Ardahan Üniversitesi (ARÜ) öğrencileri, 21 yıl önce Hocalı kasabasında yaşanan acı olayları unutmadı, unutturmadı.
26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki Hocalı kasabasında, Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde katledilen Azeri siviller, 26 Şubat 2013 Salı Günü Ardahan Üniversitesi’nde yapılan çeşitli etkinliklerle anıldı.
Anma programı, Rektörlük binası önünde ARÜ Dede Korkut Düşünce Topluluğu üyelerinin basın açıklaması ile başladı. ARÜ’lü öğrenciler tarafından yapılan basın açıklamasında özetle, “Türk milletinin kanayan yarası olan Hocalı Katliamı’nı asla unutmadık ve unutturmayacağız” mesajı dile getirildi. Basın açıklamasının ardından ARÜ Dede Korkut Topluluğu üyeleri, Ardahan’da 03-05 Ocak 1915 tarihlerinde yakılarak hayatını kaybeden 300 Türk’ün anısına dikilmiş olan ‘Yanık Camii Anıtı’ önünde, Hocalı’da katledilen siviller için dualar okudu.
“HOCALI KATLİAMI” ANISINA KONFERANS YAPILDI
Anma programı, Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Âşık Zülâli Konferans Salonu’nda saat 13.30’da başlayan “Hocalı Katliamı” isimli konferans ile devam etti. Konferansa konuşmacı olarak, Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Suat Vural ile Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Rövşen Guliyev katıldı. ARÜ’nün akademik ve idari personelinin yanı sıra çok sayıda öğrencinin de katıldığı konferans; saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından Hocalı Katliamı’nı anlatan belgesel filmin gösterimi yapıldı.
VURAL’IN SUNUMU
Film gösteriminin ardından, sunum yapmak üzere kürsüde yerini alan ARÜ Tarih Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Suat Vural, “Keşke bunları görmeseydik, keşke bunlar hiç olmasaydı” cümlesiyle sözlerine başladı. Daha sonra, savaş ve katliam kavramlarıyla ilgili bir takım tespitlerde bulunan Vural, insanlık tarihinde savaşların doğal olduğunu ve ölümlerle sonuçlandığını belirterek, “Oysa Türk tarihinin hiçbir evresinde bedenlere, cesetlere işkence yapılmamıştır. Hakaret edilmemiştir” diye konuştu.
Öte yandan Yrd. Doç. Dr. Suat Vural, Dağlık Karabağ bölgesinde Ermenistan askeri birliklerinin, 1991 yılından 1993 yılına kadar süren işgal süreçlerini, sonuçlarını ve yansımalarını ele aldı. Türklerin tarihte birçok defa katliamlara maruz kaldığını hatırlatan Vural, işgal edilmiş Dağlık Karabağ Bölgesi’nde ve onun etrafındaki bütün şehirlerde bulunan tarihi eserlerin yok edilerek, bölgeden Türk izlerinin silindiğini bildirdi. Yaşanan olayları tarihi kayıtlara ve istatistikî verilere dayanarak değerlendiren Vural, şu hususun altını çizdi: "Hocalı köyünde yaşananlar savaş ortamına dahi sığmayacak niteliktedir ve tam anlamıyla bir soykırımdır. Ermenilerin bu köyü işgal ederek bütün Türk dünyasına verdikleri ağır mesaj bellidir. Ancak mesaj vermek için insanlık adına tarihin en acımasız soykırımlarından birini gerçekleştirme hunharlığı, tarihin hafızasına yazılmıştır."
Yaşanan olayların ulusal ve uluslararası basındaki yansımalarına değinen ve sağduyu çağrısında bulunan Vural, “Biz Türkler ağıt yakmayı sevmediğimiz için hiçbir zaman bize karşı yapılan soykırımlar ve zulümler tarihi hafızamıza kazımamış, çabuk unutmuşuzdur” diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Hocalı’da yapılan soykırım düşmanlık duygularımızı beslememeli. Düşmanlıkla bir yere gidilmez. Meseleleri bilmeli, şuurlu olmalı; ama düşmanlık yapmamalıyız. Biz İmparatorluk bakiyesi bir milletiz. Ermeniler de dâhil olmak üzere, komşularımızla iyi ilişkiler kurmalı, onları büyük bir hoşgörü ile zalimlerden korumalıyız. Zira Türk’ün töresi bunu gerektirmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Suat Vural’ın ardından kürsüde söz alan isim, Ardahan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Rövşen Guliyev oldu. “Hocalı Soykırımı” vurgusuyla sözlerine başlayan Guliyev, Hocalı olaylarının üzerinden 21 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Biz 21 yıldır Hocalı Katliamı’nın sulh yoluyla çözülmesini ümit ediyor ve bekliyoruz. 21 yıldır bekliyoruz ki, Batı ne zaman bunu çözecek. Bu sorunun çözümü için bir 21 yıl daha mı beklememiz gerekiyor? Siz gençler bizim geleceğimizsiniz. Yaşanan bu olaylardan ders almalısınız.” ifadelerini kullandı.
Guliyev, sözlerini kendisinin kaleme aldığı “Özüne Dön” isimli poemasından küçük bir kısım seslendirerek sunumunu sonlandırdı.