Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik Bölge Türkiye
Türkiye’nin dünya ihracatındaki payı artıyor
Türkiye’nin dünya ihracatındaki payı artıyor
Yüksel: ‘Yeni deliller sunduk’
Yüksel: ‘Yeni deliller sunduk’
Çevre ve sağlıkta yeni dönem
Çevre ve sağlıkta yeni dönem
Türkiye Koruyucu Aile hizmetiyle gündemde
Türkiye Koruyucu Aile hizmetiyle gündemde
Asil Türk Milletine Şampiyonluk Yakışır
Asil Türk Milletine Şampiyonluk Yakışır
HABERLER>TÜRKÄ°YE
25 Aralık 2013 Çarşamba - 17:33

‘Allah bize yeter, millet bize yeter’

Başbakan Erdoğan, “Her zaman söylüyoruz. Bize milletimizin hayır duası yeter. Filistinli mazlumların Somali yoksulların oradaki garip gurabanın duası bize yeter. Suriyeli mazlum çocuğun arşı inleten duası bize yeter. Allah bize yeter millet bize yeter.” dedi

‘Allah bize yeter, millet bize yeter’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekledik. Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz 'sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı' diye de söylentiler üzerinden kimse kusura bakmasın biz o tür operasyonlara da aramızda girmeyiz" dedi.
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "11 yıldır hükümet görevimizde hamdolsun 'mahcup olmadık, mahcup etmedik, milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık'. Buradan aziz milletime bir kez daha bunun sözünü veriyorum. Milletim müsterih olsun, milletim gönlünü ferah tutsun, bize güvensin. Biz her zaman doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Hesap günüde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuur, korku ve anlayışla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüz, emanete olan bağlılığımızdır,. Yolsuzluklar karşısındaki sert ve kararlı duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira bunu yaparsa varoluş zemini ortadan kaldırmış olur. Bizi bugünlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı. Biz cesur olduğumuz için Türkiye'ye aşkla, sevdayla bağlı olduğumuz için eser ve hizmet ürettiğimiz için bugünlere ve buralara geldik. Bundan asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
 Başbakan Erdoğan, "Bize okul yıllarımızda hocalarımız hep şu öğüdü verirlerdi, 'sizin hayat şeridiniz bembeyaz derlerdi, eğer tek bir yanlış yapar, tek bir kusurunuz olursa o bembeyaz şerit üzerinde o yanlış, o kusur bir leke olarak dikkat çeker' derlerdi. Hayat şeridi simsiyah olanların üzerindeki lekeler ise dikkat çekmez derlerdi. Bizler AK Parti'nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz. En küçük bir çamur parçası, siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker. Çektiğinde de biz bu noktada gereği neyse yaparız. Böyle bir hassasiyetle yürüyoruz. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir o ayrı bir konu ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Onların yaptıkları zaten ortada. Biz kendi sicilimize bakarız ve o sicil üzerinde en küçük bir leke olmaması için de azami dikkat ederiz. 11 yıl içinde zaman zaman hakkımızda ithamlar, iftiralar, karalamalar, çamur atma girişimleri oldu. Hiç tereddüt etmedik. Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekledik. Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz 'sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı' diye de söylentiler üzerinden kimse kusura bakmasın biz o tür operasyonlara da aramızda girmeyiz" şeklinde konuştu.
