olacaktır. Bunları aşmanın yolu bir ve beraber olmaktır. Büyüklerimizin ifade ettiği gibi bir ve iri diri olmamız lazım. Geçmişte böyle oldu. Büyük devlet olduk” dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, birlik ve kardeşliğe daha fazla sahip çıkılması gerektiğini belirtirken, MHP Lideri Devlet Bahçeli ise, “Söğut’un bir milletin doğuşu, dirilişi ve toparlanışın yeridir. Anadolu vatandır ve üzerinde pazarlık asla yapılmaz. Anadolu namustur ve müzakeresi olmaz” diye konuştu.
Söğüt’t 731. Ertuğrul Gazi’yi anma ve Yörük Şenlikleri’nin son gününde şenlik yürüyüşünün ardından şehir stadında program devam etti. TBMM Meclis Başkanı Cemil Çiçek, her sene Söğüt’te kuruluş heyecanını yaşadıklarını belirterek, “Kuruluştaki imanımızı ve inancımızı tazelemek için buralara için geliyoruz. Söğüt, bizim tarihle kucaklaştığımız ve buluştuğumuz kutsal bir mekandır. Aşiretten devlet ve ardından da muhteşem imparatorluk ve tertemiz kültür olarak insanlığını hizmetine sunduk. Burada kurulan imparatorluk ve balkanlara hükümranlık oldu. Dünya nizamına yön verdi. Barışa katkı sürdü. Bu büyük imparatorluğun temelinde Şeyh Edebali’nin ve Ertuğrul Gazi’nin ilkeleri önde oldu. Onların ilkeleri üzerinde kurulan beylik büyük bir imparatorluğa dönüştü. 731 yıl önce Söğüt’e yerleşen Kayı boyu Türklerin 3 kıtaya yaydı. Ertuğrul Gazi’nin yol gösterici ve hoşgörülü ve barışa dayalı devlet anlayışıyla sağlayıcı oldu. Bu cihan devletin himayesinde yüzyıllar içinde yer aldı. Büyük milletimiz ortaya koyduğu barışı ve huzuru özlemle aramakta. Biz, bin yıldır buradayız. Bu coğrafya bizim ebedi vatanımızdır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ebediyete kadar ki büyük Türk milletinin vatanı oldu. Bizi değerlerimize sahip çıktığımız sürece alnımız açık ve başımız dik tarihin en şerefli milleti olarak yaşamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“GELECEĞİMİZİ ACILARIMIZDAN DERS ÇIKARTARAK KURABİLİRİZ”
Din ve ırk ayrımı yapmadan bu ruhun devam edeceğini söyleyen Çiçek, şöyle devam etti:
“Sevincimiz olduğu gibi bitmez tükenmez acılarımız da oldu. İstiklal ve istikbal devrine düştük. Bir çoğumuzun farkında mı bilmiyorum? 2012 yılı Balkan savaşlarını Balkanlardaki çektiğimiz acıların 100. yılı. Ne konuşan var, ne söyleyen var biz oralarda büyük acılarla buradaki coğrafyaya geldik. Geriye dönük defter karıştırmak için değil, geriye dönüp acıları ortaya çıkarmak için değil, bir millet zaferiyle gurur duymazsa, acılarını çak çabuk unutursa geleceği sıkıntıdadır. Acılarımızı ve yüreğimize basarak geleceğimizi bu acılarından çıkarttığımız derslerden inşa edeceğiz. Bu yıl yeni bir ateş yapmak için söylemiyorum. Bu coğrafyanın Türkiye’ Cumhuriyeti devletinin imkanları ve fırsatların kadrini bilmemiz için bu acıların hatırlanması için bunu belirtmek istiyorum. Bir şeyi hiç unutmamalıyız.”
ÇİÇEK: “BU TOPRAKLARDA BÜYÜK OLMAK KOLAY DEĞİL, ÇÖZÜM İÇİMİZDEDİR”
Anadolu’da büyük olmanın kolay olmadığını söyleyen Çiçek, “Kolay da büyük kalınmıyor. Hazar Denizi’nden Adriyatik’e Baltık denizine kadar bütün coğrafyalarda bu milletin insanların milletin ve beraberliğini hayatını verdiği şehitler var. Büyük olacaksak, büyük kalmaya devam edeceksek, zaman zaman acılarımız olacak. Sıkıntılarımız olacaktır. Bunları aşmanın yolu bir ve beraber olmaktır. Büyüklerimizin ifade ettiği gibi bir ve iri diri olmamız lazım. Geçmişte böyle oldu. Büyük devlet olduk. Bugün karşılaştığımız zorlukları da da bu söylediğimiz sözlerin arkasına güzel eserler koyarak bir ve beraber olarak bu zorlukları aşacağız. Bu sorunlarımızı biz çözeceğiz. Başkasından destek beklemek, sorunları aşmak yardım beklemek beyhudedir. Bunun geçmişte faydası olmadı bundan sonra olmadı. Çözüm içimizdedir. Bunun da yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Cumhuriyetimiz güçlendirmekten ve birbirimize kenetlenmekten geçiyor. Meseleyi böyle anlarsak, bu kutlu günü bu toyları bu manada geleceğimizi inşa etmek için ders çıkarma günü olarak anlayabilirsek, o zaman yanı başımızdaki Ertuğrul Gazi’nin ruhu da şad olacaktır. Onların ruhları şad olsun. Milletimizin geleceği aydınlık olsun” şeklinde konuştu.
