İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Küresel terörün iletişim devriminden yararlanarak artık sınır tanımaz bir hale geldiği açık ortadadır. Türkiye olarak biz gerekçesiz ve amaçtan bağımsız olarak, gerekçeden bağımsız olarak her türlü terör eylemini, şiddet eylemini şiddetle kınıyoruz ve karşısında her türlü uluslararası işbirliğini hem öneriyor hem de zorunlu görüyoruz" dedi.
İDARECİLER GÜNÜ
Gölbaşı Vilayetlerevi'nde düzenlenen İdareciler Günü kutlama programında bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Ala, Türkiye’de uzun dönemdir mücadele edilen terör konusu olduğuna değinerek, “2000’li yıllardan sonra bu yeni yüzyılda, bu yeni bin yılda dünyanın önemli konusu haline geldi. Birinci öncelikli konusu haline geldi. Afganistan’dan Irak’a, Suriye’ye, Avrupa ülkelerine dünyanın bütün kıtalarında, bütün ülkelerinde yönetimlerin ele almak durumunda olduğu en önemli konu. Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiği önemli bir husus. Burada bizim tecrübelerimizin aktarılması da bence sorunun çözümü bakımından gerçekten arz edecektir önümüzdeki dönemlerde. Bu küresel terör karşısında uluslararası işbirliği kaçınılmazdır. Bu küresel terörün iletişim devriminden yararlanarak artık sınır tanımaz bir hale geldiği açık ortadadır. Şimdi de Türkiye olarak biz gerekçesiz ve amaçtan bağımsız olarak, gerekçeden bağımsız olarak her türlü terör eylemini, şiddet eylemini şiddetle kınıyoruz ve karşısında her türlü uluslararası işbirliğini hem öneriyor hem de zorunlu görüyoruz” diye konuştu.
“DEMOKRASİMİZ GELİŞTİ, BU GELİŞMEYLE BİRLİKTE BÖLGEDE İNSANLARIN TERÖRE, TERÖRİST YÖNTEMLERE OLAN DESTEĞİ AZALDI”
Çözüm sürecine değinen Ala, "Terörü tamamen gündemimizden çıkaracak önemli bazı kararların alındığı, yöntemlerin uygulandığı, vatandaşla birlikte meselenin üzerine gidildiği ve gerçekten gelişmiş bir demokrasi hedefiyle bu sorunların önemli miktarda çözüleceği bir süreç yönetiyoruz, bu çözüm süreci. Toplumumuz da benimsedi ve çözüm süreci olarak tanımladık, yönetiyoruz" dedi.
Gelinen noktada 2002 yılından beri ciddi reformlar yapıldığını vurgulayan Bakan Ala, şöyle devam etti:
"Her attığımız adım bir önceki adımdan daha ileri götürdü Türkiye'yi. Hem demokratik açıdan, hem sosyal açıdan, hem ekonomik açıdan. Bu adımlar sonucudur ki Türkiye'de böyle bir vasat oluştu. Çözüm sürecini yürütebileceğimiz, uygulayabileceğimiz bir vasat oluştu. Demokrasimiz gelişti, bu gelişmeyle birlikte bölgede insanların teröre, terörist yöntemlere olan desteği azaldı. Türkiye'nin geleceğine olan inancı arttı. Demokrasi, demokratik gelişmişlik teröre toplumsal desteği azaltır ama terörü ortadan kaldıracak olan şeyse başka yöntemlerdir. İşte bu ikisini birlikte yönetmek gerekiyor ve bizde bunu yapıyoruz."