 Bir gerçeğin üzerinde özellikle durması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Hukuk, hakkın, adaletin tecelli etmesi, iyinin kötünün ayrılabilmesi içni vardır. Mahkemeler, savcılar 'hakkı haksızlıktan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayırt etmek' için vardır. Meclis, mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi partiler, siyasi partilerin genel başkanları hakimlerin yerine geçemez. Özellikle de medya, gazeteler, televizyonlar, yazarlar, yorumcular hakim ve savcının yerine geçemez. 9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah'ım. Daha ilk gün adı koyuldu 'büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'. Ardından tarihin en büyük yolsuzluğu'. Daha ikinci günden itibaren gözaltı, sorgu, savunma, mahkeme aşamaları geçildi medya tarafından siyasetçiler tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. Bu arada içeriden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. Bu nasıl gizlilik kaydıysa? Bu gizlilik kaydının olmasına rağmen bu adımların atıldığı bir sistem içinde başka şeyler var. Burada, yürütmenin uzantısı veya yargının belli bir yapı içerisindeki yapı içerisindeki safhası burada servis yapıyorlar. Bize düşen, burayı da temizlemektir. Bir taraftan hukuk içerisinde beraat-ı zimmet asıldır' diyeceksin böyle yürüteceksin işi. Öbür taraftan da dışarıya servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok" diye konuştu. Bugüne kadar birçok olayların yaşandığını anlatan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
 "Bu olayları yaşayanlar belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içerisindeki kirletilmelerinin temize çıkarılmasının bedelini kim ödeyecek? Bunları bir kenara koymak mümkün mü? Bunlar da bizim ülkemizde yaşandı. Fotoğraflar, belgeler, iddialar hep manşetlerde, her gün ekranlarda. Bakıyorsunuz ki montajlar, bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterde ve kabiliyettedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içerisinde olanlara da söylüyorum, bu mudur yürütme? Eğer kararı operasyonun ikinci gününde anamuhalefetin, yavru muhalefetin temsilcileri verecekse hakime ne ihtiyaç var? Mahkemeye ne ihtiyaç var? Eğer kararı medya verecekse, anında infaz yapabilecekse böyle bir yetkisi varsa, bütün bu uzun hukuk süreçlerine ne ihtiyaç var."
SON OLAYLAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Şu son olay göstermiştir ki Türkiye’de kendi ülkesinin değil başkalarının çıkarlarını düşünen, kendi milletinin değil başka çevrelerin rantını düşünen vatana ihanet içinde ajanlık yapan, casusluk yapan medya kuruluşları var, sermaye çevreleri, örgütler ve çeteler var. Bu kadar açık konuşuyorum. Devlet içinde maalesef böyle maşalar böyle taşeronlar var. Hükümet olarak biz yetkimiz dahilinde tamamen yine hukuk içerisinde kalarak bunun üzerine gideceğiz. Demek ki şu ana kadar çetelerle yaptığımız mücadele yetmemiş” dedi.
Erdoğan, günlerdir Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinden çıkar kutuların konuşulduğunu anımsattı. “Siz bu kutuların ne olduğunu nereden biliyorsunuz?” diye soran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kim bunların servisini sizlere yaptı. O paralar ne olduğunu nereden biliyorsunuz. Eğer evinden para çıktı diye bir insan anında suçlu buluyorsa buradan ben şimdi CHP’nin Genel Müdürüne soruyorum; evinden 2.5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız. Hani çok temizdiniz. Niye milletvekili yaptınız. Bu iş bu kadar basit mi? Bakın bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine hakimlere, savcılara, polislere demediğini bırakmadı. Silivri’de yargıya yaptığı hakaretleri hepiniz biliyorsunuz. Polisimizi yaptığı hakaretleri hepiniz biliyorsunuz. Şimdi maşallah yargıyı da çok iyi savunuyor, polisimizi de çok iyi savunuyor. İnşallah böyle kalırsın. Hatta CHP’nin genel müdürü hakkında hakimlere hakaretten, mahkemeye hakaretten biliyorsunuz fezleke hazırlandı. Aynı CHP genel müdürü şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor. Daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sözüm ona polise sahip çıkıyor. CHP’nin milletvekili polisimize afadersiniz kameraların önünde ‘ana avrat sövdü’ buna karşı ne yaptı. Ne yaptı. Hiç… CHP’nin bir milletvekili kameraların önünde elindeki taşı polisimize fırlattı. Ne yaptılar hiç. CHP milletvekilleri barikatların en önünde oturdular görevi başındaki polisi engellediler. Ne yaptılar koca bir hiç. Hani hukuka saygınız, hani polise saygınız. Hukuk sisteminde aksayan bir şey varsa hükümet olarak biz yetkimiz sınırlarımız dahilinde onun üzerine gideriz” ifadelerini kullardı.
