Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin, "Hepimizin bu olay karşısında her şeyden önce ülkemizi, halkımızı ve demokrasimizi korumamız, bütün odağımızı da buraya yöneltmemiz lazım. Küçük siyasi hesaplar yapanlar kaybederler" dedi.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nden katıldığı NTV canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ankara'da meydana gelen terör saldırısıyla ilgili yeni bilgilere yönelik soru üzerine, birçok ilde cenaze hazırlıkları olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Bu hazırlıklar vesilesiyle de bütün ailelere, yakınlara taziyelerimi iletmek istiyorum" diye konuştu.
ÇOK BÜYÜK ACI YAŞADIK
"Çok büyük bir acı yaşadık" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Gerçekten son iki gün içinde yaşadıklarımız Türkiye'nin ne kadar ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu, bu coğrafyada bulunan bir demokrasi ülkesinin karşı karşıya kalabileceği tehditlerin ne kadar kapsamlı olabileceğini bir kez daha hepimize gösterdi" dedi.
Davutoğlu, "İlk gün yaptığım açıklamada da söylediğim gibi bu saldırı Türkiye'ye dönük bir saldırıdır. Yani bir toplum kesimine değil, bu mitingi orada yapanlara değil sadece, bütün Türkiye'ye yönelik bir saldırıdır. Halkımızın bütününe yönelik bir saldırıdır ve demokrasiye yönelik bir saldırıdır" diye konuştu.
"KADER ORTAKLIĞI ANLAMINDA 78 MİLYONUN AYNI HİSSİYATI TAŞIDIĞINDAN EMİNİM"
DİSK, KESK, Türk Tabipler Birliği başkanlarıyla ve organizatör kuruluşlarla da görüştüğünü dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: "Çok samimi görüşmelerimiz oldu, onlara da ifade ettim, orada bulunan vatandaşlarımız hangi siyasi görüşte olurlarsa olsunlar, hangi sivil toplum kuruluşuna üye, hangi siyasi yaklaşıma kendilerini mensup hissederlerse hissetsinler hepsi bizim aziz vatandaşlarımızdır ve bugün onlarla bir kader ortaklığı anlamında 78 milyonun aynı hissiyatı taşıdığından eminim. Bugünler biraz zor günlerdir ama zor günlerin içinden geçen milletler, toplumlar da bu zor günlerde karşı karşıya kaldıkları meydan okumalarla olgunlaşırlar, geleceğe daha bir ortak kader perspektifiyle bakarlar."
Davutoğlu, "Türkiye'ye dönük bir saldırıdır, çünkü Türkiye etrafındaki bütün bu ateş çemberi içinde istikrarını, itibarını koruyan bir ülke" değerlendirmesinde bulunarak, "Türkiye itibarını koruyan, yükselen bir ülke imajını sürdürüyor. Önümüzdeki ay G20'ye dönem başkanlığı yapacağız. Böyle bir kritik coğrafyada Türkiye'nin bu yükselen itibarı bazıları için tehdit unsuru gibi görülmüş olabilir, görüldüğü yerleri de biz biliyoruz" ifadesini kullandı.
"İSTENDİ Kİ BU ACI BÜTÜN ÜLKEYE YAYILSIN, SİRAYET ETSİN"
Saldırının halkın bütününe yönelik olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Çünkü nihayet orada bulunanlar Türkiye'nin her kesiminden gelen, işte bugün acılı bir şekilde cenazelerimizi ülkenin her yanına gönderiyoruz, yani herhangi bir vilayette olsa da büyük tepkiye, hepimizin acısına sebebiyet verirdi ama lokal bir olay değil, Ankara'da, Başkent'te ve Türkiye'nin her yerinden gelen vatandaşlarımızın katıldığı bir mitingde oluyor. Yani istendi ki bu acı bütün ülkeye yayılsın, sirayet etsin" dedi.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üçüncüsü demokrasiye karşı bir saldırı, çünkü 19 gün sonra seçime gidiyoruz, Türkiye'de demokrasiyi daha da kökleştirecek bir seçimin arifesinde bu saldırının yapılması seçim sonuçlarını etkileme çabası kadar Türkiye'de seçime bir şekilde gölge düşürme çabasının da sonucu. Dolayısıyla hepimizin bu olay karşısında her şeyden önce ülkemizi, halkımızı ve demokrasimizi korumamız, bütün odağımızı da buraya yöneltmemiz lazım. Küçük siyasi hesaplar bugünlerde yapılmamalı, yapanlar kaybederler. Bugünlerde kısa dönemli, salt seçime dönük ifadeler, söylemler kullanılmamalı, kullananlar kaybederler. Halbuki hepimizin daha uzun perspektif olarak bu saldırının arka planındaki güçlerin ortaya çıkarılması ve geleceğe dönük olarak da bir daha benzer olayın yaşanmamasını temin edecek çalışmalar yapmamız lazım."
