Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Ulusal Ajansı ve Avrupa Birliğince desteklenen Language Tree Projesi kapsamında, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü'nde düzenlenen 2. Uluslararası Miras Dil ve Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sempozyumu'na katıldı.
?Sempozyumda konuşan Bakan Tekin, Türkçeye sadece bir ders olarak bakmadıklarını söyledi.
Türkçeyi çocukların akademik başarılarının en yüksek düzeye çıkarılabilmesi için olmazsa olmaz şart olarak gördüklerini ifade eden Bakan Tekin, çocukların ana dil becerilerinin gelişmesini arzu ettiklerini dile getirdi.
Geçen yıl Türkçe ile Türk dili ve edebiyatı derslerinde başarı notu 70'in altında olan öğrencinin sınıf tekrarı yapacağı yönünde alınan kararı hatırlatan Bakan Tekin; bunun tartışıldığını, eleştirenler ve destekleyenlerin olduğunu aktardı.
Bakan Yusuf Tekin, ana dili yetersiz olan bir öğrencinin diğer derslerde de başarılı olamayacağına inandığını kaydetti.
Dünyada yabancı dillerle ilgili uluslararası geçerliliği olan sınavların olduğunu belirten Tekin, "Biz geçtiğimiz yıl böyle bir şey yaptık. Avrupa Dil Testi Uygulayıcıları Birliği (ALTE) tarafından bizim artık tescilli bir Türkçe uluslararası geçerliliği olan, 4 temel beceri üzerine kurgulanmış bir Türkçe akreditasyon mekanizmamız oluşmuş oldu." dedi.
Bakan Tekin, çocukların ana dillerinde kendilerini ifade etme probleminin olduğunu belirten Tekin, "Biz çocuklarımızın kendilerini iyi ifade edebilmeleri için Türkçe ile ilgili, okullarımızda yaptığımız ölçme değerlendirme mekanizmalarını 4 temel beceriye dönüştürdük. Yani artık çocuklarımız Türkçe ve Türk dili ve edebiyatı derslerinde test sınavlarına ya da işte benzeri sınavlarla değil, bahsettiğimiz gibi okuma, yazma, konuşma ve dinleme olmak üzere 4 temel beceri üzerinden değerlendirilmiş olacak." diye konuştu.
"Çocukların Türkçeyi efektif bir şekilde kullanmalarını arzu ediyoruz"
Okul öncesinden başlayıp, 12. sınıfa kadar öğrencilerin Türkçe kelime haznelerinin zenginleştirilmesi için onlara yardımcı olabilecek programlar organize ettiklerini aktaran Bakan Tekin, çocukların Türkçeyi efektif bir şekilde kullanmalarını arzu ettiklerini ifade etti.
Bakan Tekin, sempozyum kapsamında gösterilen videoda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da sözlerine yer verildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanımızın konuşmasında da alıntılanan cümlesine dikkat ederseniz Türkçe sadece Türkiye için değil aynı zamanda Türkiye'nin doğal gönül bağı olan ülkeler açısından da ciddi bir bağ bizim açımızdan. Onu zenginleştirmek, o bağı kuvvetlendirmek için Türk dünyasıyla bu anlamdaki ortak kelime haznemiz konusunda çalışmaları aslında, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde daha önce başlatmıştık. Bugünlerde de medyada var. Ortak bir alfabe... Türk Dil Kurumu o süreçleri yürütüyor. İnşallah, bunlar da sürece ciddi katkı verecekler."
Çocukların okuma kültürünün geliştirilmesi için ciddi adımlar atıklarını ifade eden Tekin, okullarda çocuklara Türkçeyi ve Türkçenin zenginliklerini kazandıracak okuma kültürünü sunmak istediklerini dile getirdi. Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin çocukların Türkçeyi ve ana dillerini doğru kullanmasını odağına aldığını kaydetti.
"Türkçeyi, Türk kültürünü öğrenmek isteyen herkese imkân sunmak istiyoruz"
Türkiye'de bulunan yabancı uyruklu öğrencilerin Türkçe öğrenmesi için Bakanlığın hummalı bir çalışma yürüttüğünü belirten Tekin, sadece Türkiye'deki çocukların değil, aynı zamanda dünyanın her bölgesinde -Türk vatandaşı olsun olmasın- Türkçeyi, Türk kültürünü öğrenmek isteyen herkese imkan sunmak istediklerini aktardı.
