Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik Bölge Türkiye
Erzurumspor’da sessiz bekleyiş
Erzurumspor’da sessiz bekleyiş
KUDAKA’dan proje teklif çağrısı
KUDAKA’dan proje teklif çağrısı
Son gün 29 Ağustos
Son gün 29 Ağustos
Şimşek’ten asgari ücret açıklaması
Şimşek’ten asgari ücret açıklaması
Erdoğan Belediye başkanlarına seslendi
Erdoğan Belediye başkanlarına seslendi
HABERLER>SÄ°YASET
27 Ekim 2015 Salı - 09:20

‘Geri alacağım sözü vermem’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Zaten beni tanıyanlar bilir, utanacağım hiçbir şeyi söylemem. Geri alacağım sözü vermem. Dolayısıyla hiçbirşey yok ama bütün hafızamı taradım 'Ne diyebilirler' diye." dedi.

‘Geri alacağım sözü vermem’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Siyasette söz sahibi olma gibi bir iddiaları olsa, aslında onlar için iyi bir fırsat da olmuştu. Bizim içinse elimizdeki bir imkan kayboluyordu. Dolayısıyla burada AK Parti üzerine kimse suç atamaz. İmkanı değerlendirmeyenler onlar. Biz elimizden geleni yaptık. Bugün olsa yine yapardım, yanlış olduğu kanaatinde de değilim. Şu 4 ay içinde gösterildi ki Türkiye'de iktidar olmaya, milletin sesini dinlemeye hazır ve gerektiğinde siyasi risk alabilecek tek parti AK Parti'dir" dedi.

Davutoğlu, Adile Sultan Sarayı'ndan katıldığı A Haber ve ATV ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı."Hangi konuda medyayı yanınızda hissetmediniz?" sorusu üzerine Davutoğlu, Türkiye'de tablonun kendisini en fazla üzen tarafını "Standartların, kriterlerin, ölçülerin, değerlerin kaybolmaya başlaması" şeklinde açıkladı.

İhtilaf olabileceğini ancak bunun ortak bir yerden hareket etmeyi imkansız kılmadığını dile getiren Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İki devlet adamı kapalı kapılar ardında bir şey konuşuyorsa bu mahrem tutulur ama burada ölçü kalmıyor. Sizin bu ölçüyü savunmanızın, muhatabınız bunu savunmayınca kıymeti kalmıyor çünkü siz ona sadık kalsanız da muhatap sadık kalmıyor. Medyada da maalesef öylesine seçici haberler veriliyor ki... Son dönemde benim birçok söylediğim hususla ilgili bakıyorsunuz cımbızla neredeyse bir şey seçiliyor ve bütün çerçevesinden koparılıp söyleniyor. Ben diyorum ki 'demokratik hukuk devleti kuralları içinde yeterli delil toplanmadan kimseyi gözaltına alamazsınız' diyorum. Cümlenin içinde ne canlı bomba var ne eylemci var. O diyor ki buradan hareketle 'eylem yapmadan kimseyi tutuklayamazsın'. Basit bir ölçü ama birçok noktada da ülkenin itibarı söz konusu olduğunda herkesin özen göstermesi gereken bir hususta özen gösterilmiyor. Terör konusunda bir panik ortamı yaratılmaması talebimize, bir bakıyorsunuz terörle ilgili öylesine, dünyanın hiçbir basınında olmayacak resimler paylaşılabiliyor ki. Kime, neye hizmet edilmeye çalışılıyor?"

KRİTER VE STANDARTLAR

Başbakan Davutoğlu, kriterlerin, standartların, ölçülerin kaybolduğunu belirterek, "Türkiye'de her şeye saygı göstermek zorunlu ama devlet adamı, hele cumhurbaşkanı, başbakansanız her türlü hakaret, ağır itham meşru görülüyor. Tamam eleştirin, en ağır eleştiriyi yapın ama hakaret niye? Eleştirinin dozu olur. Bu konuda ölçülerimizi kaybettiğimizi... Terörle mücadele bağlamında da yeterli desteği gördüğümüzü söyleyemem medyada. Şunu kabul etmemiz lazım. Biz siyasi partiler olarak rakibiz. Belki bazı medya kuruluşları da farklı siyasi düşüncelere sahip oldukları için rakip olabilirler ya da tiraji artırmak için... Bu ülkede hiç kimse hiç kimsenin düşmanı, hasmı değil. Rakip olmak, rekabet etmek ayrı bir şey, karşı tarafı yok etmek, ona dönük olarak bir düşman muamelesi yapmak başka bir şey. Haberlerde seçicilik, kullanılan üslup çizginin dışına çıkıyor. Siyasetin parçası olmaması gereken unsurlar devreye sokuluyor" diye konuştu.