GÜVENLİK PAKETİ
Güvenlik paketinin Meclis’e sunulduğuna değinen Ala, bu reform paketinde hem polisin, güvenlik güçlerinin, jandarmanın ve sahil güvenlik komutanlığında çalışan personelin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemeler olduğunu anlattı. Bakan Ala, “Bütününü ele aldığımızda paketin vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini, kurallara uyarak, hiçbir şekilde kısıtlayan ya da geri götüren bir düzenleme yoktur. Neden? Çünkü biz güvenliği vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini gerektiği biçimde özünün gerektirdiği biçimde kullanabilmesi, geliştirebilmesi için ihtiyaç duyduğu bir kamu hizmeti olarak tanımlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“DAHA GELİŞMİŞ BİR DEMOKRASİYE DOĞRU YÜRÜYORUZ”
Türkiye'nin başka bir yöne, gelişmiş bir demokrasiye doğru yol aldığını ifade eden Ala, "Gözyaşları dinsin. Çünkü daha gelişmiş bir demokrasiye doğru yürüyoruz. Hedefimizde o daha gelişmiş demokrasi. Sizlerle birlikte yöneteceğiz bu ülkeyi demek lazım millete. Ne zamanki Türkiye'de bir yetki bürokrasiden alınıp da siyasete verilirse, anlaşılmaz bir biçimde ve garip bir şekilde Türkiye'de demokrasinin zedelendiği bir mantık oluşturuluyor. Bir demokratik düzende yetkiler bir bürokratik kesimden başka bir bürokratik kesime taşınarak, bunun adına demokrasi denmez ve bir şeyi de çözmez" şeklinde konuştu.
“BİZ TERÖRLE MÜCADELEDE DE EN CİDDİ İNİSİYATİFLERİ ALAN ÜLKEYİZ”
Suriye’de, Irak’ta büyük bir sorun yaşandığını belirten Ala, şöyle konuştu:
“Türkiye’ye bakın, bugün dünyanın görüşmeler yaptığımızda gıpta ettiği ve gelişmiş dünyanın da ne yapacağına karar veremediği bir hususta duraksamadan, gecikmeden inisiyatif aldığı bir insanlık dersi veriyor. 1 milyon 600 binden fazla insanı misafir ediyoruz. Bunlara sürekli yaptığımız harcamalar sürekli artıyor. 5 buçuk milyar dolarlar civarına gelmiş durumda. Aldığımız yabancı yardımlar 250 milyon dolarlar civarında. Kişi başına gelir dikkate alındığında dünyada uluslararası yardım yapan birinci ülkeyiz. Bunlar gurur verici manzaralardır. Biz terörle mücadelede de en ciddi inisiyatifleri alan ülkeyiz. Maalesef bazı ihanet şebekeleri Türkiye’yi farklı göstermek çabası içerisinde olabiliyorlar. Bu kadar ihanet görülmemiştir.”
“ŞUANA KADAR 90 ÜLKEDEN 7 BİN 833 KİŞİYE GİRİŞ YASAĞI KOYMUŞUZ”
“Şuana kadar 90 ülkeden 7 bin 833 kişiye giriş yasağı koymuşuz” diyen Bakan Ala, “Sürekli güncelleniyor bu rakamlar. O ülkelerin bize bildirdiği, onlar sorunlu olabilir diye bildirdiği kişilere giriş yasağı koymuşuz. 73 ülkeden bin 56 kişiyi ise sınır dışı etmişiz. Yine kaynak ülkelerin bize bildirmesi sonucu aldığımız tedbirler. Bundan sonrada bu tedbirlere riayet ediyoruz” diye konuştu.
“BİZ ‘AMA’SIZ ‘ANCAK’SIZ TERÖRÜN KARŞISINDAYIZ”
Bakan Ala, konuşmasına şöyle devam etti: “Adı barış olan yüce dinimizle İslam ile yeryüzüne barışı getirmiştir. İnsanlık suçu olan terörün aynı cümle içerisinde kullanılmasını bile şiddetle reddederiz. Bireyin iç huzurunu sağlayacak olan, o iç huzuru sağlanmış bireyin de ailesiyle birlikte huzurlu bir hayat sürmesine imkan tanıyan, huzur ve barış içerisinde hangi dinden, hangi ırktan, hangi kökenden olursa olsun, İkbal’in tabiriyle Allah’ın onu yarattığını bilen ve onu söyleyen neye kime kızıyorsak işte onu Allah yaratmıştır. Onunla ilgili tasarruf ona aittir. Böyle bir dini evrensel barışa en fazla katkıda bulunabileceği bir dönemde terörle ve terörist yöntemlerle aynı cümlelerde anılması en başta İslam’a ve dinimize yapılan bir hakarettir. Bunu kabul edemeyiz. Biz topyekun bu insanlık suçunun karşısındayız ve uluslararası işbirliğine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Yapalım, birlikte kararlar alalım. Biz ‘ama’sız ‘ancak’sız terörün karşısındayız. Şiddetle lanetliyoruz. Her türlü meselenin insanca tepkilerle çözülebileceğini biliyoruz. Bunu da öneriyoruz.”
