M. Hanefi İspirli söyleşi de "Bizim medeniyetimiz Sezai beyin tam 80 yıldır şimdi 83 yaşında, niye 80 yıldır diyorum çünkü Sezai bey daha 3 yaşlarında evlerindeki kitaplardan okuma-yazmayı söken birisidir. Tam 80 yıldır, Ergani'de başlayıp Maraş'a; oradan Gaziantep'e ve Ankara'ya üstat Necip Fazıl'ın daveti ile de İstanbul'a uzanan bir çizgi. Elliden fazla eser binlerce konferans; ama burada şunu ayırt etmek istiyorum, Sezai Bey hiçbir zaman şu anda bizim yaptığımız gibi bir konferansa katılmıyor, 83 yılda hiç böyle bir şey yapmıyor..."
Söyleşinin devamında M. Hanefi İspirli şöyle devam etti: "...1933 yılının Türkiye'sini düşünün arkadaşlar; 1933 yılının Diyarbakır'ını ve Ergani'yi düşünün. Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkmış bir ülkenin çocuklarının arasından; henüz şiirini, romanını, hikâyesini, edebiyatını emekletme dönemini bir ülke…
0 ülkede Sezai Bey şöyle diyor, hatta kendi anlatımında hatırlamıyorum diyor İstanbul'a gitmek istemişim… 10 yaşlarında falan yani 1943'leri gösteriyor. Sezai Bey ilkokula başlıyor. O zamanlar ihtiyat sınıfları varmış. Okuma yazmayı bildiği için ihtiyat sınıfına alınıyor. Şöyle anlatıyor; bir bilardo masası düşünün yıl 1940 falan; tahta yok, tebeşir yok, öğretmen zaten neredeyse hiç yok. Bir sınıfın ortasında, bilardo masası gibi bir büyüklükteki cisim düşünün. Onun içerisine (lütfen dikkat edin buna arkadaşlar) bir kum dolduruluyor, kumun üzerinde harfler çizilerek öğretiliyor çocuklara. Anadolu’nun bu coğrafyanın nereden nereye geldiğini anlamamız için bu çok önemli. Kumun üzerine parmakları ile çizip bir daha düzeltip yeniden yazıyorlar ama Sezai Bey okuma yazmayı söktüğü için hemen anlaşılıyor ve müdür çağırıp onu küçük bir imtihandan sonra 1. sınıfa başlatıyor.
Necip Fazıl'a olan ilgisi bu yıllarda gittikçe artıyor. 1945'de Maraş Ortaokulu'na yatılı olarak gidiyor ardından Gaziantep Lisesi'ne yatılı olarak gidiyor. Buralardaki tahsilini tamamladıktan sonra babası ve annesi felsefe okumasını istediği halde bu isteği olmuyor.
Sezai Bey, Ankara Siyasal Bilimleri kazanıyor ve Ankara'da yatılı okumaya başlıyor. Hemen herkesin bildiği ama benim farklı baktığım 'Mona Roza' şiirinin doğuşu bir piknikte gerçekleşir. Orada, Sezai Karakoç'un 'Mona Roza' şiiri okunur ve ardından Hisar dergisinde yayınlanır.
Elli yılı etkileyecek bir şiir ortaya çıkmıştır. Bakın kaç yıl olmuş; yaklaşık 55 yıldır aynı mantıkla yaklaşılan şu Mona Roza bir bayan için yazılmıştır söylentileri devam edip gelmiştir.
Mona Roza'daki Roza bizde güldür. Gül, Peygamberimizi, efendimizi anlatır. Beşeri aşktan ilahi aşka yürüyen bir çizgiyi ortaya koymuştur Sezai Bey..."
TYB Erzurum Şubesi Başkanı M. Hanefi İspirli söyleşinin sonunda Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Sekmen’e teşekkür ederek şunları söyledi; "TYB Erzurum Şubesinin standındayız. 4 gündür inanılmaz bir hareketlilik yaşıyoruz. Fuar alanından dışarı çıktım; inanılmaz bir kuyruk, insanlar kitap fuarını gezmek için kuyruğa giriyor. Şehrim adına çok umutlandım. Bu umudun arkasında eli olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen'e teşekkür ediyorum. Televizyonlardan gelen, değişik yerlerden fikir soranlara da; habercilere de söyledim; 'yollar bozuluyor, kaldırımlar dağılıyor, alt yapılar çöküyor, binalar yıkılıyor; ama insana yapılan yatırım kalıyor. Bu fuar, insana yapılan yatırımdır. Bu fuarda alınan kitaplardan on tane gencimizin şiiri sevdiğini düşünseniz; yirmi tane gencimizin yazıya başladığını düşünseniz; otuz kişiyi kurtardık mı geleceğe yatırımdır. Bu vesileyle Sayın Mehmet Sekmen'e ve ekibine, Kültür A.Ş'ye teşekkür ediyorum. “dedi.