Bugün muhalif gazetelerden birinin "Yenikapı'da hiç coşku yoktu" yazdığını aktaran Davutoğlu, soğuğa rağmen coşkulu miting yaptıklarını ifade etti. Davutoğlu, "Ölçü ne burada? Objektif habercilik ne? Gönlünden geçeni yazıyor, haber olması önemli değil. O, coşku olmamasını arzu ediyor. Haberi doğru yansıtmaktan doğru yorumlamaya kadar çok ciddi bir irtifa kaybı görüyorum" dedi.

"DEMEK Kİ BU SİYASİ PARTİLERİN HİZMET ETME DİYE BİR İDDİALARI YOK"

Ahmet Davutoğlu, "Hükümet kurulamayışını biraz daha net olarak açıklamak gerekirse, ne söylersiniz?" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:"Biz, elimizdeki bir gücü, 13 yıldır kullanageldiğimiz bir gücü paylaşacaktık. Bizim yeni duruma intibak etmemiz daha zordu. Nitekim 7 Haziran akşamı Konya'dan Ankara'ya geldiğimde birçok arkadaştaki genel hava 'madem ki tek başına iktidar hakkı verilmedi, biz bir kenara çekilelim. Bir görelim başkaları ne yapabilecek?' şeklindeydi. Ben, 'milleti sınava sokamayız, millet bizi sınava sokar' dedim. Diğerleri içinse bir fırsat doğmuştu. Hiçbir zaman tek başına iktidar olma iddiaları olamayacak partilere iktidarın gücünü paylaşmak, millete hizmet etmek imkanı doğdu. Onların değerlendirmesi gereken bir fırsat varken, bunu değerlendirmek yerine topu tekrar tekrar bizim sahaya attılar. Sayın Bahçeli 'ben bu oyunda yokum' dedi. Bu kadarcık oyunda, rolde bile yoksan, neden siyaset yaparsın? HDP zaten kendisini oyunun dışına attı ve başka bir oyuna, terörle siyaset arasında flu bir oyuna yöneldi."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile gerekli müzakereleri yaptıklarına değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:"Bir araya gelinir en azından mutabık kalınan noktalarda hareket edilir... O olmadı. Sayın Kılıçdaroğlu'na 'reform hükümeti kuralım, seçime gidelim' dedim. Onu da değerlendirmedi. Onu yapabilseydik en azından kısa bir dönemde CHP bir şeyi üretebileceğini, bir şeyler yapılabileceğini gösterebilirdi. Anayasa hükümetine hiçbiri gelmedi. HDP geldi, sonra çekildi. Demek ki bu siyasi partilerin hizmet etme diye bir iddiaları yok. Siyasette söz sahibi olma gibi bir iddaları olsa, aslında onlar için iyi bir fırsat da olmuştu. Bizim içinse elimizdeki bir imkan kayboluyordu. Dolayısıyla burada AK Parti üzerine kimse suç atamaz. İmkanı değerlendirmeyenler onlar. Biz elimizden geleni yaptık. Bugün olsa yine yapardım, yanlış olduğu kanaatinde de değilim. Şu 4 ay içinde gösterildi ki Türkiye'de iktidar olmaya, milletin sesini dinlemeye hazır ve gerektiğinde siyasi risk alabilecek tek parti AK Parti'dir."

Davutoğlu, terörle mücadelede 23 Temmuz'da alınan operasyon kararının "alınabilecek en yüksek siyasi risk" olduğunu belirterek, "Geçici bir hükümettik, Mecliste çoğunluğumuz yoktu. Seçim öncesinde operasyon kararı aldık" ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi çok iyi tanıyan birinin, kendisine "Bahçeli'nin sorumluluk almaktan korkan birisi" olduğunu söylediğini aktaran Davutoğlu, kendisinin de Devlet Bahçeli'de sorumluluktan kaçınan bir tutum gördüğünü dile getirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu:"1999'da kendisine 'katil' diyen bir partiyle, parti yönetimiyle koalisyon kurdu, kendisine o zaman da başbakanlık teklif eden Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin tekliflerini bir kenara koyup, başbakan yardımcılığına razı oldu. Son seçim kararı alındığı gün dışında çok fazla konuşmadı, çok fazla elini taşın altına koymadı. Sayın Ecevit rahmetli, 'İçime sinmiyor ama yapmak durumundayım' dedi, içinde sinmeyenlerle, 'katil' diyenlerle koalisyon yaptı, ki başbakanlığı tek başına almaktan kaçındı. Şimdi de 'gitsin CHP ile AK Parti kursun' diyor. Sana ne? AK Parti CHP ile kurar kurmaz, bu seni ilgilendiren bir sorun değil ki. Başkasına neden ödev veriyorsun? Sizi ilgilendiren sorun, siz kuracak mısınız? Kurmayınca hükümetsiz mi kaldı memleket? Bir formül bulundu. Ben ilerleme görüyorum. 'Hayır, hayır' dediği için bu sefer pazar günü Ankara mitinginde 'evet' dedirtti millete, MHP seçmenine kendisi diyemediği için. MHP seçmeni 'evet' demeye zaten hazırdı da problem kendisinin 'evet' demesinde."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim güvenliğine ilişkin her türlü tedbiri aldıklarını ve gereken çalışmaları yaptıklarını belirterek, "İnşallah seçim güvenliği bağlamında bir sıkıntıyla karşılaşmayacağız ama öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ve o kadar çok riskler var ki bu riskleri de tabii bilmek ve gerekli tedbirleri almak zorundayız" dedi.

"Seçimle ilgili çizdiğiniz tabloya bakınca güvenlik açısından bir problem var mı?" sorusu üzerine Davutoğlu, zor bir dönemden geçildiğinin farkında olduklarını, son dönemlerin zor seçimlerinden birinin yaşandığını belirtti.

Geçmişte de böyle zor dönemlerde seçim yaptıklarını anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hükümet, bir AK Parti Hükümeti değil, anayasanın zorunluluk olarak getirdiği bir hükümet. Bunu söylerken sorumluluktan kaçmak için de söylemiyorum, sadece sorumluluktan kaçan birilerini hatırlatmak için söylüyorum yoksa bütün sorumluluk Başbakan olarak yine benim omzumdadır. Her türlü tedbiri aldık, gereken çalışmaları yaptık. İnşallah seçim güvenliği bağlamında bir sıkıntıyla karşılaşmayacağız ama öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ve o kadar çok riskler var ki bu riskleri de tabii bilmek ve gerekli tedbirleri almak zorundayız."

SEÇİM GÜVENLİĞİ

Başbakan Davutoğlu, sandıklar ve seçmenler üzerinde baskı uygulayan bazı odakların, bu sefer bu kadar rahat hareket edebilecekleri bir ortamın olmadığını söyledi.

Köylerde, mezralarda, her yerde güvenlik birimlerine net talimat verildiğini vurgulayan Davutoğlu, "Oyunu kullandıktan sonra kimse koridorlarda beklemeyecek, kimse binaların içinde durmayacak, bunlarla ilgili ciddi tedbirler alıyoruz. Ümit ederiz bu sefer bu tür mahalle baskısıyla diyeyim, söz konusu olan oy dağılımları imkansız olacak" dedi.

Seçimi, Yüksek Seçim Kurulu'nun yönettiğini, hükümetin yetkisinin sınırlı olduğunu ifade eden Davutoğlu, Yüksek Seçim Kurulu şu veya bu şekilde güvenlik gerekçesiyle yardım istediğinde bu tedbiri alacak güçte hazırlıklarının olacağını söyledi.

