Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün artık Uluslararası arenada bilim ve teknoloji alanında da bir Türkiye modelinden söz ediliyor. Bu gelişmeleri, bu hızı kesintisiz şekilde sürdürmemiz gerekiyor” dedi.
Vali Galip Demirel Ankara Vilayetler Evi’ndeki Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 27. Toplantısı’na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu katıldı. Toplantıya ayrıca, Sakarya’da bir fabrikanın açılışında açıklama yaparken fenalaşan ve sağlık ekipleri tarafından müdahale edilen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da katıldı.
Ana gündemi “Ulusal Yenilik Sistemi ve Biyoteknoloji” olan toplantıda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yenilik gündeminin belirlendiği bu toplantıda ülkemiz ve bilim dünyası için hayırlara vesile olacak kararları alacağımıza inanıyorum. Bugün Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’na 18. kez başkanlık ediyorum. Tüm bu süreç boyunca burada aldığımız kararların bütün kurumlarca sahiplenmiş ve hızlıca hayata geçirilmiş olmasından da memnuniyet duyuyorum” dedi.
TÜRKİYE’NİN GELİŞME SÜRECİ
“Geriye dönüp baktığımızda ülkemizde katma değer oluşturan bilim, teknoloji ve yenilik alanındaki gücümüzü ileriye taşıyan tüm gelişmelerin Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu kararlarına dayandığını görüyoruz” diyen Erdoğan, bilim, teknoloji ve yeniliğin bir ülkenin gelişmesindeki en önemli itici güçlerden biri olduğuna inandıklarını belirtti. Bunun için ülke gündeminin yoğun olduğu dönemlerde dahi bu toplantıları yapmaktan, toplantılara bizzat katılmaktan vazgeçmediklerine dikkat çeken Erdoğan, “Bilim ve teknoloji ile ilgili konular daima gündemimizde en üst sıralarda yer aldı. Özellikle Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda himaye altına aldığımız, öncelik verdiğimiz alanlardaki gelişmeleri çok yakından takip ettik.
Toplantılarımızda giderek daha tematik alanlara yöneliyor, ülkemiz için öncelik arz eden konulara odaklanıyoruz. Bu şekilde üzerinde durduğumuz alanlarda önemli mesafe kat ettiğimizi memnuniyetle görüyorum” şeklinde konuştu.
“AMACIMIZ 2023 YILINDA ELEKTRİK ÜRETİMİ İÇERİSİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PAYININ EN AZ YÜZDE 30 OLMASINI SAĞLAMAK”
2010 yılında gerçekleştirilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısı’nda da öncelikle alan ilan edilen enerjiye odaklandığını, yerli enerji kaynaklarının ve yerli üretim teknolojilerinin kullanımını arttırmak için önemli kararlar alındığını vurgulayan Erdoğan, “Bu kararlar doğrultusunda ülkemizde var olan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmaya yönelik çalışmalar hız kazandı. Yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgili bakanlıklarımız arasında imzalanan protokoller çerçevesinde yerli üretim teknolojilerine yönelik santrallerin kurulması, yerli teknolojilerin geliştirilmesi çalışmaları hızlandı. Amacımız 2023 yılında elektrik üretimi içerisinde yenilenebilir enerji payının en az yüzde 30 olmasını sağlamak. Hedefimiz bu” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, bir önceki toplantının gündemini oluşturan E-devlet ve üstün zekalı çocukların eğitimi kapsamında da önemli ilerlemeler sağlandığını belirterek, “Vatandaşlarımızın kamu hizmetlerine bizzat kurumlara gelmeden en kısa sürede ve kaliteli şekilde ulaşabilmesi için yürüttüğümüz çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor” dedi.
“EN ÖNEMLİ AMAÇLARIMIZDAN BİRİ DE ARGE TEMELLİ BİLGİ EKONOMİSİNE ULAŞMAK”
“En önemli amaçlarımızdan biri de eğitim temelli, Ar-Ge temelli bilgi ekonomisine ulaşmak” diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Toplantılarımızdan birini tamamen bu konuya ayırmış, milli eğitim sistemimiz ile Bilim ve Teknoloji politikalarımızı bütünleştirmeye yönelik karar almıştık. Bu kapsamda MEB ve TÜBİTAK başta olmak üzere eğitim müfredatımızı bilimsel kriterler doğrultusunda yeniledik. 2023 yılında tüm illerimize yaymayı hedeflediğimiz bilim merkezleri, Konya ve Bursa’da hayata geçti, Kayseri ve Kocaeli Bilim Merkezleri ise tamamlanmak üzere. Okullarımızda yaygınlaştırdığımız bilim fuarları ile araştırma ruhunun projeciliğin tüm öğrenci gruplarına yayılmasını sağlıyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz dönem binin üzerinde okula 6 trilyon TL destek verdik. Öğrencilerimizin tamamı için fırsat eşitliği sağlayan bir altyapı kurarak dersleri video ortamına yaymak suretiyle öğrencilerimize sunduk.”
