Karaosmanoğlu Hafız Muharrem Camii, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katıldığı törenle ibadete açıldı.Kocaeli’de yapımı tamamlanan camiinin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözlerine, son günlerde terör saldırılarında hayatını kaybeden şehitleri anarak başladı. Milletçe hüzünlü günler geçirdiğimizi ve şehitler verdiğimizi ifade eden Başkan Görmez, yaşanan bütün acılara rağmen kardeşlikte ısrar eden, birlik ve beraberlikten asla taviz vermeyen Türk halkına başsağlığı dileyerek “Yüce Rabbimiz bir an önce, birlikte inşa ettiğimiz bu vatanda ebediyen kardeşçe yaşamayı bizlere nasip eylesin. Bize umut bağlayan dünyanın mazlumlarının umudunu boşa çıkarmasın” diye konuştu.
Yeryüzünü imar etmekle görevli olmasına rağmen insanlığın, yeryüzünü ifsat ve tahrip ettiğini vurgulayan Başkan Görmez, şunları söyledi;
“YERYÜZÜNÜ İMAR ETME GÖREVİYLE GÖREVLENDİRİLEN İNSANLAR YERYÜZÜNÜ İFSAT EDİYOR…”
Yeryüzünü imar etmekle görevli olmasına rağmen insanlık, yeryüzünü ifsat ve tahrip etti. Yüce Rabbimiz, bizim varoluş gayemizi anlatırken ’Allah sizi yerden yarattı ve sizden yeryüzünü imar etmenizi istedi’ buyuruyor. Bugün insanlığın yaşadığı en büyük sorun, insanlık imar etmiyor. İfsat ediyor, tahrip ediyor. Yeryüzünü imar etme göreviyle görevlendirilen insanlar yeryüzünü ifsat ediyor.” Bakara suresinin daha ilk sayfalarında Yüce Rabbimiz bize bir ikazda bulunuyor. “Yeryüzünü ifsat eden insanlar bunu, ıslah adı altında yaparlar. Onlara ‘Gelin yeryüzünün ifsat etmeyin dediğiniz zaman, biz ıslah ediyoruz’ derler” buyuruyor. Islah adı altında, dehşet ve ifsat sahnelerine şahit olduk. 1980’lerden bugüne İslam coğrafyasında 13 milyon insan katledildi. Afganistan savaşı, Filistin işgali, Irak’ın işgali, Körfez savaşları, Bosna ve Çeçenistan savaşı ve ardından Müslümanların birbirlerini katletmeye başladığı dönemlerde 13 milyon insan katledildi.
“GERÇEK MÜFSİT VE BOZGUNCULAR, ISLAH ADI ALTINDA YERYÜZÜNÜ İFSAT EDENLERDİR…”
Afganistan’a gelenler ‘ıslah ediyoruz’ diye geldiler. Irak’a gelenler ‘ıslah etmeye geldik, barış getiriyoruz, sizi zorbalardan kurtaracağız’ dediler. Rabbimiz ayetin devamında bütün Müslümanlara ‘Asıl gerçek müfsitler ve bozguncular onlardır’ diye hitap ediyor. Gerçek müfsit ve bozguncular ıslah adı altında yeryüzünü ifsat edenlerdir. Kırk yıldır bu milletin eli kalem tutacak çocuklarını, ilim tahsil edecek çocuklarını dağlara kaçırıp, onları eşkıyaya dönüştüren, onları kardeş katili yapanlar da onlara biz ‘size özgürlük getireceğiz, biz ıslah etmek için bunları yapıyoruz’ diyorlar, öyle zannediyorlar.
“KENDİNİ İMAR EDEMEYEN, YERYÜZÜNÜ İMAR EDEMEZ…”
Allah bizden yeryüzünü imar etmemizi istedi. Ancak biz, yeryüzünü imar etmeyi sadece garip gökdelenler dikmekle yapacağımızı, sadece beton binalar yaparak, şehirlerimizi, ülkelerimizi ve yeryüzünü imar edeceğimizi zannettik. İnsanlar fezayı dahi keşfetmekle gökyüzünü bile imar edebileceğini zannetti. Ama kendini imar etmeyi unuttu. Kendini imar etmeyen yeryüzünü imar edebilir mi? Kendi kalbini imar edemeyen, dünyayı imar edebilir mi? İşte cami ve iman bunun için var. Biz önce kendimizi imar etmekle meşgul olmalıyız.
“MÜMİNLER CAMİDE KALPLERİNİ TEVHİTTE VE VAHDETTE BULUŞTURDUKLARI ZAMAN CAMİLERİ İMAR ETMİŞ OLURUZ…”
İnşa etmek ile imar etmek birbirinden farklı şeylerdir. İnşa etmek elbette önemli ama mühim olan imar etmektir. Biz şuanda inşa etmeyi bitirmiş vaziyetteyiz. Camilerimizi ne zaman imar etmiş oluruz? Çocuklarımız camilerde koşuşturmaya başladığı zaman. Müminler orada kalplerini tevhitte ve vahdette buluşturdukları zaman imar etmiş olurlar. Gençlerimiz sabah namazında camileri tıklım tıklım doldurduklarında imar etmiş oluruz. Aile ve çocuklarımızla camilerde Allah’ın kitabıyla ve Hz. Peygamberin sünnetiyle buluştuğumuz zaman imar etmiş oluruz. İmar budur.
“MESCİTLER MÜMİNLERİN KALPLERİNİ BİRLEŞTİRDİKLERİ MEKANLARDIR…”
Yeryüzü Peygamberimize mescit kılındı. Buna göre biz namazlarımızı yeryüzünün her karış toprağında kılabiliriz. O halde neden camileri inşa ediyoruz? Efendimiz daha Medine’ye varmadan Kuba’da neden mescit inşa etti? Medine’ye varır varmaz ilk verdiği karar neden mescit inşası etmek oldu? Çünkü mescitler sadece namaz kılma mekanı değildir. Mescitler aynı zamanda müminlerin kalplerini birleştirdikleri, ruhlarını kaynaştırdıkları, kardeşliklerini tesis ettikleri, İslam ümmetinin çekirdeğini ektikleri mekanlardır.
“NEŞEYİ KÖTÜ YERLERDE ARAYAN HİÇ KİMSE NEŞE VE HUZUR BULAMAZ…”
İdeal genç Peygamberimiz tarafından “Neşeyi Rabbine ibadette bulan gençlik” diye tarif ediliyor. Neşeyi kötü yerlerde arayan hiç kimse neşe ve huzur bulamaz. Allah’a masiyette neşe bulamazsınız gençler. Kalpler ancak Allah’ı zikirle, hatırlamakla mutmain olur. Onun için neşeyi ve huzuru bulmak için camiye koşunuz.
“CAMİLERİMİZİ ŞEHİRLERİN KALBİNE TAŞIYAMADIK…”
Şehirlerimizin kalbinde devasa camiler inşa ettik, ama camilerimizi şehirlerin kalbine taşıyamadık. Şehirlerin kalbine mescitleri taşımak ne demektir? Camiler ne zaman müesseseleşir? Tıpkı Allah Resulü’nün mescidinde olduğu gibi camileri yaşlıların ve gençlerin, çocukların ve ailelerin, kadınların ve erkeklerin hep birlikte buluştuğu mekanlara dönüştürdüğümüzde, orada ilim tahsil etmeye başladığında, ders halkaları kurmaya başladığında, mihrabın etrafından gönülleri birleştirdiğimizde ancak camileri müesseseleştirmiş oluruz.
“CAMİLERDE İLK SAFTA GENÇLER OLMALI…”
Camilerin gençlik grupları olmalı. Camideki yaşı ilerlemiş büyüklerimiz, gençleri ve çocukları büyük bir hoşgörü ile karşılamalılar. Onların zihin ve muhayyilesinde camiyle ilgili olumsuz hiçbir şeyin oluşmaması için azami dikkat göstermelidirler. Gençlerimiz camide birinci safta yer almalıdır. Gençlerimiz, buluşmalarında adres olarak camiyi vermeli, camide buluşmalıdır.
“ALLAH’IN KADIN KULLARINI CAMİLERDEN ALIKOYMAYIN…”
Camileri, Allah’ın erkek kullarının gelip namaz kılacakları yerler olarak düzenledik. Ama Allah Resulü’nün hayatı boyunca, Mescid-i Nebevî’de kıldırdığı hiçbir vakit namazının kadınsız olmadığını unuttuk. Bayram namazlarında Medine’de yaşayanlar, Mescid-i Nebevî’ye sığmadığı ve Resul-i Ekrem’in bütün kadınların da bayram namazına katılmalarını sağlamak için musallaya taşıdığını ve bizzat kendisinin bütün hanımefendileri bayram namazına davet ettiğini bir tarafa bıraktık. Allah’ın kadın kullarını camilerden alıkoymayın hadisini unuttuk.
“CAMİLER BİZİM BİRLİK MEKANLARIMIZDIR…”
Camiler, bizim tapınaklarımız değildir. İslam’da tapınak yoktur. Biz orada kalplerimizi ve gönüllerimizi birleştirmek için bir araya geliyoruz. Biz aynı zamanda, kalplerinizi buluştururuz. Cami birlik mekanlarımızdır. Burada, tevhidin mekanında vahdeti doya doya yaşamak gerekir.
Açılışa Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ile çok sayıda vatandaş katıldı.