“ÇÜRÜKLERİ TEMİZLERİZ YA DA TEMİZLENMESİ İÇİN GEREKENİ YAPARIZ”
“Devlet kurumları içerisinde görevini yapmayan yetkisini kötüye kullanan varsa eğer devlete paralel bir örgütlenme söz konusuysa biz onunda üzerine gideriz ve gideceğiz” diyen Başbakan Erdoğan, “Biz ilkelerle hareket eden bir partiyiz, iktidarız. Hukukla hareket edeceğiz, etmeye devam edeceğiz. Anayasayla yasalarla hareket edeceğiz. Devlet kurumlarının hiç birini top yekun töhmet atlında bırakmayız. Çürükleri temizleriz ya da temizlenmesi için gerekeni yaparız. Şimdi burada bir noktaya tekrar dikkatleri çekmek istiyorum. Ekranları başında aziz milletimin de burayı özellikle burayı dinlemelerini rica ediyorum. Bakın 2013 yılında biz çok farklı bir mayıs ayı yaşadık. Küresel finans krizinin etkileri tüm dünyada çok ağır şekilde devam ederken Mayıs ayında biz Türkiye olarak tarihte örneği görülmeyen başarılara rekorlara imzamızı attık. Nedir bunlar bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü şu olay yine altını çizerek söylüyorum ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslarararası boyutu vardır. Ve uluslararası boyutta bunun en tepe noktası vardır. Onun altında bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır ve olay basit olarak alınması. Bu AK Parti iktidarının Türkiye’nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur” dedi.
“3. HAVAALANI İLE İLGİLİ DE HER TÜRLÜ OLUMSUZLUĞU BEKLEYİN”
Yapılan operasyonun gereceklerini bir bir sıralayan Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:“Bir; İstanbul’daki 46 milyar dolarlık 3. Hava limanı ihalesini gerçekleştirdik ve dünyanın en büyük hava limanını yapmak için kolları sıvadık. Bakın bu çeşitli mahvilleri bir şekilde rahatsız etmiştir. Bunu bilmenizi istiyorum. Bu hava
limanına yönelik her türlü olumsuzluğu her an yapabilirler bunu da bilmenizi istiyorum. Bu dünyada ilk üç içerisine girecek bir proje ve böyle bir şey yapılıyor. İki; Ankara’da Japonya başbakanı ağırladık. Japonya ile Türkiye’de 22 milyar dolarlık bir yatırımla biliyorsunuz Nükleer Santral kurulması için ilk adımları attık. Burayla ilgili de bunu engellemek için herşeyi yapabilirler. Üç; İstanbul boğazına 2.5 milyar dolarlık bir yatırımla 3. Köprünün temelini attık. Başından itibaren biliyorsunuz bunu da engellemeye gayret ediyorlar. Yok imar, yok orman, yok şu, yok bu söylenmedik şey bırakmadılar. Dört; İstanbul Borsası 93 binin üzerine çıkarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Rekor kırdı. Bu da hazmedilemedi. Dikkat edin borsaya müdahaleler ve borsanın yavaş yavaş inmesi oldu. Beş; Merkez Bankası rezervini biz 2002 yılında 27.5 milyar dolar olarak devralmıştık. Mayıs ayı içinde Merkez Bankası rezervimiz 135 milyar dolara ulaşarak bir rekor kırdı. Tabi şuanda onunda üstüne çıktı 136 milyar doları yakaladık. Ama o arada yine bir düşüş maalesef oldu. Altı; gösterge faizi biz 163 seviyesinde devralmıştık. Bakın Mayıs ayı içerisinde gösterge faiz tarihinin en düşük seviyesine düştü. Yüzde 4.6. Eğer o gidiş devam etseydi bu 2.5’e kadar düşe bilirdi. Ama tahammül edemediler. Dayanamadılar ve oradaki müdahaleyle biranda tekrar çıkmaya ve 9.5’e kadar tırmandı. Yedi; bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kredi derecelendirme kuruluşu art arda türkiyenin kredi notunu mayıs ayı içinde artırdı. Buda tabiki onları çok ciddi manada rahatsız etti. Sekiz; IMF ile ilişkilerimizde tarihi bir gelişme yaşandı. 23.5 milyar dolardan devraldığımız borcu 14 Mayıs’ta ödedik ve defteri kapattık. IMF’ye borcumuzu sıfırladık. Sen mi sıfırlarsın işte burada uluslararası güçler devreye girdi. ‘Hayır sen her zaman borcu kalacaksın.’ Çünkü borçlu olan emir alır olaya böyle baktılar. Dokuz; enflasyondan sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara şahit olduk. Buna da katlanamadılar. Evet işte tüm bunları sadece bir ay içinde peş peşe yakaladık.”