“ÜLKEMİZ SADECE TÜRK GİRİŞİMCİ VE YATIRIMCILAR İÇİN DEĞİL YABANCILAR İÇİN BİLE CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELMEYE BAŞLADI”
Girişimcilik ve yenilikçilik ekosisteminin etkinleştirilmesi başlığı altında alınan kararların da uygulama neticelerini elde etmeye başladıklarını dile getiren Erdoğan, “Girişimcilere yönelik yeni destek programlarından vergi indirimlerini, genç nesile girişimcilik kültürü aşılayacak ders programlarından akademisyenlerimizin girişimci faaliyetlerini teşvike kadar birçok çalışmayı hayata geçirdik. Artık ülkemiz sadece Türk girişimci ve yatırımcılar için değil yabancılar için bile cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Kaynaklarımızı genç-yaşlı ayrımı yapmadan parlak fikri olan tüm girişimcilerimizin önüne serdik. Üniversitelerde teknoloji transfer ofislerinin kurulumunu teşvik etmeye yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu yönde faaliyet gösteren teknoparkların kurulması ve geliştirilmesi için TÜBİTAK kanalıyla üniversite başına yılda 1 milyon TL destek sağlıyoruz. Ülkemizde ilk kez girişim sermayesi fonlarına destek vermeye başladık. Girişimci adaylarına geri ödemesiz destekler ve pazarda başarılı olabilmeleri için danışmanlık hizmeti veriyoruz. Her yıl girişimci ve yenilikçi üniversite endeksini yayınlayarak üniversitelerimizi girişimciliğe yönelik niteliklerini artırmaları yönünde teşvik ediyoruz” şeklinde konuştu.
Bugünkü toplantının gündemini “Ulusal Yenilik Sistemi ve medikal biyoteknoloji” olarak belirlediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, toplantıda geleceği şekillendirecek en kilit alanlardan biri olan medikal biyotekoloji alanında kamu, özel sektör ve üniversiteler bünyesinde atılması gereken adımların masaya yatırılacağını vurguladı. Erdoğan, “Bunun yanın sıra ARGE ve yenilik sistemimizle eğitim konusundaki çalışmaları değerlendireceğiz. Günümüzde biyoteknoloji ürünleri sadece sağlık alanında değil, tüm sektörde önemli hale geldi. Hedefimiz biyoteknolojik ve biyobenzer ürünler başta olmak üzere daha yüksek katma değerli ilaçlar üreten rekabetçi bir yapıya kavuşturmaktır. Bunun için yurt içi tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme ihtiyacının yüzde 20’sinin yurtiçi ilaç ihtiyacının değer olarak yüzde 60’ının yerli üretimle karşılanmasını hedefliyoruz. Sağlık hizmetlerinde kendi önceliklerimiz ve hassasiyetlerimize uygun olarak biyoteknoloji odaklı atılımları gerçekleştirmek mecburiyetinde olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Bilim ve teknoloji alanında bu treni kaçırmaya asla niyetimiz yok” dedi.
“BİRÇOK ALANDA OLDUĞU GİBİ BİLİM TEKNOLOJİ VE YENİLİK ALANINDA DA TARİHİ BİR ATILIM İÇİNDEYİZ”
Türkiye’nin 12 yıl öncesinin Türkiye’si olmadığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“Birçok alanda olduğu gibi bilim teknoloji ve yenilik alanında da tarihi bir atılım içindeyiz. Son yıllarda yaşanan o sıçramayla ülkemiz 2000 yılında 3,4 milyar TL olan Ar-Ge harcamasını 2012 yılında 13 milyar TL’nin üzerine çıkardı. Ar-Ge harcamasının GSYİH'e oranı yaklaşık 2 katına çıkarak 2000 yılındaki yüzde 0,48 oranından, 2012 yılında yüzde 0,92 oranına ulaştı. Yeterli mi? Yeterli değil. Daha da artması lazım. Bilim, teknoloji ve yenilik atılımlarımızın en önemli sonuçlarından biri de özel sektörün bu alandaki çalışmaları önem arz etmeye başladı. Özel sektörün ARGE harcamaları 2012 yılında 5,9 milyar TL'ye ulaşarak 2000 yılı değerinin 5 katına çıktı. 2012 yılında tam zaman eşdeğer ARGE personeli sayısı 105 bine, araştırmacı sayısı ise 82 bine ulaştı. Bunlar 2000 yılındaki değerlerin yaklaşık 4 katı.”