ALA GAZETECİLERİN SORULARINI CEVAPLANDIRDI
İçişleri Bakanı Ala, Gölbaşı Vilayetlerevi'nde düzenlenen İdareciler Günü Kutlama Programına katıldı. Programın ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Ala, bir gazetecinin Fransa'da bir süpermarkete saldırı düzenleyen Amedy Coulibaly'nin eşi Hayat Boumedienne’nin Türkiye’den geçiş yaptığı Suriye’ye gittiği ve o bölgede bulunduğuna ilişkin Tük güvenlik birimlerinin Fransa’ya bilgi verdiği yönündeki haberleri sorması üzerine, şunları söyledi:
“Türkiye’ye giriş yapmasında kaynak ülkelerden problem görülen kişiler Türkiye’ye bildirildiğinde onun Türkiye’ye girişi engellenmektedir. Giriş yasağı konulmaktadır. Bu kişiyle ilgili böyle bir bildiri yoktur. Dolayısıyla Fransa tarafından bize 'böyle bir kişi var onunu girişi engellensin sakıncalıdır' diye bir bildirim olmadığından kişiyle ilgili spesifik olarak giriş yasağı bulunmamaktadır. Madrid üzerinden girdiği tespit edilmiştir. Zaten talep olmadan biz kendiliğimizden harekete geçerek tespit etmişizdir. Sonrada gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız gerekse Emniyet İstihbaratımız Fransız makamlarıyla irtibata geçerek gerekli detaylandırmaları yapmaktadırlar.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun Sultanahmet bombalı saldırı zanlısı Ramazova'nın daha önce Suriye’ye Kilis üzerinden giriş çıkış yaptığıyla ilgili sorulan soruya Bakan Ala, “Biz bir ülke yönetiyoruz. Biz soru önergesi varsa soru önergesine cevap verilir ama bizde böyle bir bilgi yoktur” dedi.
"VALİ İLE GÖRÜŞTÜM. BÖYLE BİR ŞEY OLMADIĞINI O ANDA CİZRE’DE OLMADIĞINI SÖYLEDİ"
Bir gazetenin manşetinde yer alan Şırnak Valisi’nin HDP’lilerle görüştüğü ve bu görüşmenin ardından Cizre’deki olayların patlak verdiğiyle ilgili gizli görüşme olduğunu sorması üzerine Ala, “Ben Vali ile görüştüm. Böyle bir şey olmadığını o anda Cizre’de olmadığını söyledi. Zaten vali asayişi sağlamak için görüşür. Yani Vali görüştü diye asayiş bozulduğu manasının çıkarılması yanlış yorumdur” şeklinde konuştu.
"AK PARTİ HÜKÜMETLERİ O REFORMLARI YAPMAMIŞ OLSAYDI BUGÜN ÇÖZÜM SÜRECİ KONUŞULUYOR OLAMAZDI"
Çözüm süreci temellerinin aslında 2006 yılında atıldığı ve Sabri Ok’un Türkiye’de MİT’çilerle görüştüğü iddiasının sorulması üzerine Ala, “Biz AK Parti Hükümetleri kurulduğu andan itibaren 2002’den beri bu temelleri attık diyebilirim. Çünkü o demokratik reformlar yapılmasaydı bugün bunları konuşuyor olamazdı Türkiye. Biz o reformları yapmamış olsaydık AK Parti hükümetleri o reformları yapmamış olsaydı bugün çözüm süreci konuşuluyor olamazdı. Biz detaylarla ilgilenmiyoruz. Detayları yapacak birimlerimiz var. O birimlerimizin işlerini onlara bırakıyoruz. Biz genel siyaseti ve genel yönlendirmeyi yapıyoruz. Genel kararları alıyoruz” karşılığını verdi.
Son günlerde İstanbul’da 5 şüpheli paketin bulunduğunu hatırlatarak, Ankara’daki alışveriş merkezleri aramalarında araçların sıkı bir şekilde arandığını ve bu konuda emniyetin teyakkuzda olup olmadığı sorusuna Bakan Ala, şunları kaydetti:
“Bizim her zaman etrafımızda olup bitenleri olabilecekleri değerlendirerek zaman zaman tedbirlerimizi yoğunlaştırıyoruz. Bu spesifik bir bilgiden kaynaklanıyor olmayabilir ama bizim öngörülü bir biçimde elimizden geldiğince vatandaşımıza sağlıklı, güvenli bir ortam hazırlamak için tedbirlerimizi değiştirdiklerimiz oluyor. O zaviyeden bakmak lazım değerlendirmek lazım.”
"BÖLGEDE İNSANLARIN TERÖRE, TERÖRİST YÖNTEMLERE OLAN DESTEĞİ AZALDI"
İçişleri bakanı Efkan Ala, çözüm süreci ile ilgili, "Bölgede insanların teröre, terörist yöntemlere olan desteği azaldı" dedi.
Gölbaşı Vilayetlerevi'nde düzenlenen İdareciler Günü'nde bir konuşma yapan Bakan Ala, "Terörü tamamen gündemimizden çıkaracak önemli bazı kararların alındığı, yöntemlerin uygulandığı, vatandaşla birlikte meselenin üzerine gidildiği ve gerçekten gelişmiş bir demokrasi hedefiyle bu sorunların önemli miktarda çözüleceği bir süreç yönetiyoruz, bu çözüm süreci. Toplumumuz da benimsedi ve çözüm süreci olarak tanımladık, yönetiyoruz" dedi.
Gelinen noktada 2002 yılından beri ciddi reformlar yapıldığını vurgulayan Bakan Ala şöyle devam etti:
"Her attığımız adım bir önceki adımdan daha ileri götürdü Türkiye'yi. Hem demokratik açıdan, hem sosyal açıdan, hem ekonomik açıdan. Bu adımlar sonucudur ki Türkiye'de böyle bir vasat oluştu. Çözüm sürecini yürütebileceğimiz, uygulayabileceğimiz bir vasat oluştu. Demokrasimiz gelişti, bu gelişmeyle birlikte bölgede insanların teröre, terörist yöntemlere olan desteği azaldı. Türkiye'nin geleceğine olan inancı arttı. Demokrasi, demokratik gelişmişlik teröre toplumsal desteği azaltır ama terörü ortadan kaldıracak olan şeyse başka yöntemlerdir. İşte bu ikisini birlikte yönetmek gerekiyor ve bizde bunu yapıyoruz."
BAKAN ALA, MURDOCH'IN TWEETİNİ DEĞERLENDİRDİ
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Avustralyalı medya patronu Rupert Murdoch'ın Müslümanlarla ilgili attığı Tweet'e ilişkin, “İslam adı barış olan bir dindir. İslam ile terör aynı cümle içerisinde kullanmayı bile reddediyoruz. Büyük bir haksızlıktır ve cehalettir” dedi.
İçişleri Bakanı Ala, Gölbaşı Vilayetlerevi'nde düzenlenen İdareciler Günü Kutlama Programına katıldı. Programın ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Ala, bir gazetecinin Avustralyalı medya patronu Rupert Murdoch'ın, "Müslümanların çoğunluğu barışsever olabilir ama içlerinde büyüyen Cihatçı kanserin farkına varıp ortadan kaldırılana dek onlar da sorumlu sayılmalıdır" şeklinde attığı Tweet ile ilgili değerlendirme istemesi üzerine, “Bu meselede çözüm üretmek istiyorsak küresel teröre karşı, uluslararası işbirliği herkes kendi alanına dönük bilip bilmeden kavramaları kullanmamalı ve kendi alanında ne yapabileceğine bakmalıdır. İslam adı barış olan bir dindir. İslam ile terör aynı cümle içerisinde kullanmayı bile reddediyoruz. Büyük bir haksızlıktır ve cehalettir. Çünkü İslam her acıdan terörist yöntemleri reddeden bir öğretiye sahip dindir. İnsanlara hangi kökten, hangi ırktan, hangi inançtan olursa olsun Allah’ın yarattığı eşrefi mahlûkat olarak tanımlar ve biz insanlara onların dini inancına göre, etnik kökenine göre ayrım yapmayız ama İslam’ın adı barış olan İslam’ın, hiçbir biçimde terörist yöntemlerle birlikte anılmasına da müsaade edemeyiz. Bunlar cehaletten kaynaklanır. Eğer böyle yapanlar varsa” diye konuştu.