"YOĞUN BİR TERÖRLE MÜCADELE YÜRÜTÜYORUZ"

"Şırnak'ta yaşanan olaydan sonra iki polis görevden alındı ve Dilek Doğan meselesi var. O soruşturmayla ilgili bizimle paylaşabileceğiniz nokta var mı?" sorusu üzerine Davutoğlu, şu yanıtı verdi: "Bizim şu anda yürüttüğümüz terörle mücadelenin 1990'lı yıllardan farkı bu. Biz demokratik hukuk devleti kuralları içinde yürütüyoruz. 23 Temmuz'da Başbakanlık direktifiyle bütün güvenlik birimlerine, sundukları brifing sonrasında verdiğim talimatta, çok açık bir şekilde 'terörle mücadele için en etkin yöntemleri kullanacaksınız' dedim. Bu yazılı direktif yanında şunu da vurguladık; güvenlik güçlerimiz teröristle halkı ayırt edecek ve kesinlikle halkın bu mücadeleden olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbir alınacak. Hukuk devleti kuralları gözetilecek, güvenlik güçlerimiz kendilerini korumak için de tedbirli şekilde hareket edecek.

Şu ana kadar çok yoğun bir terörle mücadele yürütüyoruz. Mehmetçiklerimizin, askerlerimizin, polislerimizin hangi dağda, hangi şehirde, ne operasyon yaptıklarını takip ediyorum her gün. Çok çetin mücadeleler yürütülüyor. Kuzey Irak ile Türkiye arasında çok çetin, yalçın dağların arasında, o dağları teröristlerden temizlemek için sert mücadeleler veren Özel Kuvvetlerimiz var. 3 kahraman askerimizi, yıldırım çarpması sonucu kaybettik son olarak. Dolayısıyla bu mücadele bu yoğunlukta yürürken, şu ana kadar da hiç faili meçhul türü bir tabloyla karşılaşmadık. Halkı rahatsız eden hiçbir tutum sergilenmedi."

Şırnak'taki olaydan sonra süratle soruşturma emri verdiğini belirten Davutoğlu, o videoyu çeken, yayınlayan, o muameleyi yapan polislerin açığa alındığını, hukuki işlemin başlatıldığını ifade etti.

Dilek Doğan olayıyla ilgili az önce İçişleri Bakanı Selami Altınok'tan bilgi aldığını aktaran Davutoğlu, "Bir ihbar üzerine eve operasyon yapılıyor. O sırada evde olan arbede esnasında bu yaşanıyor. Kasıtlı bir tutum yok ama buna rağmen ben en ince detayına kadar bunun araştırılması talimatını verdim İçişleri Bakanımıza. Bizzat da takip edeceğim. İlgili polis memuru da idari ve adli bir soruşturmaya muhatap kılındı. Terörle mücadele ister şehirde olsun, ister dağda, kesinlikle kararlı bir şekilde yürütülecek. Halk ile terörist kesinlikle ayrıştırılacak, bütün bu mücadele de hukuk devleti kuralları içinde yürütülecek. Herhangi bir yanlış yapılmasına izin verilmeyecek" diye konuştu.

Davutoğlu, "Derin devlet, gladyo, bir sürü şeyler söyleniyor. Şırnak olayı özelinde baktığınızda devlet içerisinde farklı yapılanmalar mı var? Paralel Yapı'nın etkisi var mı? Yoksa kişisel hata mıdır?" sorusuna karşılık, bunların da araştırıldığını söyledi.

Şırnak'taki olay olduktan sonra hava sahasının ihlali dolayısıyla güvenlik toplantısı yaptıklarını ve bu toplantıda bu konuyu sorduğunu ifade eden Davutoğlu, "Kuvvet komutanlarımızdan biri söz aldı; 'Sayın Başbakanım, bu olay mutlaka aydınlatılmalı ve bu olaya sebebiyet verenler hakkında gerekli işlem yapılmalı. Çünkü terörle verdiğimiz mücadeleye gölge düşürüyor bu olaylar' dedi. Kuvvet komutanı, Tunceli'de yapılan operasyonda 5 teröristin dağlık alanda öldürüldüğünü, cenazelerin helikopterle Elazığ'a getirildiğini, otopsileri yapıldıktan sonra ailelerine teslim edildiğini anlattı. Tunceli kırsalında 5 terörist terk edilebilirdi, kimse de sormazdı. Askerler kaç terörist öldürdüğünü rapora yazardı, orada bırakabilirdi. Hukuk devleti bu işte" diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, sadece 2015 seçimlerini değil 2019 seçimlerini de yaptıklarını belirterek, "Bu şu demek değil '2015'te kazandık, 2019'da da kazanacaksınız' anlamına gelmiyor ama 2015'te Türkiye koalisyona mahkum olursa 2019'a kadar bir vizyon üretmek, bir proje üretmek, Türkiye'yi bir yerden bir yere taşımak eskisi kadar kolay olmayacak" dedi.

"Beni bir daha Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye muhtaç etmeyin" sözlerinin altında hangi kodların bulunduğunun sorulması üzerine Davutoğlu, bunun samimi bir çağrı olduğunu söyledi.

7 Haziran'dan bu yana yaşadıklarının herkes tarafından takip edildiğini, millet ne derse onun gereğini yapmanın herkes için bir görev ve borç olduğunu anlatan Davutoğlu, 7 Haziran'dan sonra bir koalisyon, hükümet ortaklığı ortaya çıktığında, gördükleri tavırlar, görüşmeler öncesinde ve sonrasında takınılan tutumların, koalisyonu sonrasında yönetmek kadar, kurmanın dahi çok ciddi zorlukları barındırdığını gösterdiğini ifade etti.

Halka bunu anlatmak istediğini kaydeden Davutoğlu, 13 yıldır koalisyon hafızasını unuttuklarını dile getirdi.

"GERİ ALACAĞIM SÖZÜ VERMEM"

Davutoğlu, şöyle devam etti: "Ne kadar zorluklar barındırdığını unuttuk. Bunu pratikte kurarken dahi görebiliyorsunuz. Birkaç sebeple bunu söyledim. Böyle bir muhtaçlık ilişkisi, koalisyon kurma zarureti, bir belirsizlik ortaya çıkartıyor. Türkiye'nin belirsizliğe tahammülü yok. Görüşmeler esnasında, siyasi etik bakımından muhataplarımda gördüğüm zaaflar, beni kaygılandırdı ve üzdü. Sayın Kılıçdaroğlu ile bu süreç içinde 3 kez, ikisi koalisyon olmak üzere, biri de terörle mücadele bağlamında, aslında 4 kez. Terörle mücadele bağlamında yaptığımız görüşmeler, iki tane. Biri terör biri de Suriye bağlamında. Sayın Bahçeli ile iki kez görüştük. Bu görüşmeler sonrasında iş rekabete girdiği anda her ikisi de 'Sayın Davutoğlu ile görüştüklerimizi açıklarsak, çok zor durumda kalır' diye gerçekten bırakın devlet adamları arasındaki ilişki, şahsi ilişkilerde bile güven sarsacak bir dil kullandılar. Hemen sonrasında ben 'Ne biliyorsanız açıklayın' dedim. Çünkü bütün görüşmelerimizde ki geçmişte ne konuştuğumuzu saatlerce tek tek zihnimde taradım. Zaten beni tanıyanlar bilir, utanacağım hiçbir şeyi söylemem. Geri alacağım sözü vermem. Dolayısıyla hiçbirşey yok ama bütün hafızamı taradım 'Ne diyebilirler' diye. Beni zor duruma düşürecek herhangi bir şey yoktu. Bu da bir güven problemi doğurdu aramızda."

Bir koalisyon hükümeti kurulduktan sonra bakanlıklar arasında yaşanabilecek sıkıntılara dikkati çeken Davutoğlu, "Düşünün Enerji Bakanı bir partide, Dışişleri Bakanı bir partide olduğunda bütün bir enerji koridorları, enerji hatları projeleri nasıl karara bağlanacak. Daha liderler düzeyinde bir görüşmenin sır mahiyetindeki hususları bile faş edilirse yürüyen kritik görüşmelerde acaba bu devlet ketumiyetini nasıl sağlayacağız. Bütün bunlar aklımdan, zihnimden geçti, önceden planlanmış bir şey değildi, metinde de yoktu. Ben de planlamamıştım ama baktım halk coşkuyla 1 Kasım'a, 'İş başına, tek başına' diyor. O zaman dedim 'bizi muhtaç bırakmayın'. Samimi bir çağrıydı, onun için de samimi bir tepki gördü. İnşallah böyle bir ihtiyaç hasıl olmaz" diye konuştu.