Cumartesi günü olayın hemen sonrasında İçişleri Bakanı Selami Altınok'tan bilgi aldığını ve birkaç dakika içinde 56 ambulansın alana girdiğini, seri şekilde de yaralıların hastanelere intikal ettirildiğini bildiren Davutoğlu, "O anda bir kriz yönetimine otomatik olarak geçti. Zaten bu tür konularda bir tecrübe birikimimiz var ve yaklaşık 1,5 saat sonra da bütün ilgili birimlerle toplantı yaptık. Orada şunu halkımızın bilmesini isterim, herhangi bir şekilde hem olayın gerçek yüzünü anlamaya, arkasındaki saikleri hem de varsa bir zaaf, ihmal, herhangi bir şey varsa bunu da açık surette tartışmak, konuşmak üzere geldik" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, olay sonrası ilk gündemlerinin yaralıların tedavisi ve cenazelerin teslimi olduğunu anlatarak, acil bir durumda yapılması gereken her şeyin yapıldığını aktardı.
Davutoğlu, "Sonrasında ilgili müfettişler görevlendirildi, şu anda soruşturma devam ediyor, hem müsebbipleri itibarıyla, orada istihbarat başkanlarını, Emniyet Genel Müdürünü, Ankara Valisini, hepsini çağırdık, aldığımız bilgiler oldu, değerlendirmelerimiz sürüyor. Dün de tekrar topladım, bugün de Bakanlar Kurulunda değerlendireceğiz. Gelecek raporlara göre 'benzer olaylarda alınması gereken ek tedbirler neler olur', bunları hep konuşacağız" ifadesini kullandı.
"11 Eylül olayı Amerika'da olduğunda kimse böyle bir yöntem denenebileceğini düşünmemişti ya da Londra saldırısında, Madrid saldısında" görüşüne yer veren Davutoğlu, "Hani dün bazı kesimlerin 'Ortadoğu bataklığı, Türkiye buradan etkilendi' ifadeleri için söylüyorum, yani Fransa'da karikatüristlere yapılan saldırı, Fransa Ortadoğu'nun içinde olduğu için yapılmış değil. Bütün gelişmiş toplumlarda şu anda terör tehdidi var ve herkes teyakkuz halinde. Yani bunu hiçbir şekilde göz ardı etmemek lazım. Yani şöyle bir psikolojiye girmek doğru değil, bu saldırı Türkiye'yi Suriye yapmaz, bu saldırı işte aynen 11 Eylül'de New York'ta olduğu gibi ya da daha sonra Londra'da, Madrid'de, Paris'te olduğu gibi gelişmiş bir ülkeye, demokratik bir ülkeye yapılan bir saldırı mahiyetindedir" dedi.
"ARAP BAHARI'NDAN ÇOK ÖNCE BİZ CANLI BOMBALARLA TANIŞTIK"
Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin, "O ülkelerden bir farkımız yok mu, sonuçta Türkiye üç örgüte karşı aktif savaş halinde yani PKK'ya, IŞİD'e, içeride DHPC'ye, şimdi biraz daha aktüel ve daha yakın bir tehditle karşı karşıyayız" ifadeleri üzerine ise şunları kaydetti: "Sanki Türkiye'nin takip ettiği dış politika sebebiyle Ortadoğu'ya şey olması sebebiyle bu canlı bombalar tecrübesi, halbuki daha önce çok daha önce Anafartalar'da, birçok yerde PKK canlı bomba eylemi kullandı. Yani Ortadoğu'da Arap Baharı'ndan çok önce biz canlı bombalarla tanıştık Türkiye olarak. Dünyanın her yerinde bu tür eylemler oldu. Yani Türkiye hangi ülke kategorilerinde değerlendirdiğiniz anlamında söylüyorum, yoksa tabii ki Türkiye'nin onlara göre çok daha geniş bir risk alanı var. Çünkü onların hiçbiri çatışma bölgelerine komşu değil o ülkelerin. Ama siz kendi ülkenizi böyle bir şeyle, hani sanki iç çatışma yaşayan bir ülke gibi algıladığınızda sıkıntı var. Yoksa burada yani alınacak tedbirlere gelerek sorunuz itibarıyla söylüyorum, bazen rutin dışına çıkan eylemler oluyor."
|