“BU VATANA İHANETTİR VE BUNU ACIMASIZCA YAPTILAR”
Türkiye’nin ilerlemesinin önünü kesmek için Gezi olaylarının başlatıldığına dikkat çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Uluslararası medya İstanbul’a Ankara’ya adeta kamp kurdu. Bir yanda uluslararası medya bir yandan ulusal medya, bir yandan sosyal medya Türkiye’yi dünyaya karalamaya başladılar. Değerli arkadaşlar bu bir ihanettir. Bu vatana ihanettir ve bunu acımasızca yaptılar. Bakın açık söylüyorum; apaçık bir ihanete, apaçık bir ekonomik suikaste bu dönemde şahit olduk. Sadece faizin yükselmesinden Türkiye’nin kaybı 2 milyar doları aştı. Allah hamd olsun Gezi’de istedikleri başarıyı elde edemediler. Türkiye’ye daha ağır bedeller ödetemediler. Ekim ayından beri Türkiye yine çok parlak bir dönem yaşıyor. Turizm rekorlar kırdık, ihracatta rekorlar kırdık. Merkez Bankamızın rezervi az önce söylediğim gibi 136 milyar dolara çıktı. Orada da yine tarihin bir rekorunu kırmış olduk. Diyarbakır’da son derece muhteşem, heyecanlı, umut verici bir açılış törene yaptık. Gerek sayın Mesut Barzani’nin, 38 yıldır vatanından ayrı kalmış Şiwan Perver’in değerli sanatçımız Tatlıses'in katılımıyla unutulmaz bir Diyarbakır tablosu ortaya çıktı. Diyarbakır’da insanlar o meydanda ağladılar. Bismil’de Ergani’de ağladılar. Ekranları başında 81 vilayetten insanlar sevinç gözyaşları döktüler. Çözüm sürecinin nasıl güçlendiğini görenler sevindiler, umutlandılar. Geçen hafta başından itibaren en başta çözüm sürecine yönelik kardeşliğimizi hedef alan bir suikast girişiminde bulundular ayrıca. Bunu da görmemezlikten gelemeyiz. Gezi’de Mayıs ayının başarıları sabote edilmek istendi. 17 Aralık’ta Diyarbakır tablosuna da suikast düzenlendi. Bu aynı zamanda bizim içerideki barışımıza bir suikasttır. Burada hedef sadece çözüm süreci de değildir” şeklinde konuştu.
“HALKBANK’IN İNTİKAMINI ALMAK İÇİN TEZGAH KURDULAR”
Erdoğan, bir paket hazırlandığını içinde birbirinde farklı ilgisi olmayan dosyaları koyduklarının belirtti. Kamuoyunu etkilemek için bu paketi yolsuzluk ambalajıyla sunduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:“Manşetlere yolsuzluk iddiasını sundular. CHP’yi MHP’yi TÜSİAD’ı diğer birtakım sivil toplum örgütlerini, sermaye kuruluşlarını yolsuzluk üzerinden sahaya iteklediler. Kamuoyunu yolsuzluk iddialarıyla meşgul ederken arka planda Diyarbakır’ın, Mavi Marmara’nın intikamını almak için Oslo’nun 7 Şubat’ın bunun yanında Halkbank’ın intikamını almak için tezgah kurdular. Şu anda Halk Bankası’nın ederi 25 milyar doları çıkmıştır. Daha önce 100 milyonlarla ifade edilirken şimdi 25 milyar dolara ulaşmıştır. Bu tabi belli mahfilleri rahatsız ediyor. Ama ne yazık ki içerideki taşeronlar görevlerini bu süreç içerisinde maalesef bir ihanet anlayışı içerisinde haince yaptılar yapıyorlar . 9 gün içinde sadece Halkbank’ın uğradığı değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolardır. Şimdi buna ne diyeceğiz? Çok güzel bir iş mi yaptınız diyeceğiz. Eğer sizin elinizde hukuka uygun ciddi belgeler varsa bunu önce bizimle paylaşırsınız. Gereği neyse bunun gereğini biz yaparız. Ama şu anda borsaya kote olan, dünyada değişik ülkelerde misyonu olan Halkbank’ı siz çökerttiğiniz zaman bir genel müdürü çökertmiyorsunuz, ülkeyi çökertiyorsunuz. 14 ay izleniyor. Bu izlemede yargıdaki birkaç zatın haberi olacak, yürütmede emniyette yine birkaç tane zatın haberi olacak. Ve onların dahil olmadığı hiçbir birimin haberi olmayacak. Böyle bir şey olabilir mi, düşünülebilir mi? Bunun karşısında yapılan adımlara karşı da birileri başta anamuhalefet aklına geleni söylemeye devam edecek. Halka açık şirketlerimiz 9 gün içinde yaklaşık 20 milyar dolar değer kaybetti. Faizlerde artış var. Türk lirasının değerinde bir miktar düşüş var. Türkiye’ye kaybettirdiler ama birileri de bu işten çok karlı çıktı.”
