Dünya turizm pastasında önemli payı olan ve deniz turizmi kadar döviz girdisi sağlayacağı belirtilen av turizminin, Türkiye’de yeterince değerlendirilmediği bildirildi. Yeterli potansiyele sahip Türkiye’de av turizminin gelişmesiyle yeni kazanç kapılarının açılacağını belirten yetkililer, avlanmanın omza tüfeği astıktan sonra her gördüğüne ateş etmek olmadığını söyledi. Av turizminde dünyada çok büyük miktarda para sirkülasyonu olduğunu ifade eden yetkililer, buna karşın Türkiye’de pek yapılmayan av turizminin değerlendirilerek kırsal kalkınmada kullanılabileceğini kaydettiler. Av turizminin kişi başına düşen milli gelirin çok düşük olduğu yerlerde bacasız bir fabrikaya niteliğinde olabileceğini dile getiren yetkililer, avcılıkla doğa ve doğa varlıklarının korunmasının da sağlanacağını, iç göç hızının duracağını söyledi.
Avcılığın yanı sıra av hayvanlarının etlerinin, derilerinin ve diğer uzuvlarının büyük oranda kazanç sağlayabileceğini vurgulayan yetkililer, “Her geçen gün biraz daha gelişen eko turizm İle birlikte bölgelerin kültürü, gelenekleri ve el sanatları tanıtılarak Türkiye’nin uluslararası alandaki etkinliğinin yoğunlaşmasıyla birlikte turist sayısının artmasına da katkıda bulunulabilir” diye konuştu.
Köylü vatandaşların kooperatifçilik gibi bir örgütlenme yoluyla avcılığa doğrudan katılabileceğini söyleyen yetkililer, “Böylece köylü, rehberlik, çantacılık gibi gelirlerinin yanı sıra av organize etmenin kazancına da ortak olacak. Bu katılım ise, yöre insanının av hayvanlarını sahiplenerek koruma ve üretimine çok daha büyük bir gayretle sarılmalarını sağlayacak, katliam düzeyinde yapılan et avcılığını ise durduracak.
Ayrıca kooperatifler yada özel sektör tarafından, av hayvanlarının üretiminin yapıldığı veya avlandıkları çiftlikler kurularak, avlanma potansiyeli büyük oranda artırılabilir. Av gelirini artırabilecek bu gibi çiftlikler veya alanlar Afrika, Amerika ve Avrupa’da yaygın” diye konuştu.