Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çözüm süreci kapsamında 4 kişilik izleme heyeti oluşturulduğu iddialarına ilişkin, “Bunlar doğru şeyler değil. Birilerini tatmin için bu işler yapılmaz” dedi.
CUMHURBAŞKANI’NIN DEĞERLENDİRMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. IŞİD’le ilgili bir soru üzerine konuşan Erdoğan, “Öncelikle DAİŞ’le alakalı olarak çeşitli dünya ülkelerinden aşta Avrupa olmak üzere ülkemiz üzerinden turist olarak gelip, Suriye’ye geçenler noktasında zaman zaman gerek şahsım, gerek başbakan, gerekse Dışişleri Bakanının açıklamaları oldu. Eğer bizlere bunlar bildirilirse, bizler bunları sınırda yakalar, ondan sonrada iade ederiz şeklinde. Buradaki rakamlar nihai rakamlar nereye geldi bilmiyorum ama çok ciddi bir rakam olduğuna şahidim. Bunları iade ediyoruz ve bundan sonra bize bildirilmesi halinde bunları yakalayıp iade etmek bizim hem insani, hem vicdani görevimizdir. Eğer bize bildirilmiyorsa kimse de kalkıp Türkiye’ye bunun hesabını soramaz. Ama bildiriliyorsa biz onları kesinlikle yakalar ve iade ederiz. Dün özellikle Tunus’taki olay Bardo Müzesi’nin yanındaki aldığımız haberler yine DAİŞ terör örgütünün bunu üstlenmiş olması istikametindedir ama bu terör olayının neticesinde 20’ye aşkın dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş çocuk, kadın erkek orada ölmüş olması bir katliam, büyük bir cinayettir. Bundan dolayı ölenlerle ilgili taziyelerimizi en üst seviyede ifade ederken, aynı şekilde Tunus yönetimine de bu konudaki kınamalarımızı yazılı olarak bildirmiş durumdayız” dedi.
TERÖRÜN ACISI
Terörün içinde yaşayan bir ülke olarak Türkiye’nin bu tür işlerin acısını gayet iyi bildiğini belirten Erdoğan, “Terörün lokal bir durum olmadığını, bunun uluslararası bir konu olduğunu, bunun dini, ırkı, milleti, vatanı olmadığını hep söylüyoruz. Burada da böyle bir neticeyi yine görmüş bulunuyoruz. Buraya gelen insanlar Tunuslu değil. Ama Tunus’ta çok farklı güzel emellerle oradaki tarihi bir yeri gezmeye gelmiş olan bu turistlere karşı yapılan bu eylemin hiçbir takdir edilen veya kabul edilebilen bir yanı yoktur. Bu bir cinayet, bir katliam. Bu katliama karşı tüm ülkeler, tüm insanlık hep birlikte ayağı kalkmalıdır ve Türkiye olarak biz her zaman diyoruz ki terörle mücadelede üzerimize ne düşüyorsa bunu yapmaya biz varız” diye konuştu.
TÜRKİYE GÖREVİNİ YAPIYOR
Erdoğan, 12 bin 520 kişi hakkında ülkeye giriş yasağı bulunduğunu ve yakalanıp iade edilenlerin sayısının da 1170 olduğunu ifade ederek, “Demek ki Türkiye bu konuda üzerine düşen görevi yapıyor ve yapmaya devam edecektir” dedi.
Çözüm süreci kapsamında 4 kişilik bir izleme heyeti oluşturulduğu yönündeki haberlerin sorulması üzerine ise Erdoğan, bunları gazetelerden okuduğunu söyledi. “Böyle bir şeyden doğrusu benim bir haberim yok ve bu olaya da ben olumlu bakmıyorum” diyen Erdoğan, “Çünkü başbakanlığım döneminde de akil insanlar heyetinden bir grubun gitmesine nasıl bakarsınız dedikleri zaman bunları doğru bulmadığımızı o zaman zaman da söylemiştim. Aynı şeyi şimdi de söylüyorum. Bunlar doğru şeylerde değil. Bu konuda işin başından itibaren her ülkede olduğu gibi istihbarat teşkilatları bu işin birinci derecede süreci yönetenleridir. Onlarla bu işler yürür. Kaldı ki burada bizler o dönemde malum temsilcileri konumunda olan siyasi partiden 3 elemanı buraya gönderdik. Hükümet olarak gönderdik, bunları gizlemeye gerek yok. Ama bu sayının 3’ten 5’e, 7’ye, 15’e çıkması veya ayrı bir grubun oraya gönderilmesi neyi değiştirecek ki. Birilerini tatmin için bu işler yapılmaz. Eğer bu işin yönetimi hükümetteyse hükümet de burada üzerine düşeni, gerekeni başlattığı bir süreç üzerinde devam ettirmelidir. Bunun dışındaki süreç sadece kendi çerçevesi içinde kalmalıdır. Zaman zaman dağa bile çeşitli roman yazarları gitmişlerdir. Ne netice alınmıştır? Herhalde yeni romanlar mı yazdırılacak. Bunlara gerek yok ve bunları da doğru bulmuyorum. Bunlar da benim samimi düşüncelerimdir” şeklinde konuştu.