Bakan Tekin, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede Türk vatandaşlarının çocuklarına Türkçe ve Türk kültürünün öğretilmesi konusunda destek istediklerini kaydederek şunları söyledi:
"Biz yaz aylarında bir süreç başlattık. Ülkemizdeki yabancı okullarla ilgili hukuki süreci kamuoyuyla paylaştık. Örnek olması açısından Fransa ve Fransız okullarıyla ilgili süreci bu anlamda kısaca özetlemek isterim. Türkiye'de Lozan'dan kaynaklanan ve Lozan'da temel hak ve hürriyetler bağlamında tanıdığımız azınlıkların kendi dillerini ve kendi kültürlerini öğrenmelerine ilişkin eğitim veren azınlık okullarımız var. Lozan sonrasında, Lozan mektuplarıyla meşruluğunu, hukukiliğini kabul ettiğimiz yabancı okullar var. Bir de 1940'lı yıllardan itibaren Türkiye'de kurulan, belli başlı ülkelere ait -Fransa bunlardan biri- okullar var. Bu okulların hiçbir hukuki altyapısı yok. Yoğun biçimde de öğrencilerin büyük çoğunluğunu Türk vatandaşları, yani Türk çocuklarından oluşturuyorlar. Bu bizim iç hukukumuz açısından bir problem. Yani bizim mevzuatımıza göre, anayasamıza ve yasalarımıza göre Türkiye'deki Türk vatandaşı, Türk çocukları sadece Türkler tarafından kurulmuş okullara devam edebilir ya da resmî devlet okullarına devam edecekler. Bunun dışındaki seçenekler hukuki değil."
Bu yabancı okullara bir çağrıda bulunduklarını aktaran Bakan Tekin, "Dedik ki sizin okullarınızı hukuki statüye kavuşturmamız lazım ya da yabancı öğrenci dışında Türk öğrenci almayacaksınız." dedi.
Bakan Tekin, bu hukuki statüye kavuşturmanın yolunun da uluslararası bir sözleşme olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Yani uluslararası sözleşmeyi yaparsak eğer Türkiye'deki iç hukuku açısından yasaların üstünde bir pozisyonda olduğu için bu okullar hukuk statü kazanmış olurlar ama bunun karşılığında da biz sizden, sizin ülkenizdeki Türk çocuklarının, Türk vatandaşlarının, Türkçe ve Türk kültürü derslerini alması konusunda bir taahhütte bulunacaksınız. Onlarla ilgili kolaylıklar sunacaksınız. Tartışmanın çıktığı nokta tam da burası. O ülkeler bununla ilgili kendi hukuki mevzuatlarını referans göstererek bu konuda adım atamayacaklarını söylediler. Biz de kendi hukuki mevzuatımızı referans göstererek o zaman bu okulları maalesef Türk öğrenci alamazsınız, meşruluğunu da hukukiliğini de kabul etmiyoruz."
Bu okullarla ilgili kamuoyunda çıkan tartışmanın gerekçesinin tam da bu toplantıda konu olan mevzular olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, "Özellikle Avrupa'daki Türk çocuklarının Türkçe ve Türk kültürü öğrenmelerine ilişkin ki bu zaten uluslararası hukukun da koruduğu bir alan... Ana dil hakkı diye tüm uluslararası metinlerde, bütün insan hakları metinlerinde, referans gösterilen bir alandan bahsediyoruz, biz aslında farklı bir şey de istemiyoruz. Devam ediyor şu an görüşmelerimiz. Anlatma sebebim, eğer bu görüşmelerimiz sonuçlanabilir ve uluslararası sözleşmenin altına imza atabilirsek yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımızın bu haklarında garanti altına almış olacağız." ifadelerini kullandı.
Millî Eğitim Bakanlığınca hazırlanan tanıtım videosunun izletildiği sempozyumda, Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli de sunum yaptı.