İSTANBUL (İHA) - Türk fikir adamlarından merhum Seyyid Ahmet Arvasî, vefatının 24. yıldönümünde İstanbul başta olmak üzere yurdun çeşitli il ve ilçelerinde yâd ediliyor. Arvasi’nin anılması dolayısıyla bazı fikir adamı, akademisyenler ve yakın dostları görüşlerini belirten açıklamalar yaptı.
Prof.Dr. Ramazan Ayvallı, merhûm Seyyid Ahmet Arvâsî’nin, Cihân hâkimiyetimizin ve Türk-İslâm Medeniyeti’mizin temel taşlarından biri olan Hoca Ahmed Yesevî’ye benzetildiğini söyledi.
Ahmet Arvâsî Hoca’nın akıl, zekâ, ilim ve fehminin derinliğini; îmânının kuvvetini; millet ve memleket sevgisinin enginliğini; milletin birliği ve memleketin dirliği için olan büyük gayretlerini; iyi bir gençlik yetişmesi için olan büyük çabalarını, Türk devletinin gelişmesi, bütünlüğü ve kıyâmete kadar devâm etmesi için taşıdığı büyük aşk ve şevkini yakînen müşâhade ettiğini belirten Ayvallı, “Şüphesiz ki, Türk fikir hayâtına yaptığı önemli katkıları bilinen ve eserleriyle birçok temiz gencin yetişmesini sağlayan merhûm hocamızı doğru bir şekilde tanımak ve tanıtmak bir bahtiyârlıktır” dedi.
İkna Edici Bir Karaktere Sahiptir
DURAL ARVASİ7Yİ ANLATTI
Trakya Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Baran Dural da, Seyyid Ahmet Arvasi’nin kitaplarının hâla ilgi gördüğünü belirterek “Heyecanlı ifadelerine rağmen sert bir kişiliğe sahip bulunmayan Arvasi, ikna edici, bilimsel bir karaktere sahiptir. Eserlerinde “ezilen üçüncü dünyaya” işaret eder. Türk-İslam Ülküsü bayrağını yüklenen kadroların, mevcut “oyunu” bozacak yegane kuvvet olduğuna inanmaktadır” dedi
Arvasi’nin düşünme ve şartlanmayı iki zıt kavram telakki ettiğini anlatan Dural, şöyle konuştu: “Hür insana önem veren ancak tanımı İslam dininden alan Arvasi, hür olmayı,“Allah’tan başkasına kulluk etmemek ve sürekli araştırmak” şeklinde açıklar.”
ÖRNEK İNSAN
Gazeteci Hüseyin Sarıkoç da, bir dava adamı ve eğitimci olan merhum S.Ahmet Arvasi’nin bir Türk-İslam Ülkücüsü olarak Türk dünyası ve İslam aleminin problemlerinin halli için kafa yorduğunu ve çözüm yollarınıgösterdiğini söyledi. Sarıkoç, Arvasi’nin her şeyden önce “örnek” bir insan olarak, “iman, aşk, aksiyon ve karakter adamı” olduğunu, yetişmiş olduğu çevrede şartların onun İslamî manada bir idealist olmasını sağladığını anlattı.
MÜSLÜMANLAR İÇİN ENDİŞELERİ VARDI
Gazeteci Abdülkadir Karataş da, Arvasi Hoca geleceği “Türk İslam ülküsü” üzerine bina eden bir fikri altyapının çıkış yolu olduğuna inanıyordu. “Türk” kavramına özellikle vurgu yapmasını kendi sosyal muhitini dikkate aldığımızda daha bir önemsememiz gerektiğini düşünüyorum. Zira bu vurgunun altında ahde vefanın, bir hakkı teslim etmenin ve de milliyetçilikten ne anlamamız gerektiğinin işaretleri yer alıyor.
Söylediklerini anlayabilme yeteneğimiz ölçüsünde kantara vurduğumuzda bir büyük fikir adamının milleti için çileye talip oluşuna şahitlik ettik. Kendisini ziyaret ettiğimizde bizimle paylaşma lütfunda
bulunduğu bazı endişelerini bugün ayniyle yaşamakta olduğumuzu belirtmek zorundayız. Yine belirtelim ki, endişeleri hiçbir şekilde şahsıyla ilgili konular değildi. Hep milletiyle ilgiliydi.
GERÇEK HOCA
Muhasebeci Mehmet Şahbaz da, Rahmetli Alparslan Türkeş, Arvasi Hocayla ülkücü hareketi rayına oturtmaya çalışmıştır. Türk-İslâm ülkücülerinin dirayetli, ihlaslı, gerçek bir hocaya ihtiyacı vardı. Bu boşluğu Arvasi doldurmuştur. Arvasi, Türk gençlerinin Osmanlı akıncıları gibi olması gerektiğini yıllarca anlattı, yazdı, çabaladı. Hergün gazetesinin ikinci sayfasındaki köşesine Türk-İslâm Ülküsü adını koydu. Günlük yazıları daha sonra Türk-İslâm Ülküsü adıyla üç cilt halinde yayımlandı. Türk milletini iki cihanda aziz görmek istediğini belirtirdi. Samimi bir müslüman ve dava adamıydı.
“AHMET ARVASİ, YOBAZLIĞIN HER ÇEŞİDİNE KARŞI ÇIKMIŞTIR”
Prof.Dr. Hasan Seçen, Seyyid Ahmet Arvasi’nin manevi değerlerin yıpranıp gerilediği bir zamanda Türk-İslam tefekkürünün ışığı altında insanlığın çetin problemlerine özgün çözümler öneren bir düşünce insanı olarak dikkat çektiğini söyledi.
Prof.Dr. Seçen, insani ve sosyal problemlerin çözümü için Batı eksenli sosyal bilim ve düşünce verimlerinden de yararlanmak suretiyle tahlil ve terkipler geliştiren Arvasi’nin körü körüne taklitçiliğe karşı çıktığını, yobazlığın “bilim” ve “din” kisvesi altında sunulan her biçimine karşı olduğunu anlattı. Arvasi’nin milliyetçiliği, “milletini dünya ve ahirette aziz etmek” olarak tarif ettiğini belirten Seçen, şöyle konuştu: “Arvasi, yazılarıyla olduğu kadar örnek yaşantısıyla da dava adamlığına örnek olmuştur. İnsanlığın büyük arayışında ona “kesretten vahdete”, “esaretten hürriyete”, “sınırlıdan sonsuza”, “izafiden Mutlak’a”, “ yaratıktan Yaradan’a” giden yolu gösteren bir öğretmendir. Arvasi, düşünce tarihimizin kutup yıldızlarından biri olarak bugün olduğu gibi yarın da bir yol gösterici olarak anılmayı sürdürecektir.”