BOZDAĞ: “SÖĞÜT TARİHİN TANIĞIDIR”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bin yıl önce sultan Alparslan’ın Müslüman Türk milletine kapılarını açtığı Anadolu topraklarında Ertuğrul Gazi’nin Söğüt’te attığı temelle büyük bir cihan devletine döndüğünü söyleyerek, “Söğüt tarihin tanığıdır. Ecdadını adaletini ve kahramanlığının ve medeniyetin hak ve adaletin tanığıdır. Bu topraklar gücünü üzerinde taşıyanlar üzerindeki eserlerinden değil, aynı zamanda altında yatan şühedadan merhum Ertuğrul Gazi’den ve ulemadan velhasıl her alanda insanlığın hayrı için yarış yapanlardan aldı. Bu vesileyle bu cennet yurdu bize vatan kılan her zaman bizim en büyük ilham ve güç kaynağımız olan şehitlerimizi, Ertuğrul Gazi ve bütün gazilerimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun. Mekanları cennet olsun” dedi.
Ertuğrul Gazi’nin Söğüt’te temellerini attığı Osmanlı devletini üzerinde kurulduğu bu toprakların çok önemli olduğuna işaret eden Bozdağ, “Bu anma etkinlikleri şanlı geçmişimizi. İnsanlığımızın ve milletimize yaptığı hizmetleri, perspektifimizi değerleri bir kez daha hatırlamak ve geçmişimizin öğütlerinde ve rehberlerinden istifade etmek için büyük bir hazinedir. Osmanlı medeniyeti birlikte yaşama ve mutlu olma medeniyetidir. Esasında kardeşlik ve birlik medeniyetidir. Osmanlı’nın birlik ve kardeşlik meşalesi sonuna kadar parlayacak. Bu kandilden parlayan ışıkla milletimizi aydınlatmaktan devam edeceğiz. Bu ruh var oldukça bu torunları bu kutlu mirasa milletimizin ve devletimizin güç ve kudreti her zaman tam olacak. Hiçbir güç milletimize ve devletimize bir şey yapamayacak. Asırlardır bu topraklarda Türkü’yle Kürt’ü ile Alevisi ile kardeşçe yaşadık. Hiçbir nifak ve fesat çalışması aramızdaki kardeşliği ve birliği bozamadı. Bundan sonra da bozmayacaktır. Çünkü bu topraklarda yaşayan insanlar, aynı Allah’a ve aynı kitaba inanıyor. Aynı vatan toprağı üzerinde hür ve bağımsız yaşıyor. Aynı sofralarda lokmalarını paylaşıyor. Aynı kültürün ortak mirasçısı ve ilmi e kültürel kaynaklarında besleniyor” açıklamalarında bulundu.
Bozdağ, devletin en büyük güç kaynağının milletimizin birlik ve beraberliği olduğunu ifade ederek, “Şer odakları aramızdaki kardeşlik hukukunu yok etmek için insanımız adına nifak tohumları saçmaya çalışıyor. Bu çalışmaları yılmadan ve usanmadan yapmaya çalışıyor. Büyüyen Türkiye’den dünyanın her yerinden ve sözü olan Türkiye’den rahatsız olan çevreler terör oyunlarıyla insanlar arasında ayrılık tohumları saçmak istemekte. Bize düşün birlik ve kardeşlerimize daha fazla sahip çıkmalıyız. Birliğimizi ve kardeşliğimize yok etmek isteyenlere karşı tek ses ve güç olmalıyız” dedi.