“VATANA İHANET İÇİNDE AJANLIK YAPAN, CASUSLUK YAPAN MEDYA KURULUŞLARI VAR”
“Türkiye içerisinde birtakım odaklar, bir takım örgütler, bir takım merkezler bu kirli odakta maşa olarak kullanıldılar” diye konuşan Başbakan Erdoğan, “Şu yaşadığımız dokuz gün Türkiye açısından tam anlamıyla bir turnusol kağıdı olmuştur. Biz bu medyayı bu sermaye çevrelerini bu örgütleri 10 yıllardır çok iyi biliyoruz. Çok yakından tanıyoruz. Şu süreçte bunların ne olduklarını, neye hizmet ettiklerini kimin çıkarını düşürdükleri, kimin değirmenine su taşıdıkları açık ve net şekilde ortaya çıkmıştır. Açık açık söylüyorum. Şu son olay göstermiştir ki Türkiye’de kendi ülkesinin değil başkalarının çıkarlarını düşünen, kendi milletinin değil başka çevrelerin rantını düşünen vatana ihanet içinde ajanlık yapan, casusluk yapan medya kuruluşları var, sermaye çevreleri, örgütler ve çeteler var. Bu kadar açık konuşuyorum. Devlet içinde maalesef böyle maşalar böyle taşeronlar var. Hükümet olarak biz yetkimiz dahilinde tamamen yine hukuk içerisinde kalarak bunun üzerine gideceğiz. Demek ki şu ana kadar çetelerle yaptığımız mücadele yetmemiş, zincirin daha çok farklı halkaları varmış. Çetelerle bu mücadeleyi vermiş bir hükümet olarak devlet içinde devletin, devlet içinde paralel yapıların oluşmasına kesinlikle göz yummayacağız. Bir hareket, bir dava en başta ahlak sahibi olmak zorundadır. Ahlakı olmayan hiçbir hareket başarıya ulaşamaz. Her yolu meşru, mübah gören bir hareket asla başarıya ulaşamaz. Bir taraftan Kuran diyeceksin, hadis diyeceksin, Allah, peygamber diyeceksin ama adın kasetlerle adın komplolarla adın ulusal ve uluslararası kirli işlerle anılacak. Hiç kimsenin bu aziz dine bu haksızlığı yapma hakkı yoktur. Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden tüm insanlar tüm Müslümanlar salimdir. Bunu bir kenara koyamayız. Bu din azizdir, bu Mushaf indiği andan itibaren korunmuştur. Kendi mensuplarının yaptıklarından bu din yara almaz, Kur’an yara almaz. Ama yanlış içinde olanlar yara alır. Onların maskeleri düşer. Kim olursa olsun ister şahsım ister başkaları olsun, kime ve neye hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Birliğimiz kardeşliğimiz milletimizin bekasını ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa biz de anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken adımı hiiç tereddüt etmeden atarız. Dini bir kisve altındaki örgütlerin bir takım ülkelerin ve çevrelerin maşası olarak benim ülkemde operasyon yapmalarına, ameliyat yapmalarına kesinlikle kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye’ye milletimize milli iaredeye yönelik bir tezgah kurdular. Ama biz dik durarak bu tezgahı anında deşifre ettik. Deşifre etmeye de devam edeceğiz. Bu kirli tezgahın içerisinde AK Parti iktidarıyla çıkarları zedelenen malum çevreler var. Türkiye’nin kazanıyor olmasından rahatsız olan, Türkiye büyüdükçe, kazandıkça kaybeden çevreler var. Medyada yapılan yayınlara bakın bu çevreleri göreceksiniz. Siyasete, sermayeye bakın bu çevreleri göreceksiniz. İşte devlet kurumlarında da bu anlayışın taşeronlarını maşalarını göreceksiniz. CHP çıkıyor kendince bize yolsuzluk ithamlarında bulunuyor. Çünkü CHP’ye bu vazifeyi verdiler. CHP hükümetlerde hiçbir zaman seçimle yer almış bir parti değildir” diye konuştu.
