Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Onursal Başkanı da olan Tanrıverdi, yaptığı açıklamada, belirli bir hedef olmadan politikaların tespit edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Türkiye’nin savunma sanayisi ihracatının 5 yıl önce 100 milyon dolar civarında olduğunu belirten Tanrıverdi, şimdi bunun 800 milyon dolara yükseldiğini, gelecek yıl ise 1 milyar dolar dış satımın hedeflendiğini anlattı.
“İslam dünyasının bir irade altında toplanması...”
Türkiye’nin 20 yıl önce Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu silahların ancak yüzde 20’sini üretebildiğine dikkati çeken Tanrıverdi, bunun şimdi yüzde 52’ye yükseldiği bilgisini verdi. Bu konuda hedefin yüzde 80-90’lar olduğunu anlatan Tanrıverdi, “Şu son 10 yılda memnuniyet verici bir geliştirme var” ifadesini kullandı. Savunma sanayisinde dışa bağımlılıktan kurtulunması gerektiğini bildiren Tanrıverdi, böylece siyasetin de bağımsız olacağına işaret etti.
İslam dünyası üretici olursa sömürülmekten kurtulur
Tanrıverdi, savunma sanayisi üreticisi olmanın yolunun, pazar ve kaynak oluşturmaktan geçtiğini dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “İslam dünyası ülkelerinin bugün 20 bin tankı, 10 bine yakın savaş uçağı var. Bunlar hep Batı’dan alınıyor. Bunu kendisi yapar ve kendi iç kaynaklarında tüketirse o taraftan sömürülmekten kurtulur. Böyle bir şey olabilirse 60 İslam ülkesinin kendi iradesiyle yönetilmesine katkı sağlar. Bu çok önemli bir faaliyet. Bununla birlikte İslam dünyasının bir irade altında toplanmasının gayretlerini de hızlandırmak gerekir.” Haber alma ve ikaz sistemlerinin millileştirilmesinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, bunun için mutlaka yerli savunma sanayisi üretilmesi ve bunun dost ülkelere ihraç edilmesi gerektiğini belirtti.
Savunma alanında ittifakların dost ülkelerle yapılması
Türkiye’nin savunma alanındaki ittifaklarının, dost ülkelerle olmasının gerekliliğine de değinen Tanrıverdi, “Tehdit olarak görebileceğiniz, gerek ideolojik gerekse milli hedefleriniz doğrultusunda çatışma yaşadığınız ülkelerle yaptığınız ittifaklarda savunma sistemlerinizi kontrol edemezseniz ihtilafınız olduğunuz zaman da savunmanız çöker. Size hiç tehdit olmayacak ve bazı müşterek taraflarınız olan ülkelerle ittifak yaparsanız ve o ittifaklarda da sistemlerin kontrolünü elden kaçırmazsanız, mutlaka savunmanız da ittifakınız da güçlü olur” diye konuştu. Adnan Tanrıverdi, savunma sanayisini, çok masraflı bir alan olarak niteledi.
Üreteceğiz ve ürettiğimizi satabileceğiz
Pazarı ve kaynağı güçlü ülkelerin bu işi becerebildiğini anlatan Tanrıverdi, şunları kaydetti: “Bu birlikteliği başarabilirsek bu güçlükleri aşabilecek bir imkanımız olacak. Hem teknolojik olarak araştırma yapabileceğiz hem de pazar bulabileceğiz. Üreteceğiz ve ürettiğimizi satabileceğiz. Mesela bugün siber savunma var. Elektronik bir faaliyet. Fevkalade önemli bir alan. Bunu taarruz olarak kullanan var, savunma olarak kullanan var. Siz de bunu kullanırsanız çok şeyi etkisiz hale getirirsiniz. Belki bir tümenin yapacağı bir işi bir bilgisayar başında halledebilirsiniz. Bunun için bugün yaptığımız çalışmalardan daha fazlasını, araştırma geliştirme çalışmalarında yapmamız lazım.”