Seçimde nasıl bir hava olduğu ve bu seçimde ne öngördükleri sorulan Davutoğlu, kitlelerin beklediğinden daha heyecanlı olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, bunun 4. seçim olduğunu dile getirerek, "Geçen sene mahalli seçimi yaptık, ondan sonra cumhurbaşkanı seçimi. Aynı kitle mobilize oluyor nihayet. Aynı kitle mobilize olmasına rağmen bizim tabanda büyük bir heyecan, büyük bir coşku, büyük bir katılım. Terörle mücadele sonrasında Van'da katılımın oradaki güvenlik ortamı sebebiyle düşebileceğini düşünenler vardı ama düşmedi arttı sokaktaki heyecan coşku" dedi.

"7 HAZİRAN'DAN SONRA CİDDİ ETÜTLER YAPTIK"

Bu arada bazı fitnelerle uğraştıklarını, Kayseri ve Şanlıurfa mitingleri için "Orada bombalar patlayacak" diye sosyal medya hesaplarından milleti paniğe sevk edecek yayınlar yapıldığını dile getiren Davutoğlu, milletin bundan da etkilenmediğini söyledi.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Dün çok üzücü bir şey. Gece yarısı bizim İstanbul mitingi öncesi, MHP İl Başkanı, 'Yarın saldırı olacak onun için hastaneler boşaltıldı' diye internette bir açıklama yapmış. Bir de bu tür sabotajlarla uğraşıyorsunuz ama elhamdülillah dün de yüzbinlerce vatandaşımız Yenikapı'daydı. Bütün mitinglerimiz coşkulu. Dolayısıyla kitlenin heyecanı bağlamında bir yorgunluk görmüyoruz. 7 Haziran'dan sonra ciddi etütler yaptık. 'Nerelerde neyi yapabiliriz?' Listelerde dahi. Bu şu anlama gelmiyor yalnız. 'Listeler dışında kalmış olan arkadaşların bir hatası, kusuru vardı da o yüzden seçimi kaybettik' anlamına gelmiyor. O daha çok yeni bir heyecan oluşturmak için aldığımız tedbirler. Yoksa 258 arkadaşımıza da bir vefa borcumuzun olduğunu düşünüyorum. Çünkü hiçbir fire vermediler. Meclis Başkanlığı seçimini kazanmışsak o arkadaşların her birinin vefası, sadakatiyle kazandık. Dolayısıyla onlara yüklenen bir hatadan değil ama yeni kompozisyonlar gerekiyordu. O arkadaşların hepsinden istifade edeceğiz. Bu yeni kompozisyonda listelerde de değişiklikler yapıldı, beyannamenin sunuşunu değiştirdik."

"BİR REFERANDUM HAVASI VAR"

Başbakan Davutoğlu, ilk defa 4 partili bir Meclis oluştuğunu anlatarak, eskiden bağımsız seçilip, dördüncü partinin sonra oluştuğunu kaydetti.

 

İlk defa yüzde 10'u geçen 4 partinin olmasının, tek başına iktidar olma çıtasını oran itibarıyla yüzde 45'lere çıkardığına işaret eden Davutoğlu, "Biz 2002'de yüzde 36,5 oyla çok büyük bir farkla Meclis'te çoğunluğu aldık ve neredeyse anayasa değişikliği yapacak çoğunluğa geldik ama iki parti vardı. İki partiyle yüzde 36,5 ile ulaştığınız bir netice, üç partili bir Meclis'te ulaşamazsınız. 2007 ve 2011'de oylarımız yüzde 47, yüzde 49'du ama üç partili. Üç parti bile olmuş olsaydı yüzde 41 ile biz rahat tek başına iktidarı sağlıyorduk. Şimdi ise 4 partili tabloda ister istemez o çıta yukarıya çıktı. Onun için 7 Haziran seçiminin en kritik sorusu, 'HDP barajı aşacak mı aşmayacak mı?' sorusuydu. Çünkü belirleyici olan oydu. Barajı aşıp aşmaması. Şimdi ise tek soru var bu seçim. AK Parti tek başına iktidar olacak mı olmayacak mı? Başka soru yok. Bu anlamda bir referandum havası var. Tek başına iktidar isteyenlerle parçalı bir siyasi tablo arasında bir referandum var şu anda" değerlendirmesinde bulundu.

"BU SEFER DAHA KRİTİK OLAN MHP"

CHP'nin birinci ve üçüncü parti olmayacağının kesin olduğunu belirten Davutoğlu, CHP'nin ikinci parti olacağını söyledi.