“BU SÜREÇ FAİZ LOBİSİNİN TÜRKİYE’DEN SON DARBEYİ YİYECEĞİ SÜREÇTİR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bırakın onlar manşetleri ile ihanet içinde olsunlar. Bırakın onlar milletin emeğini faiz lobilerine pazarlamanın gayreti içinde olsunlar. Bırakın sosyal medyada, iğrenç internet sitelerinde kasetlerinin içinde onlar da olsunlar. Bırakın o kaset montajları o itibar suikastçıları Müslümanlara beddua etsinler. Biz bedduaya lanet duaya evet diyeceğiz” dedi.
Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendilerine milletin duasının yeteceğini söyledi. Bulundukları konumlara milletin dualarıyla geldiğini ve öyle yürüdüklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Bundan sonra da Allah’ın izniyle milletin duasıyla yürümeye devam edeceğiz. Yolsuzluk kılıfına gizlenmiş Türkiye’ye millete Türkiye’nin geleceğine kasteden bir saldırı ile karşı karşıyayız. Şunu herkes görüyor; Bu bir yolsuzluk soruşturması değildir. Bu siyasete ve millete karşı açık bir komplodur açık bir tezgahtır. Allah’ın izniyle Bu tezgah bu oyun milletimiz tarafından 30 Mart'ta sandıkta bozulacaktır. Yeni Türkiye yürüyüşümüzü hiç kimse durdurmayacak. Yeni Türkiye’de yeni vesayetlere yer olamayacak. Yeni Türkiye’de uluslararası operasyonla bu operasyonların maşalarına yer olmayacak. Yeni Türkiye’de devlet içinde devlet olmayacak, devlete paralel yapılanmalar asla olmayacak. Yeni Türkiye’de Hukuk keyfilik içinde yer almayacak. Yeni Türkiye’de maşalar eliyle kardeşliği ekonomiye dış politikaya milli iradeye suikastlar yapılamayacak. İki tablo ile karşı karşıyayız. Ya millet ya zillet. Ve ben inanıyorum ki millet kazanacak. Zillet içerisinde kalanlar zillete devam edecek. Temenni ederiz ki Rabbim onları da zilletten kurtarır. Yeni Türkiye 76 milyonun bir ve beraber olduğu, özgür ve en önemlisi de bağımsız olduğu ve bunu güçlü şekilde muhafaza ettiği bir ülke olacak” diye konuştu.
