Kurul toplantısı 12 Mayıs’ta gerçekleştirilecek. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, yaptığı açıklamada, ‘Üniversitelerarası Kurulun 222. toplantısına ev sahipliği yapacak olmanın kıvancını yaşıyoruz. Gerek üniversite, gerekse şehir olarak değerli bilim insanlarını ağırlamak ve bu önemli toplantıya ev sahipliği yapmak bizler için büyük onurdur. “dedi.
Koçak, Toplantının davet metninde yer alan sunumda, Erzurum’u şöyle tarif etti:“Erzurum kökleri itibariyle bir tarih, kültür ve eğitim şehridir. Medeniyetler beşiği Anadolu’nun sadece üzerinde medeniyetlerin yaşadığı bir toprak parçası değil, aynı zamanda bir ticaret güzergâhında olması dolayısıyla farklı medeniyetlere mensup insanların uğrak yerlerinden biridir. Erzurum eski zamanlardan beri eğitim merkezi olarak kullanılan nadir şehirler arasında yer almıştır. 13. yüzyılda kurulan Çifte Minareli Medrese ile 14. yüzyılda kurulan Yakutiye Medresesi bunun en güzel örneklerindendir. Her iki medrese de dönemlerinde üniversite işlevi görmüş ve sadece Erzurum’daki insanları değil, uzak diyarlardan gelen öğrencileri de eğiterek insanlığın kültür ve eğitim dünyasına katkılar sunmuştur. Onlarca tarihi esere ve zengin maddi kültür varlıklarına sahip olan şehrimiz, özellikle kış turizmi bağlamında Türkiye’nin en önemli merkezlerindendir. Hem kar kalitesi, hem kayak pistlerinin uzunluğu, hem de çok çeşitli modern kış spor tesisleri yönünden dünyanın sayılı şehirleri arasında olan Erzurum’un tarih turizmi, kış turizmi, eko-turizm ve inanç turizmi alanlarında da dikkat çekici bir önemi vardır.”
110 BİN ÖĞRENCİSİYLE SEÇKİN ÜNİVERSİTE
60 yıla dayanan geçmişiyle Türkiye’nin ilk üniversitelerinden biri olan Atatürk Üniversitesi’nin, aynı zamanda Türkiye’nin en seçkin eğitim kurumları arasında bulunduğunu vurgulayan Koçak, ‘110 bini aşkın öğrencisi ve 3 bine yakın akademisyeniyle büyük bir eğitim kurumu olan; çağdaş eğitimin gerektirdiği yapı ve donanıma sahip Atatürk Üniversitesi ülkemizin eğitim sisteminde her zaman önemli bir rol oynamış, ülkemize ve insanlık ailesine hizmeti her zaman şiar edinmiştir.”dedi.
YÖK BAŞKANI ÇETİNSAYA: YENİ YASA TASLAĞINI KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “12 Mayıs’ta Erzurum’daki Üniversitelerarası Kurul Toplantısı’nda yeni yasa taslağını kamuoyuyla paylaşacağız. Çalışma tam 2 yılı aldı. İstatistiki kaynaklarımız eksikti, güvenilir değildi. Bilgi yönetim sistemini yeniden inşa ettik. Şimdi istatistikler tamam. Üniversitelerin performans sistemi ve sıralaması da hazırlanmak üzere. Kısacası sistemin tomografisini hazırladık.
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılması konusunda toplumun her kesiminde büyük konsensüs var. 1980’lerin başında oluşturulan terazinin bugünkü sikleti çekmesi mümkün değil. 80’li yılların Türkiye’sinin koşullarında oluşturulan terazinin bugünkü yükseköğretimin ağırlığını taşıması, bu sistemin işlemesi mümkün değil. Bu sadece çok eleştirdiğimiz vesayetçi merkeziyetçi zihniyet anlamında da değil, bürokratik müessese olarak da mümkün değil. 27-30 üniversite ve birkaç yüz bin öğrenci için kurgulanmış sistemin mevcut haliyle yürüyemez. Çabalarımız sistemi, çağdaş Türkiye ve dünyanın dinamiklerine uygun şekilde dönüştürmek.
Yükseköğretimde 5 milyon 450 bin öğrenci var. Bunların yüzde 32’si ön lisans, yüzde 62’si lisans, yüzde 6’sı yüksek lisans programlarında okuyor. Genel olarak yüzde 47’si Açıköğretimde. İkinci öğretimin tüm öğrenciler içindeki payı yüzde 12, sadece yüz yüze eğitim için düşünüldüğünde yüzde 25 payı var.
Sistemin yarısı Açıköğretimde, yüzde 30 ön lisans, geri kalanı ikinci öğretimde yer alıyor.
Tüm sistem içinde vakıf üniversitelerinde 351 , vakıf meslek yüksekokullarında da 10 bin öğrenci okuyor. Tüm sistemin yüzde 10-15 aralığını vakıf üniversiteleri temsil ediyor.
Türk yükseköğretim sistemi okullaşma oranı olarak da büyüdü. Yüzde 80-85 brüt okullaşma oranı, yüzde 40-45 oranı da net okullaşma oranımız var. Bunun devam etmesi gerekiyor. Çağ nüfusumuzun artışı 2050’lere kadar devam edecek, yükseköğretim talebi de artacak. Açıköğretim sistemini dünya ortalamalarına çekmeliyiz. Yüzde 15-20 aralığında olmalıyız, yüz yüze öğretimin payını yükseltmeliyiz.
Öğretimi elemanı başına düşüne öğrenci sayısı 48, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 21. OECD ortalaması 16. Sistem büyüyecekse, giderek sistem içinde örgün öğretim payını, meslek yüksekokullarında öğretim elemanlarının niteliğini arttıracaksak, yeni doktoralı öğretim üyesine ihtiyaç var.
Uluslalararallaşmak gerekiyor. Şu anda 4 milyona yakın uluslararası öğrenci var. Önümüzdeki on yılda 8 milyona çıkacağı tahmin ediliyor. Biz bu konuda iyi çalışmalar yapıyoruz. 2011’de 30 bin olan uluslararası öğrenci sayısı şu an 54 bine çıktı. Bir de başka hesaplamaya göre 70 bine çıkmış durumda. Buna anadolu üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ndeki Azerbaycan, Kosova ve Balkanlarda ki öğrencileri katınca 70 bine çıkıyor.
Üç hedefimiz var. Biri niceliksel büyümeye devam ederek, niteliksel büyümeye önem vermek. İkincisi nitelikli öğretim üyesi yetiştirmek ve üçüncüsü de uluslararasılaşma.