13'üncüsü düzenlenen Arkeoloji ve Sanat Tarihi Günleri Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezinde gerçekleşti. Türkiye'de Atatürk Üniversitesi bünyesinde yapılan arkeolojik çalışmalar hakkında bilgi verilen panele Atatürk Üniversitesi arkeoloji ve sanat tarihi çalışanları, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş, Altın Tepe Urartu Kalesi Kazı ve Onarım Çalışmaları sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu, Kyzikos Kazı Çalışmaları sorumlusu Doç. Dr. Nurettin Koçhan, Ayanis Kalesi Çalışmaları sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Işıklı, Parion kazı sorumlusu Prof. Dr. Cevat Başaran ve Myrib-na ve Gryneion kazı sorumlusu Doç. Dr. Nurettin Öztürk katıldı.
ARKEOLOJİK KAZILAR
Arkeoloji kazıların zorlukları ve bu kazılarda elde edilen tarihi eserleri korumaya yönelik yapılan projelerin destek almaması panelin genel eleştiri konusu oldu.
İki oturumdan oluşan panelin birinci bölümünde oturum başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş açılış konuşması yaptı. Arkeolojik kazılarda Atatürk Üniversitesi’nin büyük bir öneme sahip olduğuna vurgu yapan Yurttaş, “Özellikle de Urartu tarihine ait kazılarda sorumlu arkadaşların geneli Atatürk Üniversitesi mezunu. Bu alanda, son 10-15 yıl içinde büyük ilerlemeler kaydettik. Urartu, Bizans, Yakın Doğu tarihlerine ait yaptığımız çalışmalar takdire şayandır. Bu çalışmalarda en büyük sorunlarımız ise yeterince proje desteği alamamamızdır.” dedi.
URARTU ARKEOLOJİSİ
Yurttaş'ın açılış konuşmasından sonra panelistlerden "Altın Tepe Urartu Kalesi 2013 Yılı Kazı ve Onarım Çalışmaları" sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu, “Urartu arkeolojisi değerlendirme” konuşmasını yaptı.
“En büyük sorunumuz altın kaçakçıları” diyerek konuşmasına başlayan Karaosmanoğlu, konumun "Altın Tepe" ismi olması sebebiyle altın kaçakçılarının hedefinde olduğunu dile getirdi. Tarihi korumak için buranın isminin değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Karaosmanoğlu, “Altın Tepe” isminin yerine “Bakır Tepe" isminin verilmesinin uygun olacağını söyledi.
Panelde bir diğer konuşmacı "Kyzikos 2013 Yılı Kazı Çalışmaları" sorumlusu Doç. Dr. Nurettin Koçhan da, “Arkaik Dönemin en iyi kalıntıları olan Marmara Bölgesindeki Kyzikos kazısı, tarihin en büyük sanat eserlerini bünyesinde barındırmaktadır. Bunları titizlikle gün yüzüne çıkarmaktayız” dedi.
Doç. Dr. Mehmet Işıklı ise, ‘Dün, Bugün ve Gelecek’ adlı sunumunda, Van'ın Erciş ilçesindeki Ayanis Kalesi Çalışmalarının detaylarından bahsetti. Yakın Doğu Urartu Arkeolojisinin en güzel örneklerinin taşındığını ifade eden Işıklı, Yapılan arkeolojik çalışmalarda çıkarılan tarihi kalıntıların korunmaması yüzünden büyük oranda sanat tarihi kayıplarına uğrandığından yakındı. Tarihi korumaya yönelik yapılan projelerin kabul edilmemesi durumunda ciddi oranda tarihi kayıplar yaşanacağına dikkat çekti.
Birinci oturumun son konuşmacısı Prof. Dr. Cevat Başaran da, Çanakkele'deki Parion kazılarını anlattı. Tarihin yeniden canlandırılması için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Başaran, "Gelecekte, çok güzel bir tarih olacaktır." sözleriyle panelin ilk oturumunu kapattı.
Panelin ikinci bölümünde konuşmacı Doç. Dr. Nurettin Öztürk, Myrib-na ve Gryneion yüzey çalışmalarını anlattı. Öztürk, İzmir'de yer alan zamanın metropolü olarak da bilinen Myrib-na ve Gryneion, tarihin ölü kalıntılarını barındıran bir yerleşim yerinin üzerindeki çalışmaları, dinleyicilere aktardı.