ERDOĞAN: “ABD YÖNETİMİNİN KATİL ESED’İN ARKASINDA YER ALACAĞINA İHTİMAL VERMİYORUM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta içerisinde ABD’nin Suriye konusunda yaptığı açıklamalarına ilişkin olarak, “ABD yönetiminin katil Esed’in arkasında yer alacağına ihtimal vermiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmi temasları çerçevesinde bulunduğu Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Erdoğan, Poroşenko ile yaklaşık 3 saat süren bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getirerek, “2011 yılında başlattığımız bu Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantıları’nın bu dördüncüsüydü. Biz içeride ikili görüşmemizi yaparken bu arada da bakanlarımız kendi aralarında görüşmelerini sürdürdüler. Öncelikle şunu belirtmek isterim, Türkiye dostu ve komşusu Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkisini daha da ilerletmeye hazırdır. Stratejik ortaklık demek, iki ülkenin kritik durumlarda aynı konularda paylaşım yapabilmesi demektir. Biz bu ortaklığın gereği neyse onu yapmanın gayreti içindeyiz ve bugün burada onun için varız” diye konuştu.
“EN BÜYÜK ARZUMUZ BU ZOR ZAMANLARIN BİR AN ÖNCE AŞILMASI”
Kırım dahil Ukrayna’nın egemenliğine, siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne olan desteği her platformda ifade ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’nın Avrupa kurumlarıyla ile ilişkilerini geliştirme hedefini meşru kabul ediyor ve bunu destekliyoruz. Ukrayna ile kriz kelimesinin bir arada anılması bizleri üzmektedir. En büyük arzumuz bu zor zamanların bir an önce aşılması, yeniden ülkenin her karışında barış ve huzurun gerçekleşmesidir. Mevcut sorunlara uluslararası hukuk ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temelinde diplomatik yollardan çözüm bulunmasını diliyoruz. Bu bağlamda 12 Şubat’ta Nice’te varılan mutabakatı destekliyor, imzalanan önlemler paketinin bir an önce ve bütüncül bir şekilde uygulanmasını temenni ediyoruz. Açılan bu fırsat penceresi sonuna kadar aralanmalıdır” ifadelerini kullandı.
“KIRIM TATAR TÜRKLERİ’NİN DURUMLARINI YAKINDAN İZLİYORUZ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu arada Ukrayna yönetiminin kriz sürecinde ülkelerine olan sadakatlerini ortaya koyan Kırım-Tatar Türkleri başta olmak üzere tüm etnik ve dini grupların haklarını tanıyan ve koruyan tavrının devamını diliyoruz. Bu vesileyle, bu konuda değerli dostuma teşekkürlerimi sunmayı da bir borç bilirim. Zat-ı devletleri, Kırım Tatarları’nın lideri durumunda olan gerek Sayın Kırımoğlu ve gerekse Kırım Tatar Meclis Başkanı Rıfat Çubarov’a gösterdikleri ilgiden dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum.”
Türkiye’nin tarihi ve kültürel bağlarının bulunduğu Kırım’da tüm zorluklara, baskılara rağmen duruşlarından taviz vermeyen Kırım Tatar Türkleri’nin durumlarının yakından izlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerimizin sorunlarını hem uluslararası platformlarda hem de ikili temaslarımızda gündeme getirmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
10 MİLYON DOLAR HİBE
Poroşenko’nun liderliği altında köklü reformlar gerçekleştirmek isteyen bir yönetim anlayışının hakim olduğunun görüldüğünü ifade eden Erdoğan, “Biz de stratejik ortağımıza elimizden gelen desteği vermeyi sürdüreceğiz. Kendilerinin de ifade ettiği gibi bu noktada 50 milyon dolarlık bir kredinin Ukrayna’ya sağlanmasını kararlaştırmış bulunuyoruz. Ayrıca yerlerinden edilmiş kişiler için kullanılmak üzere 10 milyon dolarlık insani yardımı hibe olarak Ukrayna hükümetine sağlama kararı aldık. Komşuluğumuzun, stratejik ortaklığımızın gereği olan bu yardımlarımızın Ukraynalı dostlarımıza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
EKONOMİK İLİŞKİLER
Erdoğan, az önce görüşmelerin sonuçlarına ilişkin olarak bir ortak açıklama imzalandığından bahsederek, imzalanan bu belgelerin iki ülke için hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini dile getirdi. Görüşmelerde ikili ticari ve ekonomik konuların üzerinde hassasiyetle durulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan 12 yıl önce aramızdaki ticaret hacmi 1,3 milyar dolardı. 2014 sonu itibariyle bu yaklaşık 6 milyar dolar seviyesine çıktı. Ve Sayın Başkan ile yukarda artık bir mutabakatı daha sağlayalım istedik. ‘Bu rakamı 2017 sonu itibariyle 10, 2023 yılı sonu itibariyle 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmine kavuşturalım’ dedik. Bu hedeflere ulaşmak için de özellikle son aşamaya geldiğimiz serbest ticaret anlaşmasını kısa zamanda sonuçlandırmayı kararlaştırdık. Tabi Ukrayna yönetimine sağlayacağımız desteğin bir yönü de özel sektörün buradaki faaliyetleri olacaktır. Bu bakımdan Turkcell’in buraya girişi ve atılan imza bunun en güzel örneğidir” ifadelerinde bulundu.
“UKRAYNA’DA İLİŞKİLERİMİZİ ÇOK DAHA ZENGİNLEŞTİRMEK İSTİYORUZ”
Ukrayna yönetiminin Türk şirketlerine gerekli desteği vereceklerinden emin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının gerekli ortam sağlandığında, adil rekabet şartları temin edildiğinde fevkalade başarılı çalışmalara imza atacağına yürekten inandığını dile getirdi. Erdoğan, Türk müteahhitlik firmalarının dünyada medar-ı iftihar kaynağı olduğunu vurgulayarak, “Nitekim Ukrayna’da da üstlendikleri projelerin toplam tutarı 4,5 milyar dolardır. İnanıyorum ki bu zor dönem atlatıldığında Ukrayna’da bu noktada tecrübeleri bulunan müteahhitlik firmalarımız çatışmalardan zarar gören yerlerin altyapısının yenilenmesi noktasında görev üstlenmeye hazırdır. Gerek TİKA gerekse Yunus Emre Kültür Merkezimizle de Ukrayna’da ilişkilerimizi çok daha zenginleştirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine göstermiş olduğu ilgi ve alaka sebebiyle teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
“ABD YÖNETİMİNİN KATİL ESED’İN ARKASINDA YER ALACAĞINA İHTİMAL VERMİYORUM”
ABD’nin Suriye politikasında bir değişiklik söz konusu olup olmadığının ve böyle bir değişikliğin Suriye’yi nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine, CIA başkanının bu konudaki açıklamalarıyla ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ifadesinde tutarsızlık bulunduğunu dile getirerek, “Sonunda gerçi aynı kapıya çıkıyor. Geçen haftalarda da bu konu gündeme geldi daha sonra Kerry’nin ofisinden bunun yalanlandığını gördük. Bizim de bu arada yapmış olduğumuz anlaşmalara baktığımız zaman eğit-donat ile birlikte rejime yönelik bazı tespitler var. Öyle zannediyorum ki liderler zirvesinde yapacağımız görüşmelerle bu ifadelerin en doğru olanını o zaman daha iyi anlamış olacağız. Çünkü Esed’in başında olduğu bir Suriye’nin artık huzura, refaha ermesi kesinlikle mümkün değildir. Amerikan yönetiminin de, kurumlarının da böyle bir katilin arkasında yer alacağına ihtimal vermiyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE KARADENİZ’DE GÜVENLİK NOKTASINDA BİR SİGORTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde güvenlik sağlanması yönünde atmayı planladığı adımlar nelerdir” şeklindeki soruyu şöyle cevaplandırdı:
“Öncelikle Türkiye’nin şu anda Karadeniz Bölgesi’ndeki güvenlikle ilgili tedbirleri zaten gerek eniz gerek hava gerekse kara olarak mevcuttur. Kimden, hangi şartlarda olursa olsun bir NATO ülkesi olarak Türkiye bütün tedbirlerini almış ve hazır vaziyette zaten beklemektedir. Türkiye aslında Karadeniz’de aynı zamanda da güvenlik noktasında bir sigortadır. Şu ana kadar da sorun yaşanmamıştır. Temenni ederiz ki bundan sonra da yaşanmaz.”
“TÜRKİYE’NİN DOĞALGAZ İHTİYACINI AĞIRLIKLI OLARAK RUSYA KARŞILIYOR”
Türk doğalgaz akımının gerçekleştirilmesiyle ilgili ne tür risklerin mevcut olduğu sorusu üzerine ise Erdoğan, “Biliyorsunuz Rusya, güney akımı öncelikle Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya doğalgazını göndermekteydi, hedef buydu. Hatta kendi projelerini gerçekleştirmek için bizim sularımızı da kullanmak istediler. Biz müsaade ettik. Fakat daha sonra Bulgaristan Avrupa’ya geçişe önce müsaade etmişti sonra müsaade etmedi. Akabinde bize bu teklifle geldiler. Bizler de kendilerinin bu tekliflerini yaptığımız değerlendirmeler sonucunda makul karşıladık. Rusya’nın bu arzına Avrupa’nın talebi ne olacaktır onu kestirebilmek şu anda mümkün değil. Türkiye olarak bizim şu anda ağırlıklı doğalgaz ihtiyacımızı karşılayan ülke Rusya’dır. İkinci derecede İran’dır, üçüncü derecede Azerbaycan’dır. Bu tabi aynı zamanda bir çeşitlendirmenin de neticesidir” dedi.