Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, Dünya’da son 10 yılda büyüme hızı ortalama oyarak yüzde 3.6 oranında gerçekleştiği, Avrupa Birliği’nde büyüme oranı yüzde 1 iken Türkiye’de bu oranın yüzde 4.2 ile Avrupa ve dünya büyüme oranlarının üzerinde gerçekleştiğini söyledi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde, “Halkla Arz ve Şirketlerimiz” konulu bir toplantı düzenlendi.
İSTANBUL’UN DÜNYANIN İLK 10 FİNANS MERKEZİNDEN BİRİSİ YAPMAYA KARARLIYIZ
Programda daha sonra Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, “Halkla Arz ve Şirketlerimiz” konulu bir sunum yaptı.
ERTAŞ’IN KONUŞMASI
SPK’nın kurul toplantılarının 30 yıldan bu yana Ankara ve İstanbul’da düzenlendiğini ifade eden SPK Başkanı Ertaş, Ankara ve İstanbul dışında ilk toplantının 30 yıl sonra ilk kez Erzurum’da yapıldığını belirterek, kurul toplantılarını Anadolu’da düzenlemeye devam edeceklerini söyledi. Konuşmasında SPK’nın faaliyetlerinden söz eden Dr. Ertaş, hükümetin İstanbul’u finans merkezi yapma projesinin hayata geçirildiğini ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde İstanbul’un dünyanın ilk 10 finans merkezinden birisi yapmaya kararlı olduklarını dile getirdi. Borsada işlem gören 408 şirket olduğunu ve bu şirketlerin piyasa değerinin 630 milyar TL olduğunu kaydeden SPK Başkanı Ertaş, Türkiye’de bu şirketlerin hisselerine 1 milyon 95 bin kişinin yatırım yaptığını ifade etti. Yatırım fonlarından yatırım yapanların sayısının 3 milyon 355 bin, bireysel emeklilik sistemi kapsamında tasarruf yatırım yapan sayısın da 3 milyon 457 bin olduğunu söyleyen Ertaş, “Toplamda yaklaşık 8 milyon kişi şu anda sermaye piyasası faaliyetleriyle doğrudan ilgili… Bir tarafta 337 milyar dolar şirket, bir tarafta 8 milyon kişi bizim aldığımız her kararlardan doğrudan etkileniyor” dedi.
DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM
Son 10 yıldan bu yana dünyada önemli bir değişim ve dönüşüm süreci yaşandığının altını çizen SPK Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş şöyle devam etti; “Dünya özellikle de son 5 yıl içerisinde bir küresel krizle karşı karşıya… Bazı ülkeler bu krizden çok fazla etkilendi, bizim de içinde bulunduğumuz bazı ülkeler ise daha az etkilendi. Dünya son 10 yılda ortalama olarak yüzde 3,6 oranında büyüdü. Bir ekonominin sağlık olmasının en önemli göstergelerinin bir tanesi de büyüme oranıdır. Şu anda en sıkıntılı bölge 27 tane ülkeden oluşan Avrupa Birliği bölgesi. Son 10 yılda bu ülkelerde ortalama yüzde 1 civarında bir büyüme oldu. Hatta 2002 yılında büyüme oranları eksiye düştü. Bu yılda yine eksi bir büyüme göstereceği belirtiliyor. İkinci olarak Amerika bölgesi. Avrupa Birliği bölgesine kıyasla biraz daha iyi görünse de yine de dünya ortalamasının altında bir büyüme gösterdiler. Amerika’da son 10 yılda yüzde 1,7 oranında büyüdü.”
TÜRKİYE ORTALAMA 4,2 ORANINDA BÜYÜMESİYLE HEM AVRUPA HEM AMERİKA HEM DE DÜNYA ORTALAMASININ ÜSTÜNDE BİR BÜYÜME HIZI GÖSTERDİ
Türkiye’nin dünyadaki ekonomik gelişmelerden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilendiğine dikkati çeken Dr. Ertaş, Çin’in son 10 yılda ortalama yüzde 10 oranında büyüdüğünü belirterek, “Yani Çin Avrupa Birliği’nden 10 kat, Amerika Birleşit Devletleri’nden 6-6,5 kat daha fazla büyümüş. Bu büyümenin nereye kadar gidecek, daha ne kadar süreceğini kestirmek gerçekten çok zor. Türkiye bu işin neresinde diye baktığımız zaman ülkemizin son 10 yılda önemli bir büyüme hızı yakaladığını görüyoruz. Türkiye ortalama 4,2 oranında büyümesiyle hem Avrupa hem Amerika hem de dünya ortalamasının üstünde bir büyüme hızı gösterdi. Bugün dünyanın birçok ülkesi borç krizinde uğraşırken Türkiye bu konuda çok iyi durumdadır” şeklinde konuştu. Türkiye’deki şirketlerin sermaye piyasalarını daha yakından izlemeleri gerektiğinin vurgulayan Ertaş, “Küçük şirketler güçlerini birleştirip çok ortaklı şirketlere dönüşsün ve işlerini büyütsün” dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş şirketlerin yabancı sermayelere satılmasıyla ilgili olarak da “Bazı vatandaşlar şirketlerin yabancı satılmasından bir endişe duyuyor. Şu anda borsadaki şirketlerin halka açık kısmının yüzde 65’lık kısmı yabancıların elinde. Ama bunu tüm şirketlerin sermayelerine oranladığımızda yaklaşık yüzde 35’e tekabül etmektedir. Dolayısıyla şirketlerin yüzde 65’i bizimdir korkacak bir durum yoktur” diye konuştu.