BAHÇELİ’NİN KONUŞMASI
Söğüt ruhundan feyiz almak Ertuğrul gazi felsefesiyle buluştuklarını belirten Bahçeli, “Arayış içinde olduğumuz birlik ve beraberlik istikametinin Ertuğrul Gazi’nin kutlu mirasından geçtiğini anlamak lazımdır. Türk milleti asırların engellerini, tarihin sarp yollarını, zorlukları ve güçlükleri bu mirasın kılavuzluğuyla ile aştı. Fitne çarkı bu şekilde kırıldı. Zalim ve hasis emeller bu sayede muaffak olamadı. Ertuğrul Gazi zihniyeti zaferin, ihtişamın ve adaletin habercisi olarak asırlara Türk imzasını attı. İnsanlığa örnek olacak bu kudret Söğüt’ten yola koyuldu. Farklı din, dil ve kültür medeniyette bulunan engin hoşgörü kimseyi ayırmayan insaflı bakış, yönetim modeli ilhamını Ertuğrul gazinin tavsiyelerinde aldı.Sevgi, adanmışlık ve bağışlama Söğüt’ün hatırası ve mirasıdır. 7 asır önce Anadolu’nun kuzey batısında güneş gibi doğan başarı imanla beslendi. Vatan sevgisiyle güçlendi ve cihanda ve gaza bilinciyle hedefine vardı” dedi.
“ERTUĞRUL GAZİ KUTUP YILDIZIMIZDIR”
Söğüt’te tutuşan sevdanın Ertuğrul Gazi ile başlayan mücadelenin asırlardır sürecek dik başın ve hükümran neslin müjdesi olduğunu kaydeden Bahçeli, “Ertuğrul Gazi bu sebeple kutup yıldızıdır. Osmangazi’nin çınar rüyası böyle bir ortamda gerçekleşerek iradenin doğmasına kaynaklık etti. Söğüt bir milattır. Bu planlı ve büyüme stratejisi 400 çadırlık Türkmen topluluğundan 3 kıtayı kapsayan küresel güce 2 asırda dönüştü. Ertuğrul Gazi ile başlayan tarihi yolculuk sadece Türkleri değil, diğer milletlerin tarihini de yakından etkileyecek önemli hadiselere kapı araladı. Söğüt’te atılan adım dönüşümlere yol açtı. Etkisi bu güne kadar hissedilen olaylara zemin hazırlandı. Söğüt, Türklüğün nefes alarak devletleşmesini sağlayan sığınak oldu. Birbirine giren son yurdumuzun belini doğrultması kuşkusuz burada yeşeren tertemiz vicdanlarla gerçekleşti. Söğüt, doğuşun dirilişin ve toparlanışın merkezidir” diye konuştu.
“ANADOLU NAMUSTUR VE MÜZAKERE YAPILAMAZ”
7 asır önce dalgalanan sancağın Türklüğün kıvanç ve gurur vesilesi olduğunu dile getiren Bahçeli, “. Bundan sonra yere düşmeyecektir. Bu topraklar 1071 Malazgirt’in destanı, vatanlaşan yeni bir nefesin ve başlangıcın adıdır. Anadolu’nun fethi tesadüfi değil, yerleşme ve yurt tutma davasının özeti ve kanıtıdır. Bu topraklar, zorluk karşısında tehdit ve tehlike anında terk edeceğimiz kiralık bir yer de değildir. Dönemsel olarak kaldığı işi bitince süresi dolunca ayrılacağı yolgeçen hanı da değildir. Oğuz boyları ne yaptığını bilen, neye varmak istediğin farkında olan Mete Han ve Atilla’nın ilkelerini taşıyan asalet ve ahlak şaheserleri olarak Anadolu’ya kök saldı. Anadolu vatandır ve üzerinde pazarlık asla yapılmaz. Anadolu namustur ve müzakeresi olmayacaktır. Vatan Ertuğrul Gazinin vasiyeti, Şeyh Edebali’nin duasıdır. Dursun Fakihinin dileğidir. Ceddimizin şehitlik gömleğini seve seve giymesini, bizlere vatan bırakmasını basit bir olay gibi göremeyiz. Saygısızlık olur. Bozgunculuktan nemalanmak isteyenler bu vatan coğrafyasında kan ve can elde edildiğini bir karışında da dahi spekülasyon yapılmasına Türk milletinin müsaade etmeyeceği iyi anlaşılmalıdır” dedi.