“ÖZEL SEKTÖR ARGE PERSONELİ SAYISI 2000 YILINA GÖRE 8 KATA YAKIN BİR ARTIŞLA 2012 YILINDA 52 BİNİ GEÇTİ”
Ar-Ge harcamalarındaki artışa paralel olarak özel sektörde istihdam edilen Ar-Ge personelinin de sayısının arttığını söyleyen Erdoğan, “2009 yılında ilk kez özel sektör ARGE personeli sayısı, yüksek öğretimdeki Ar-Ge personeli sayısını geride bıraktı. Bu eğilim daha sonraki yıllarda da devam etti ve özel sektör Ar-Ge personeli sayısı 2000 yılına göre 8 kata yakın bir artışla 2012 yılında 52 bini geçmiş bulunuyor. Tüm bu gelişmeler Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yenilik alanındaki atılımın yakaladığı ivmenin göstergeleridir” dedi.
“ARTIK YARIŞTIĞIMIZ KULVARI DEĞİŞTİRMEMİZİN ZAMANI GELMİŞTİR”
“Bugün artık Uluslararası arenada bilim ve teknoloji alanında da bir Türkiye modelinden söz ediliyor” ifadesini kullanan Erdoğan, “Bu gelişmeleri, bu hızı kesintisiz şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Şimdi atacağımız adımlar bu bakımdan önem arz ediyor. Motivasyonumuzu, hızımızı kaybetmeden, hedeflerimize kilitlenerek el birliğiyle hareke etmemiz gerekiyor. Gelişmiş ülkeler göre orta halli olan konumumuzu bir üst lige taşımazsak, o zaman gerilememiz kaçınılmazdır. Bunun yolu da Ar-Ge ve eğitime önem vermekten geçiyor. Artık yarıştığımız kulvarı değiştirmemizin zamanı gelmiştir. Bunun için de verimlilik ekonomisi yerine bilgi ekonomisine geçmesinin hazırlıkların süratle tamamlamalıyız. Genç ve dinamik nüfusuyla tüm dünyada bilimin, yeniliğin ve kalkınmanın öncüsü olabilecek bir ülke potansiyeli taşımamız en büyük avantajımızdır” dedi.
“BİZİM BU ÜLKE İÇİN BU MİLLET İÇİN ÇOK BÜYÜK HAYALLERİMİZ, HEDEFLERİMİZ VAR”
Türkiye’nin bilgiyle, bilimle atılan temeller üzerinde yükselmesini sağlamada herkese görevler düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birlik ve beraberlik içinde kararlılıkla çalışmalarımızı devam ettirmeli, Ar-Ge ve yenilik alanlarında atacağımız sağlam adımlarla Türkiye’nin büyüme hikayesini yazmayı sürdürmeliyiz. 2023 hedeflerimize doğru emin adımlarla ilerlerken 2053’ü, 2071’i planlamayı da ihmal etmiyoruz. Böylesi derinlikli bir perspektifiniz olmadan günlük olayların, anlık gelişmelerin tüm bu gelişmelerle beraber o rüzgar önünde sürüklenerek hedeflerimize ulaşamayız. Bunun için biz bir yandan önümüze çıkan sorunlarla mücadele ederken asıl geleceğimizi, çocuklarımızın, torunlarımızın Türkiye’sini kurmanın çabası içindeyiz. Bizim bu ülke için bu millet için çok büyük hayallerimiz, hedeflerimiz var. Ulaştığımız her hedef hayallerimizi daha da genişletiyor. Hedeflerimizi daha da büyütüyor. Geçtiğimiz 200 yıllık dönemde çok açılar, çok kayıplar yaşadık. 1923’te kurduğumuz Cumhuriyetimiz kayıplar döneminin sonuna geldiğimizin müjdecisiydi. Şimdi ekonomide, bilimde, ticarette, diplomaside, sporda, sanatta ve diğer tüm alanlarda yeniden yükselişe geçişimizin heyecanını yaşıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönem çok daha büyük kazanımlar, başarılar elde ettiğimiz bir dönem olacak. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulumuzun bu süreçte kendi alanında önemli kararların alındığı yol haritalarının belirlendiği bir yapı olarak öncü rolünü sürdüreceğine inanıyorum. Kurulumuzun 27. Toplantısının ülkemiz, milletimiz ve insanlık için hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni ediyorum.”