Türkiye’de tüm bakanlık ve devlet kuruluşlarında akıl almaz torpiller, vicdanları yaralayan iltimas ve adam kayırma vakaları ile hak ve hukuk ilkelerini derinden sarsan acımasız kadrolaşma operasyonlarının devam ettiğini ve her gelen yeni bakanın, bakan yardımcısı ve müsteşarın kendi yakınları, akrabaları, hısım, ortak ve ekibiyle ‘‘Devlet Pastası’nı’’ paylaşma kabilinden adeta kamuyu talan etmeye çalıştıklarını söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, “Torpil, adam kayırma ve kul hakkı Türkiye’nin acı bir gerçeği olmaktan acilen çıkarılmalıdır” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, sözlerine şöyle devam etti:
“Torpille göreve gelmiş bir yönetici torpil, rüşvet ve haramı önleyemez. 16 yıldır eğitimde sayısız devrim ve reform yapıldı. Milyarlarca para ve milyonlarca öğrencinin yılları çöpe gitti, hakkı yenildi. Hemen her eğitim reformundan geri dönülerek, tekrar değiştirilmeye başlandı. Sebebi çağdışı kafaya sahip, birikimsiz, donanımsız torpilli bürokrat ve yönetici ordusunun Milli Eğitime ve Üniversitelere çöreklenmiş olmasıdır. Bu kifayetsiz muhteris yönetici çetesi beceri ve bilgi eksikliklerini ideolojik çıkıntılıklarıyla ve riyakar hamasi nutuklarıyla kapatmaya çalışıyorlar. Bu torpilli haramzade kifayetsizler; yıllardır öğretmenleri ihmal etmiş, öğretmenlerin her talebine sağır, her isyanına kör ve şaşı bakmıştır. İl içi ve il dışı atamalarda, görevlendirmelerde, görevde yükselmelerde ve terfilerde öğretmenler, öğrenci ve veliler mağdur ve mazlum duruma düşürülmüştür. Eğitimin bütün aşamalarında, okullarda ve üniversitelerde, bakanlık makamlarında torpil, iltimas ve adam kayırma almış başını gitmiştir. Hasılı öğretmenler mesleğine küstürülmüştür. Her türlü alavere ve dalaverenin yaşandığı üniversitelerimizde de durum her geçen gün daha bir vahim hal almaktadır. Türkiye’de üniversiteler ve akademisyenlik “ekmek kapısı, kadrolaşma, sınıfsal konumlanma, ideolojik mücadele alanı, hırs ve kariyerizm” gibi hastalıklı şahısların ve kişilik bozukluklarının merkezi haline gelmiştir. Türkiye’de kurumsal akademik anlayış iflas etmiş ve sonuç olarak akademik kurumsallaşma ideali de ölmüştür. Eskimiş, statükocu, torpilli, hizipçi, hemşerici, beceriksiz, sözde AK Partili ve eli akçeli işlere bulaşmış taşra ve bakanlık bürokratlarını değiştirmedikçe, nesnel ve liyakata dayalı terfi sistemi getirmedikçe eğitimde sağlıklı reformlar ve başarılı devrimler gerçekleştirilemeyecektir. Öte yandan Milli Eğitimimizin ve üniversitelerimizin kaderine yön veren yönetim noktalarındaki kibir, onursuzluk, haram ve yağcılık abidesi gibi duran kişilerin, bizim dile getirdiğimiz tavsiyeleri değil söylemek, doğruları çarpıtmak ve gerçekleri gizlemek şeklinde hareket ettiklerini biliyoruz. Yerelde ve genelde bazı sorunların ve sıkıntıların cumhurbaşkanına iletilmediğini, FETÖ ile mücadelede bazı yetkililerin cumhurbaşkanımız gibi kararlılık göstermediğini görmek bizleri derinden yaralamaktadır. Bu nedenle, bağımsız eğitimcilerin, demokrat sendikacıların partiler ve ideolojiler üstü çatı örgütü olan DES adına Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza buradan gerçekleri ve doğruları açıkça ve net bir şekilde iletiyor, ivedi adımların biran önce atılmasını bekliyoruz. Bugünden tezi yok, hak ve hukuka aykırı iş ve işlemler derhal iptal edilmeli, sorumlular derhal cezalandırılmalıdır. Osmanlı devletini yıkan, Türkiye Cumhuriyetinin gelişip, güçlenmesini engelleyen bu hastalığımız ivedilikle rehabilite edilmelidir. Toplumsal huzursuzluk ve tatminsizliğin artmasının, sosyal çürümenin ana nedenlerinden birisi de torpil ve iltimas vakalarıdır. İş, makam ve mevkileri bir emanet olarak tanımlayan Peygamberimizde torpil, adam kayırma ve her nevi rüşveti yasaklamış, şefaat edilmeyeceğini bildirmiş ve yapanları lanetlemiştir.”