“TÜRK’Ü ANLAMAYAN ZİHNİYETE SÖĞÜT RUHUYLA CEVAP VERİLMELİ”
Anadolu’da hep birlikte tutunduklarını ifade eden Bahçeli, “10 asırdır gözyaşlarımız birbirine karıştı. Ellerimiz arzu ile karıştı. Sevinçlerimiz coşkun ırmaklar ile birlikte arttı. Taviz vermeden Türk milleti şerefine leke sürdürmedik. Yeminleri çiğnetmedik. Bundan sonra da çiğnetmeyeceğiz. Fırat’ın koynunda yatan Süleyman Şah’ın çağrısı da budur. Söğüt rehberliği ile aynı vatan ve milletle bugünlere geldik. Bugünlere ulaştık. Ertuğrul Gazi’nin yolundan sapmadan varlığımızı koruduk. Bugün ve yarın da korumaya devam edeceğiz. Bundan sonra da fazla kararlılıkla bu sorumlulukta olacağız. Bölücüler ve hainler Ertuğrul Gazi ruhu canlı ve diri olduğu sürece açtıkları fesat çukuruna düşmekten kesinlikle kurtulmayacaktır. Bunun olması için geçmişin mirasına sahip çıkılsın. Millet ve varlığı farklılıklarla sarsılmasın. Kimliğimiz ve tarihi değerlerimiz yüz üstü bırakılmasın. Söğüt’ten bir imparatorluk çıkmasının sebebi kardeşliğin sağlanmasında aranmalıdır. Fırsatçılara etnik ve bölücü tetikçilere yabancı projelere Türk gerçeğini anlamak istemeyen zihniyete Söğüt ruhuyla cevap verilmeli. Bu mücadele ve macerası kardeşlik ve dostluk üzerine inşa edildi. Birlik ve kardeşliğimiz veli nimet olarak görülmeli. Söğüt ateşi yandığı sürece Türkmen ve Yörük varlığını sürdürdüğü müddetçe Türkiye vatanı ve milletle dimdik ayakta kalacak. 7 asır önce ilan edilen nam ve haysiyetli duruş geleceğe yürüyecek. Türk milletinin basiretine mil çekmeye çalışanlar başaramayacak. Varlığımızı çürütmeye çalışanlar sonuç almayacaktır. Boş yere nefes tükettiklerini er geç anlayacaklar” açıklamalarında bulundu.
BBP Lideri Mustafa Destici, Türkiye’nin gerçekten karanlık ve zor günler geçirdiğini ifade ederek, “Barış ve selamet için toprak ve nefes olan bu medeniyet ateşi bugüne dek geldi. Gerçekten karanlık ve zor günler geçiriyoruz. Türkiye’ye ve Türk’e karşı tarihi rövanş içinde olan küresel dış güçler ülkemizi pasifize etmek ve ufaltmak ve etkisizleştirmek ve kendilerine bağlı hale getirmek istiyorlar. Bunun için de etnik bölücü hareketleri besliyor, büyütüyorlar. Fitne ateşine odun atarak ateşi besliyorlar. Bu ülkeyi bölmek ve parçalamak Türk’ü Anadolu’dan göndermek isteyen odaklar boş durmadı ve boş durmuyor. Ertuğrul Gazi ve arkadaşlarının yaptığı ve vatanseverlik ateşi bu kutlu topraklara maksatsız ve karşılıksız ‘vatanım’ diyen her birimizin içinde yanmaktadır” dedi.
“ATALARIMIZA İHANET ETMEYECEĞİZ”
Türkiye için egemenliğin bölüşülmez ve paha biçilemez olduğunu ifade eden Destici, “Masa başında pazarlık yapmaya çalışılan dilimiz, bayrağımız ve egemenliğimiz sadece sembolümüz değil, ta kendisidir. Egemenlik, bizim için bölüşülemez ve vazgeçilemez. Uğrunda can verilen bir değerdir. Egemenlik alperenliğin baş şartıdır. Namustur. Nasıl ki namus ya vardır ya yoktur. Namusun bir kısmı olmazsa egemenliğinde de bir kısmı olmaz. Biz biliyoruz ki bu toprakları emanet eden atalarımıza karşı sorumluluk vardır. Atalarımıza ihanet etmeyeceğiz Bizden sonraki nesle karşı sorumlu olacağız. Bu uğurda her türlü riski alır, kimseni hayal edemediği kararlılıkla mücadele ederiz. Atalarımızdan aldığımız özgür, müstakil ve temiz kutlu toprakları torunlarımıza teslim etmeye mecburuz. Ertuğrul Gazi ve kardeşlerinin bıraktığı gibi. Söğüt ruhu bize bu değerleri ve boyun borcumuzu hatırlatmaktadır. Bu köklü mirasın temsili olarak toplumsal barışın ve kardeşliğin güçlenmesi için hep birlikte el ele ererek çalışmak zorundayız. Türkiye’nin aydınlık yarınlarını hep birlikte kuracağımızdan hiçbir zaman şüphe duymadım ve duymuyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Yörük göçü, Yörük gelin alma, halk oyunları gösterisi mehteran bölüğü gösterisi ve konseri, tören geçişi yapıldı. Meclis Başkanı Çiçek ve Bozdağ,alana temsili bayrak dikti. Programda, ayrıca Bahçeli’ye Türk cumhuriyetlerinin bayrakları teslim edildi.