Programa halk yoğun ilgi gösterdi. Salon erkenden dolunca birçok vatandaş programı ayakta izledi. Programın ŞEHİRDER adına açılış konuşmasını yapan ŞEHİRDER Başkanı Murat Ertaş, yaşadığı çağda tek başına bir nesil olan Maraşlı Necip Fazıl’ın kendi ifadeleriyle ikinci memleketinin Erzurum olduğunu hatıralarından yola çıkarak anlattı. Başkan Ertaş, programın hazırlanmasında verdiği sınırsız desteği hatırlatarak, göreve başlayalı çok kısa bir süre olmasına rağmen STK’lara verdiği destekle kamuoyunun takdirini kazanan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e teşekkür etti.
Büyükşehir Belediyesi adına açılış konuşması yapan Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu ise Necip Fazıl’ın hayatının çilelerle dolu olduğunu, aristokrat bir çevreden gelmesine rağmen Müslümanlığı ve inandığı değerler uğruna birçok sıkıntıyı davası uğruna göğüslediğine dikkat çekerek panelistlere katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Açılış konuşmalarından sonra Necip Fazıl’ın kendi ses ve görüntüsünden hayat hikâyesi videosu salondaki izleyicilerden alkış aldı. Abdullah Çelik’in okuduğu “Muhasebe” şiirinin ardından oturum başkanlığını Doç. Dr. Rıdvan Canım’ın yaptığı panele geçildi.
Panelin ilk konuşmacısı 1987’den beri yayımlanan edebiyat dergisi Yedi İklim’in kurucusu Ali Haydar Haksal “Büyük Doğu Dergisi ve Düşünce Serüveni” başlıklı sunum yaptı. Hayatının iyi analiz edildiğinde düşünce dünyasının hayatı boyunca bütünlük gösterdiği Necip Fazıl’ın, Abdülhakim Arvasi ile tanıştığı 1934’ten önce de - şiirlerinden örnek vererek- Müslüman ve inanmış bir adam olduğuna dikkat çekti. Büyük Doğu dergisinin düşüncenin teke indirilmeye çalışıldığı rejimin baskısı altında iman ve dava samimiyetiyle aralıklarla 1943 - 1978 tarihleri arasında yayınına devam ettiğini söyledi. Haksal, Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’daki yazıları nedeniyle sık sık hapis cezası aldığını ve davası uğruna ekonomik güçlüklerle dergiyi ayakta tutmaya çalıştığını ifade etti.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Yedi İklim dergisi kurucularından Osman Bayraktar ise “Necip Fazıl ve Tarih” başlıklı bir sunum yaptı. Türklerin tarih yazımındaki evrelerini sıralayan Bayraktar, bilhassa Tanzimat’tan sonra hakim rejimin kendi ideolojisini destekleyecek tarih tezlerini öne çıkardığını, tarih yazımı marifetiyle resmi ideolojinin dayatıldığı bir dönemde Necip Fazıl’ın aslında herkesin bildiği; fakat bilinmezlikten gelinen ve üzeri örtülen hakikatleri “Ulu Hakan Abdülhamit, Vatan Haini Değil Büyük Vatan Dostu Vahidüddin ve Son Devrin Din Mazlumları” gibi kitaplar yazdığını söyledi. Necip Fazıl’ın “İnanmıyorum bana öğretilen tarihe” mısrasında olduğu gibi tarihçi değil bir dava adamı olarak bu kitapları yazdığına dikkat çekti.
Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Erdoğan Erbay ise “Bir Dava Adamı Necip Fazıl” başlıklı sunumunda şiirlerinden örnekler vererek Necip Fazıl’ın büyüklüğünü herkesin sustuğu zaman konuşma cesaretini göstermesinden aldığını söyledi. Necip Fazıl’ın söylediklerini bugün ifade etmenin sıradan olduğunu; ancak onun yaşadığı şartlar dikkate alındığında davasının daha iyi anlaşılacağını vurguladı. Prof. Dr. Erbay son zamanlarda ülkedeki hakim düşünce sistemini itibarsızlaştırmak için Necip Fazıl’ın sistemli bir şekilde itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, onun hakkında ortaya konulan iddiaların o günün büyük fotoğrafı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Panel, izleyicilerin sorularının panelistler tarafından cevaplanmasıyla sona erdi.
Programın sonunda Ali Haydar Haksal’ın plaketini ETÜ Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Doç. Dr. Rıdvan Canım’ın plaketini Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Rıza Kiremitçi, Osman Bayraktar’ın plaketini Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Daire Başkanı Mehmet Emin Öz, Prof. Dr. Erdoğan Erbay’ın plaketini de ŞEHİRDER Başkanı Murat Ertaş verdi. Program çıkışında programa katılan izleyicilere Necip Fazıl’ın levha şeklindeki “Gençliğe Hitabesi” armağan edildi.