Tarihi Erzurum evlerinin sayıları her geçen gün biraz daha azalıyor. Modern yapılaşmayla birlikte kaybolmaya yüz tutan ve sayıları her geçen gün azalan Erzurum evlerindeki yapı sanatı, kuşaktan kuşağa gelişerek sürdürülmüş, iklim koşullarının olumsuzluklarına göre biçimlenişi yöre mimarlığına ayrı bir özellik barındırıyordu.
Kentin kuruluş süreci içerisinde yer alan Erzurum evleri iklim şartları, savaşlar ve afetlerden dolayı harabeye dönmüş ve zaman içerisinde tek tek yıkılmaya başladı. Günümüzde ayakta kalma mücadelesi veren, en eskisi 18’inci yüzyıla kadar giden Erzurum evleri, Selçuklu ve Osmanlı dönemi mimarisinin zerafetini bu güne taşıyor.
ERZURUM EVLERİNİN ÖZELLİKLERİ
Büyük boyutlu olan evler, kalın kesme taş duvarlarla inşa edilirken belli aralıklarla yatay ahşap hatıllarla birbirine bağlanarak ağır taşların deprem yüklerini karşılayabilmesi hedeflenmiştir.
Tarihi Erzurum evlerinin yapılarında çeşitli taş cinsleri uygulanmış ve bunlardan koyu renkli bazalt türü Karataş, temellerde ve su basmalarında, hafif kalker cinsi olan Boztaş ise binanın dış yüzeylerini oluşturan duvarlarda kullanılmıştır. Kırmızı ve pembeye çalan kamber taşına bazı varlıklı ailelerin evlerinde rastlanmaktadır. Evlerin ara duvarlarında yararlanılan tuğlanın taş ve ahşap kadar kullanım alanı yoktur. Ahşap ise taştan sonra en çok kullanılan yapı malzemesidir. Erzurum evlerinde söğüt, kavak ve çam türlerinden başka ağaç cinslerine pek rastlanılmaz. Çıralı çam dayanıklı olduğundan taşıyıcı kirişlemelerde, pencere ve kapılarda, taş duvar içindeki ahşap hatıllarda kullanılmıştır.
Erzurum evlerinde taş duvarlar, pencere ve kapı yanları dahil tüm köşelerde kesme, orta kısımlarda ise moloz yığma sistemiyle inşa edilmiştir. Bu genel uygulama dışında ayrıca zengin evlerinde tüm yüzeylerin kesme taşla oluşturulduğu örnekler vardır. İç duvarlar tuğlayla örüldüğünden bağlayıcı olarak kireç harç kullanılmış ve Bağdadi sistemle ara bölmeler yapıldığında ise iki Bağdadi çıtaları arasında izolasyonu sağlamak üzere ot ya da samanla doldurulmuştur.
Genellikle düz olarak kurulan damlar, bu tür damlar oda ve avlu üstündeki örtü için uygulanır. Tandırevi üstü örtülürken, çatıda kare biçiminde bırakılan boşluk üzerine diyogenal bindirmelerle üst üste daralarak yerleştirilen ahşap kirişler yükseldikçe daralarak bir sekizgen piramit oluşturur. Bu örtü Erzurum evlerine özgü bir detaylamadır. Bir de Pasin örtü denen ve alınların örtülmesinde kullanılan iki yana eğimli basit bir örtü sistemi vardır. Bu örtülerin tümünde geçerli olmak üzere önce kirişleme üzerine söğüt dalları, sonra bunun üzerine toprak serilerek çatı tamamlanmış olur.
Erzurum evlerinin cephelerinde en önemli öğe çıkmalardır. Bazı örneklerde zemin kata tavan olan üst kat döşemesi, 40 ile 90 santimetre kadar dışarıya taşırarak verev çıkmalar yapılmıştır. Diğer bazı örneklerde ise tüm kat değil odaların bazıları sokağa taşırılmıştır. Plan şemasındaki Erzurum evi karakterini zemin kattaki avluyu tandırevi çözümleri belirler. Giriş kapısından içeri geçildiğinde önce avluya ulaşılır. Buradan yandaki mekanlara, tandır evine ve üst katta divanhaneye geçilir. Tandır evinin plan şeması kare, dikdörtgen ya da uzun dikdörtgen olabilir. Bu sonuncu tandır evinin arkada olduğu durumlarda meydana gelir. Tandırevi, oturma, dinlenme, yemek yeme gerekirse yatma gibi işlevlerin sürdürüldüğü çok amaçlı kullanılan bir mekandır. En küçükleri 5x6 metre boyutlarında olan bu mekanın genellikle kare ya da kareye yakın dikdörtgen olması, üzerine oluşturulacak kırlangıç çatı için kolaylık sağlamaktadır. Odalar, dolap, sedir ve ocaklarıyla Anadolu'nun diğer yörelerindeki ilkelerin geçerli olduğu mekanlardır. Sofa ise karasal iklim nedeniyle oldukça küçülmüş ve işlevinin önemli bir bölümünü yitirmiş yalnızca geçit mekanı haline dönüşmüştür. Sofadaki günlük yaşamla ilgili işlev tandır evinde sürdürülmektedir.