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:  "Ya yüzde 25 ile ikinci parti, ya yüzde 26 ile ya yüzde 24 ile ya yüzde 27 ile ama oralarda bir yerde, 130 civarında bir milletvekiliyle belli yani. CHP ne kadar uğraşırsa bunun üstüne çıkamaz. Ne kadar zafiyet gösterse de bunun çok altına düşmez. Burada kritik olan bu sefer HDP değil, bu sefer daha kritik olan MHP. Onda bir düşme eğilimi var ama tek yarış var burada. MHP ile HDP arasında 'üçüncü parti kim olacak' gibi bir hava var ama o da bir yarış değil. Çünkü oran olarak MHP'nin HDP'den yukarıda olacağı kesin. O da belli az çok nerede olduğu. HDP'nin de belli. Tek sorusu var AK Parti tek başına iktidar olacak mı olmayacak mı? Niye? Diğerleri seçim temposu içinde çalışmıyor. Bu benim bugün saymadın ama 20 kaçıncı toplantım. Biz koşuyoruz. Çünkü bizim için aşılması gereken bir çıta var. Bizim 276'yı aşmamız halinde başka bir tablo çıkacak. Türkiye tablosu. O çıtanın altında kalmamız halinde başka bir Türkiye tablosu çıkacak."

Şu anda 2019 seçimlerini yaptıklarının altını çizen Davutoğlu, "Biz sadece 2015 seçimlerini değil, 2019 seçimlerini de yapıyoruz. Bu şu demek değil. '2015'te  kazandık, 2019'da da kazanacaksınız' anlamına gelmiyor ama 2015'te Türkiye koalisyona mahkum olursa 2019'a kadar bir vizyon üretmek, bir proje üretmek, Türkiye'yi bir yerden bir yere taşımak eskisi kadar kolay olmayacak. Eskiden 4 yılda aldığımız yolu bu sefer alamayabiliriz. Hatta 4 yıl sürer mi bir koalisyon hükümeti, ondan da emin değiliz. Dolayısıyla bütün milletimizi sandıklara gidip bu soruya bir referandum gibi cevap vermesini bekliyoruz. Tek başına bir iktidar mı isteniyor yoksa parçalı bir siyasi tablo mu? Hatta AK Parti'yi içine koymayalım bile. AK Parti tek başına iktidar olacak mı diye sormasak da tek başına istikrarlı bir hükümet mi istiyorsunuz yoksa parçalı bir siyaset mi? Soru bu." şeklinde konuştu.

 
BEAH, ilklerin adresi olmayı sürdürüyor
 
Sekmen: ‘Erzurum’u yeniliyoruz’
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bir kültür daha tarih oluyor
Sobanın yerini alan kalorifer, doğalgaz ve elektrikli ısıtıcılar, bir ...
Aydemir, ’AK Dava eğitimde de ezberleri bozdu’
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Erzurum Teknik Üniversitesi ...
Ala, ‘İnadına, birlik ve beraberlik demeliyiz’
Ala, ‘Biz bir arada olduk mu gerçekten çok iyi işler başarıyoruz. Bu kardeşlik ...
 
Ala: ‘Büyük Devlet olmaya mecburuz’
Ala, '"İlk 10 ülke arasına da gireceğiz. Terörü de bitirip yolumuza devam ...
Sekmen, şampiyonlarla buluştu
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, güreşte Türkiye’nin ...
Deligöz: ‘Önce sağduyu, önce istikrar’
AK Parti Erzurum Milletvekili adayı Orhan Deligöz, seçim çalışmalarına ...
 
Aydemir: ‘Kardeşlik yolunda ‘Söz bir, Allah bir’
Aydemir, ‘Biz aynı mukaddes gaye için canlarını feda eden ecdadın torunlarıyız. ...
Davutoğlu: ‘Terör mutlaka yenilecektir’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Mücadeleyi mutlaka Türkiye'de son bir terörist ...
‘Tavrımız ilk gün neyse, bugün de odur’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim terör konusundaki ...
 
DADAŞ GAZETESİ
YAZARLAR
Nedim Atakol
Nedim Atakol
Selami Vekilimiz demiş ki...
İrfan Kayagil
İrfan Kayagil
Bencil
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
DADAŞ
ANKET
Erzurum Havalimaninin ismi ne olsun?

Recep Tayyip Erdogan
Nafiz Kotan
Palandoken
Saltuklu
Dadas

Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva