Eskişehir’de düzenlenen “Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi - Gönül Sultanları Buluşması” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Türk dünyasına yön vermiş kanaat önderleri ve bilgelerin hayatlarının konuşulacağı sempozyumun açılış programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bilgenin sadece bilgi sahibi olan kimselere denmediğini belirterek, “Bilge, sadece bilgi sahibine denmez. Bilge, hem âlim, hem hâkim, hem de arif olana denir. İlmi hikmetten, hikmeti de marifetten ayırmayan kimsedir. Biz bilge derken üçünü birden yaşanmış örnek bir hayata dönüştüreni kast ediyoruz. Sadece bilgi hamallarına âlim demiyoruz. Süslü yaldızlı söz sarf edene hâkim demiyoruz. Hikmetin arkasındaki bilgi kırıntılarına sahip olanlara arif demiyoruz. Bilge hem arif, hem âlim, hem de hâkim olan kimsedir” dedi.
Medeniyetin en temel esasının bilgi olduğunu kaydeden Başkan Görmez, şöyle konuştu;
“BİZİM MEDENİYETİMİZ BİR BİLGİ MEDENİYETİDİR…”
Medeniyetin en temel esası şüphesiz bilgidir. Bizim medeniyetimiz bir bilgi medeniyetidir. İslam medeniyetinde bilgi varlığa takaddüm eder. Önce bilgi sonra Allah’a iman… Hatta bilgi imana takaddüm eder. Bizim medeniyetimizde bilgi kavramını üç önemli kavram ifade eder ilim, hikmet ve marifet. Hikmetsiz ilim zayi hükümdür. Marifetsiz hikmet kıylı kaldir. Marifetin başı insanın kendisini bilmesidir. Kendini bilmeyen rabbini bilmez. İlmin sahibine âlim, hikmetin sahibine hakim, irfanın sahibine de arif diyoruz.
Bilge, sadece bilgi sahibine denmez. Bilge, hem alim, hem hakim, hem de arif olana denir. İlmi hikmetten, hikmeti de marifetten ayırmayan kimsedir. Biz bilge derken üçünü birden yaşanmış örnek bir hayata dönüştüreni kast ediyoruz. Sadece bilgi hamallarına alim demiyoruz. Süslü yaldızlı söz sarf edene hakim demiyoruz. Hikmetin arkasındaki bilgi kırıntılarına sahip olanlara arif demiyoruz. Bilge hem arif, hem alim, hem de hakim olan kimsedir.
“BİLGİNİN MAVERASINDAKİ HİKMETİ, HİKMETİN MAVERASINDAKİ MARİFETİ HAKKIYLA BİLMEYEN BİLGE OLAMAZ…”
Bilgelik tarihinde en önemli kavram maveradır. Varlığın maverasını okuyamayan bilge olamaz. Bilginin maverasındaki hikmeti, hikmetin maverasındaki marifeti hakkıyla bilmeyen bilge olamaz. Eşyanın hakikatine vakıf olmak için maveraya vakıf olmak lazım. Bilginin asıl yeryüzünde gerçekleştirmek istediği hikmeti, hikmetin gayesi olan marifeti bilebilmek için maveraya vakıf olmak lazım. Mavera aynı zamanda tarihte bir coğrafyanın adıdır. Ama nehir kelimesiyle birleşerek Maveraünnehir diyoruz. Maveraünnehir sadece Amu deryanın ötesi, Sir deryanın berisi olan yer değildir. Maveraünnehir Hicazdan ortaya çıkan en büyük bilginin maverasının tahsil edildiği yerdir. İlim, hikmet ve marifetin birbirine katıldığı yerdir.
“MAVERAÜNNEHİR MEDENİYETİNİN İNSANLIĞA ARMAĞAN ETTİĞİ EN ÖNEMLİ HUSUSLARDAN BİRİ, METODOLOJİDİR…”
İlim hikmet ve marifet İslam’ın olduğu her yerde İslam ile bütünleşmiştir. Ancak bazı coğrafyalarda her biri öne çıkmıştır. Bazı bölgelerde ilim, bazı bölgelerde hikmet, bazı bölgelerde ise marifet öne çıkmıştır. Fakat Maveraünnehir’de hepsi birlikte yoğrulmuştur. Bilgi ve ilimler tarihine baktığımız zaman sadece Fergana Vadisinde yolculuk yaptığınızda bunu görmek mümkündür. Hadis, tefsir, fıkıh ilminin bütün öncülerine burada rastlıyorsunuz. Maveraünnehir medeniyetinin insanlığa armağan ettiği en önemli hususlardan biri, metodolojidir. Bilginin usulünün oluşturulmasıdır. Nitekim usulsüz vusul olmaz, vusulsüz de usul olmaz. İşte bu bölgede fıkıh, Irak’ta, Şam’da doğan fıkıh burada bir usule kavuşacaktır. Felsefe, hikmet, tefsir, hadis, usulü fıkıh, usulü hadis, usulü din gibi nice ilimlerin en büyük kaynaklarının Maveraünnehir’de, bilginin ve varlığın maverasının tahsil edildiği bu bölgede ortaya çıktığına hepimiz şahit oluyoruz.
“İLMİMİZ ÇOĞALDI ÂLİMLERİMİZ AZALDI, BİLGİMİZ ÇOĞALDI BİLGELERİMİZ AZALDI…”
Anadolu’daki İslam medeniyetini de Maveraünnehir’de ortaya çıkan bu bilgelik inşa etmiştir. Hicaz’da neş’et eden ilim, Maveraünnehir’de hikmet ve marifete kavuştuktan sonra Alperenlerin eliyle Anadolu’ya taşınacak, Anadolu ve Rumeli’de inşa edilen büyük medeniyet, büyük oranda Maveraünnehirde yetişen bilgeler ve gönül sultanları marifetiyle inşa edilmiştir. İlmimiz çoğaldı âlimlerimiz azaldı, bilgimiz çoğaldı bilgelerimiz azaldı. Bu toplantının bilgece bir söz ve davranışa vesile olmasını, bilgesi azalmış dünyaya bilgece bir aşı gerçekleştirmesini diliyorum.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezinde gerçekleşen açılış programına Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türk dünyasından davetliler, çok sayıda akademisyen, aydın ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı.