Tekin Maarif Modelini yorumladı

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in katılımıyla, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM) Çerçevesinde Dönüştürücü Öğretmen Profili Olarak İmam Hatip Liseleri (İHL) Meslek Dersleri Öğretmenlerinin Araştırma, Geliştirme ve Eğitimi Projesi" açılışı, Ankara'da gerçekleştirildi.

Bakan Yusuf Tekin, Ankara Gölbaşı Mogan MTAL Uygulama Otelinde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, öncelikle Bakanlık olarak yürütülen çalışmaların söz konusu projeyle ilişkilerine değindi.

 Eğitim öğretimde dünya standartlarında fiziki ortamları yakalamak anlamında uzun uğraşlar verildiğini kaydeden Bakan Tekin, "2002'de Türkiye'de derslik başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla 'Yirmi yıl sonra Türkiye, OECD ortalamalarını yakalayacak, dünya ortalamalarının üstüne çıkacak.' dense kimse inanmazdı çünkü o gün, onu söylemek için cumhuriyetin ilanından itibaren geçen yaklaşık seksen yıllık süreçte yapılan derslik sayısının ve atanan öğretmen sayısının iki katı, üç katı kadar üzerine çıkılması gerekiyordu ki o ortalama tutturulsun." ifadelerini kullandı.

 Tekin, sözlerine şöyle devam etti; "Şu an geldiğimiz noktada, OECD ortalamalarına baktığımızda da Türkiye bu fiziki göstergeler itibarıyla OECD ortalamalarını yakalamış, hatta bazı konularda OECD ortalamalarında iyi örnekler arasında gösterilebilecek düzeye gelmiştir. Mesela UNDP'nin raporunda açıkça ifade ediliyor, 'Türkiye, dersliklerinin hemen hemen tamamında etkileşimli tahta bulunan dünyadaki neredeyse tek ülke.' tanımlaması yapılıyor."

 Bu durumun en ücra köşedeki okullarda dahi sınıfta bir etkileşimli tahta olduğunu gösterdiğini vurgulayan Bakan Tekin, etkileşimli tahtanın tek başına varlığının olmasının aynı zamanda o okulda internet altyapısının da bulunduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Tekin, bununla birlikte öğrencilerin ve öğretmenlerin söz konusu teknolojik hizmetlerden faydalanabileceği bir içeriğin de olması gerektiğini, dolayısıyla dünyanın en büyük eğitim bilişim portallarından bir tanesi olan Eğitim Bilişim Ağı'nın var olduğunu dile getirdi.

 Tüm bunların bir eğitim ekosistemine işaret ettiğini belirten Tekin şunları söyledi:

"Sadece bu değil; eğitim yapılarımızın mimarileri açısından da çok farklı durumlar söz konusu. Bilhassa 2013'ten sonra biz oturduk -müsteşarlık yaptığım dönemden bahsediyorum- eğitim binalarımızı standart kamu binaları olmaktan çıkaran, eğitim amaçlı olarak tasarlanan, yöresel mimari, coğrafi koşullar ile eğitim ve öğretim verilecek okulun niteliğine göre farklılaştırdığımız projeler geliştirdik. Onlarca, yüzlerce proje var... Çok basit bir örnek olsun diye söyleyeyim: Bir ilkokulun fiziki altyapısıyla, bir lisenin fiziki altyapısının birbirinden ayrışması gerektiğini kabul etmek lazım. Aynı şekilde okul türleri itibarıyla da..."

 Yürütülen faaliyetler ve öğretmen atamalarına da değinen Tekin, "Şu anda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla da dünya ortalamalarının üstündeyiz. Sistemde aktif çalışan öğretmenlerimizin yüzde sekseni, son yirmi yılda atanmış durumda." dedi.

 "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Türkiye'ye özgü bir model"

Bu model inşa edilirken geçmişi, tarihi ve bulunduğu coğrafyayla Türkiye'ye özgü bir model hedeflediklerini söyleyen Tekin, konuşmasına şöyle devam etti:

"Dedik ki 'Eğitimle ilgili olarak uluslararası alanda tüm gelişmeleri takip eden, evrensel ölçekte çocuklarımızın rekabet edebileceği bir program oluşturmamız lazım ama o programı oluştururken bir taraftan bu toplumun değerleriyle örtüşmesini sağlamamız lazım.' Yani Finlandiya'daki bir velinin okula giden çocuğundan bekledikleriyle Türkiye'deki bir anne babanın çocuğundan bekledikleri arasında bir fark var kuşkusuz. Biz öyle bir ülkeyiz ki yani yardımlaşma, dayanışma, komşumuzla iyi günde kötü günde birlikte olma, onunla hemhâl olma... Bunlar bizim değerlerimiz. Biz bunu çocuklara vermezsek toplumun çimentosunu, toplumu bir arada tutan değerleri ortadan kaldırmış oluruz. Hem bir taraftan evrensel ölçekteki gelişmeleri dikkate alalım, bir taraftan da bizim toplumumuzun, insanlarımızın bu eğitim öğretim sürecinden beklentilerini göz önüne alalım istedik ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni hayata geçirdik."

 "Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizin nihai hedefi, yetkin ve erdemli bireyler yetiştirmektir." diyen Bakan Tekin, şu ifadelerin altını çizdi: "Birbirini tamamlayan bu iki önemli değerlerden yetkinlik, belli bir alanda gerekli olan bilgi ve becerilere sahip olmayı ifade ederken erdem, ruhsal olgunluğu başka bir ifadeyle ahlaken övülen meziyetleri kapsar. Bakanlık olarak her bir öğrencimizin bu amaçlar ışığında gelişerek nihai hedeflere ulaşabilecek potansiyelinin olduğuna inanıyor, eğitim yolculuğunda öğrencilerimize rehberlik eden öğretmenlerimizi her anlamda desteklemeye devam ediyoruz. Programa iştirak eden değerli katılımcılara teşekkür ediyor, projenin evlatlarımız için hayırlı olmasını diliyorum."