Demiş ya Bilge Nasrettin Hocamıza adam..
-Hocam bir adam elinde bir tepsi baklava götürüyor..
-Bana ne, cevabını vermiş Hoca..
Adam ısrarcı..
-Size götürüyor hocam, deyince, ağzının payını vermiş Arif Hocamız:
-O zaman sana ne!
‘Bana ne’ ve ‘Sana ne’ mükemmel bir ölçü.
Hatta muhteşem..
Dahası insan ilişkilerinde bir referans noktası.
Üste vazife olmayana karışmamak..
Başkasının sınırına girmemek..
Kendi hukukunu korumak.
Suizanda bulunmamak, zandan kaçınmak..
Eşsiz bir eksen..
Hayata bir bakış..
Başımıza gelen her musibet ya ağzımıza sahip olamadığımız, ya da başkalarının işine karışmaktan olmuyor mu?
Sıkıntılarımızın çoğu bundan.
Aynayı kendimize çevirmiyoruz ya..
Hep başkası.. Hep.
Bunun irfan ehlindeki tanımı ‘hadsizlik..’
Bilim ehlindeki karşılığı ‘ölçüsüzlük.’
Anamın deyimiyle de ‘ahmaklık.’
Önce kendimize, sonra kendimize ve hep kendimize baksak.
Hata kalmaz, kusur sadır olmaz, günah yanımıza yaklaşmaz.
Bir ağabeyimin not defterime düşürdüğü beyit var ya:
‘Onlar ki laf ile verir dünyaya nizamat
Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde’
Öyle değil midir?
Yerli yerinde bir tespit.
Önce kendi kusurumuzu görmek.
Önce elimizdeki ile yetinmek ve şükretmek.
Demiştik ya, ‘Bizim şikayet ettiğimiz halimiz, başkasının hayali olabilir’
Tabi kendimize bakarken ölçüyü şaşırmamak da esas..
‘Başkası ne der’, Erzurum ağzıyla ‘el ne der’ yok..
Vicdanım ne der, ahlakım neyi gerektirir, var..
Mesele, inanıyorsak, ‘Allah ne der’ olmalı.
Dadaş devlet adamı ve edip Ziya Paşa ne güzel söylemiş:
‘Yıldız arayup gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzarında’
Öyle midir? Öyledir..
Kendi yoluna dikkat etmeyen, başkasının yoluna dikkat kesilen ya adresi şaşırır, ya da..
Eskiden büyüklerimiz nasihat ederken, 54 farzın başı haddi bilmektir’ derlerdi.
Elhak doğrudur..
Başkasının servetine, makamına, konumuna haset etmek çirkin iştir.
Mesele takdir etmektir.
Doğruyu, güzeli ve iyiyi..
Emeği, gayreti ve niyeti.
Meşhur hadistir ya:
‘Nefsini bilen Allah’ı bilir.’
Değişmez ölçü bu..
Evet meselemiz budur: Nefsi bilmektir.
Mesele başkalarının sınırına girmemektir.
Mesele, kendin bilmektir.
Mesele hududullaha riayettir..
Mesele..