“TÜRKİYE’YE, 76 MİLYONA YAPILMIŞ BİR KOMPLODUR”
76 milyona seslendiğini belirten Başbakan Erdoğan; konuşmasında şunları kaydetti:
“Buradan 76 milyonun tamamına sesleniyorum. Bizi sevsin ya da sevmesin bize oy versin ya da vermesin her bir vatandaşıma kardeşime sesleniyorum. Bu komplo sadece AK Parti’ye değil sadece hükümete değil Türkiye’ye, 76 milyona yapılmış bir komplodur. Bu komplo sadece AK Parti'ye değil milletin tamamını milli iradeyi siyaset kurumunu hedeflemiş bir komplodur. Hangi partiye oy verirseniz verin ama bu çirkin komployu lütfen görün. Bu komplonun altında Eğitimde yaptığımız reformların sağlıkta yaptığımız reformların adalette yaptığımız reformların ulaşımda yaptığımız reformların enerjide yaptığımız reformların gıda tarımda yaptığımız reformların, Türkiye’nin kalkınmasında yaptığımız reformların hepsinin hedef olduğu bir tablo var. Bu komplonun Türkiye’nin hayrına değil şerrine olduğunu lütfen görün. Bu komplonun benzerleri dün merhum Menderes’e merhum Özal’a yapıldı merhum Erbakan’a yapıldı. Bu komplonun benzerleri inanın merhum Ecevit’e sayın Demirel’e sayına Baykal’a dahi yapıldı. Bugün bu çirkin operasyonlara en sert en kararlı cevabı vermezsek bu komplolar yapılmaya gelecekte de milli irade üzerinde mühendislik tasarımları yapılmaya devam edecektir. 76 milyonun tamamını siyasetle tüm ilgilenen kardeşlerimi bu noktada hep birlikte duyarlılığa davet ediyorum ve bu çirkin komploya karşı tavır almaya çağırıyorum. Milletim bu medyanın asıl niyetini görsün ve anlasın. Milletim sermeye çevrelerin kimi siyasi partilerin kimi örgütlerin asıl niyetini görsün ve anlasın. Meselenin yolsuzluk olmadığını meselenin Türkiye ekonomisi olduğunu faiz olduğunu dış politikamız olduğunu faiz derken faizin artırılmasını kastediyorum. Ha şu andaki mevcut faizi düşük gören faiz lobisi bunun artırılması için var gücüyle çalışıyor. En önemişi de bağımsızlığımız olduğunu milletim görsün ve anlasın. Bu komployu hep birlikte bozacağız. Teşkilatımın bu noktadaki görevi çok çok önemli.”
“BU ÇİRKİN KOMPLODAN ÇİRKİN OPERASYONDAN GÜÇLENEREK ÇIKAĞIZ”
Erdoğan, “76 milyon hep birlikte yoğun bir şekilde ulaşacağız ve çalışacağız. Bu çeteleri temizlediğimizde hukuksuzlukları giderdiğimizde Türkiye’nin çok daha farklı bir yerde olduğunu göreceğiz. Alışkanlıkları var. Şuradan girersek şu neticeyi alırız. İşte AK Parti böyle bir parti olmadığını 30 Mart sürecinde inşallah hem ulusal bazda hem uluslararası bazda ispat edecektir. Demokratik reformlarımızı çok daha hızlı çok daha güçlü yapacağız. Çözüm sürecini daha hızlı ilerletecek kan ve gözyaşı kapısını inşallah ilanihaye kapatacağız. Alevilerin, Sünnilerin, Kürtlerin, Türklerin, Lazların, Çerkezlerin, Abazaların, Romanların Arnavutların, Boşnakların tüm azınlıkların yani meselesi olan her kesimin sorunlarını daha hızlı çözeceğiz. Hiç Kimsenin kendisini tehdit altında hissetmediği, yaşam tarzlarının tehdit edilmediği özgürlüklerin kısıtlanmadığı 76 milyonun bir beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Unutmayın. Şer olarak görülende hayır vardır. Allah şerleri hayra tebdil eder. Biz yeter ki buna böyle inanalım. Bu çirkin komplodan çirkin operasyondan güçlenerek çıkacak çok farklı şekilde yeni Türkiye’yi imar edeceğiz” şeklinde konuştu.
“ASLA YIKILMAYACAĞIZ"
30 Mart seçimlerinin çok önemli olduğunu sürecin çetin geçeceğini partiye, ülkeye yönelik çeşitli boyutlarda operasyonların olacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, “Bütün bir teşkilat olarak yılmayacağız, asla yıkılmayacağız. Zihnimizde en küçük bir tereddüt dahi olmayacak. Kısa süre zarfında eğer varsa tüm Tereddütler giderilecektir. 81 vilayette hep birlikte sahada olacağız. Miletlimize oynanan oyunun büyüklüğünü anlatacak gerçekleri duyuracağız. En küçük bir ihmale artık yer yok. En küçük rehavete boş vermişliğe hele hele umutsuzluğa moralsizliğe yer yok. Siz çalışırsanız Türkiye kazanacak siz ihmal ederseniz bütün Türkiye kaybedecek. Milli irade kaybedecek. Geleceğimiz kaybedecek. Bu süreç yeni Türkiye’nin unutmayın istiklal mücadelesi sürecidir. Bu kadar önemlidir. Bu süreç Türkiye üzerine hesapları olanların hesaplarının bozulacağı süreçtir. Bu süreç faiz lobisinin Türkiye’den son darbeyi yiyeceği süreçtir. Yeise kapılmadan karamsarlığa asla prim vermeden moralleri yüksek tutarak kararlı bir mücadele vereceğiz. Tekrar ediyorum millet bizim milletin hayır duası bizimle. Bırakın onlar manşetleri ile ihanet içinde olsunlar. Bırakın onlar milletin emeğini faiz lobilerine pazarlamanın gayreti içinde olsunlar. Bırakın sosyal medyada, iğrenç internet sitelerinde kasetlerinin içinde onlar da olsunlar. Bırakın o kaset montajları o itibar suikastçıları Müslümanlara beddua etsinler. Biz bedduaya lanet duaya evet diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BİZE MİLLETİMİZİN HAYIR DUASI YETER”
Başbakan Erdoğan’ın konuşması sık sık alkışlarla kesildi. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında duaya davet etmesini partililer ayakta alkışladı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz beddualarla değil dualarla yetiştik. Arif alim olan insanlara beddua değil tam aksine dualar yakışır. Ve o insanlara ıslah ifadesini kullanmak bile yakışmaz. Hele hele bir Müslüman kardeşi için hidayetinin artırılması talebi yakışır. Ama görülüyor ki bu iş şirazesinden çıkmış. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Her zaman söylüyoruz. Bize milletimizin hayır duası yeter. Filistinli mazlumların Somali yoksulların oradaki garip gurabanın duası bize yeter. Suriyeli mazlum çocuğun arşı inleten duası bize yeter. Allah bize yeter millet bize yeter.”

 
Hem bakanlıktan hem milletvekilliğinden istifa etti
 
İşte yeni kabinede yer alacağı iddia edilen isimler
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Başbakan Erdoğan: bizden bölgeyi istedi vermedik
Başbakan Erdoğan'ın milletvekilleriyle yaptığı toplantıda 17 Aralık operasyonu ...
Kuzu'dan çok sert tweetler
Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, 17 Aralık operasyonuyla ilgili bir çok sert tweetler attı.
Aynı Tezgahı Daha Önce De Kurdular
AK Parti'yi hedef alan tuzağın yakın geçmişte benzeri çok. Menderes'i ...
 
İslam Dünyası'na savunma sanayisinde birlik çağrısı
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, “İslam dünyası ülkelerinin bugün 20 ...
Sizleri ülkemizde tutmaya mecbur değiliz
"Samsun'dan sesleniyorum, işinizi yapın. Sizleri ülkemizde tutmaya da mecbur değiliz"
Ahmet Taşgetiren’in Bugün’deki Veda Yazısı
Cemaat’e yakınlığı ile bilinen Ahmet Taşgetiren, Bugün gazetesi ile yollarını ...
 
Emniyette 14 daire başkanı görevden alındı
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde 14 daire başkanı görevden alındı.
İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın görevden alındı
3. gününe giren yolsuzluk ve rüşvet operasyonu devam ederken, İstanbul ...
İşte operasyonun gerçek nedeni
Kamu bankaları baronları rahatsız etti
 
DADAŞ GAZETESİ
YAZARLAR
Nedim Atakol
Nedim Atakol
Selami Vekilimiz demiş ki...
İrfan Kayagil
İrfan Kayagil
Bencil
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
DADAŞ
ANKET
Erzurum Havalimaninin ismi ne olsun?

Recep Tayyip Erdogan
Nafiz Kotan
Palandoken
Saltuklu
Dadas

Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva