Oltu Sağlık Grup Başkanlığı’nca Dünya Diyabet günü dolayısıyla diyabete dikkat çekmek amacıyla sağlık grup başkanlığı binası önüne stand kurarak 40 yaş üzeri vatandaşlarda tokluk kan şekeri, kilo ve boy ölçümü yaptılar.
Ölçüm sonrası değerlere göre hastalara neler yapması yönünde Sağlık Grup Başkanı Doktor Ayşe Özköse, tarafından bilgiler verildi. Ücretsiz olarak yapılan ölçümlerde bir çok hasta tokluk kan şekerini kilosunu boyunu öğrendi. Büyük bir yoğunluk yaşanan ölçümlerde vatandaşlar bu ölçümün önümüzde ki günlerde de yapılmasını istediler.
ÖZKÖSE’NİN AÇIKLAMASI
Sağlık Grup Başkanı Doktor Ayşe Özköse, yaptığı açıklamada, “Diyabet, vücudunuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir. Diyabeti olmayan bir birey kan şekeri düzeyi açlık halinde 120 mg/dl, tokluk halinde (yemeğe başladıktan iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz. Açlıkta veya toklukta ölçülen kan şekeri düzeyinin bu değerlerin üstünde olması diyabetin varlığını gösterir Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir.
OGTT’de glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonraki kan şekeri değeri önemlidir. İkinci saat kan şekeri ölçümü 140-199 mg/dl ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksek ise diyabet tanısı konulur.
KAN ŞEKERİ SÜREKLİ YÜKSEK SEYREDERSE HANGİ BELİRTİLER OLUR?
Aşağıdaki belirtileri olan hastaların doktora başvurup gerekli tetkikleri yaptırmaları şeker hastalığını erken safhada yakalamak için oldukça önemlidir.
ÇOK İDRAR YAPMAK, SIK İDRARA ÇIKMAK
Vücutta insülin yapılamadığı zaman, insülin hormonunun normalde sorumlu olduğu işlevler yapılamaz, yani glikoz hücreler tarafından enerji olarak kullanılamaz ve kanda birikir. Belli bir düzeyden sonra da böbreklerden idrar yolu ile şeker atılmaya başlar. İdrarla atılan şeker beraberinde suyu da sürükleyeceğinden kişi çok idrar çıkarmaya ve sık idrara çıkmaya başlar.
ÇOK SU İÇMEK
İdrarla aşırı su kaybedilince aşırı su içme ihtiyacı duyulur.
ZAYIFLAMAK
Öte yandan alınan gıdalardan yararlanamayan vücut hücreleri enerji kaynağı olarak depolardaki yağları yakıt olarak kullanmaya başlar ve kişi zayıflar.
Bu belirtilerin ortaya çıkması için gereken süre, pankreas bezinin beta hücrelerindeki tahribatın miktarına ve yakım hızına bağlıdır. Tahribat haftalar, aylar, hatta yıllar boyunca sürebilir. Tahribatın hızlı ve kısa sürede tamamlandığı durumda vücut enerji ihtiyacı için kendi proteinlerini ve yağlarını kullanmak zorunda kalır. Özellikle yağların aşırı yıkımıyla oluşan, keton cisimleri adı verilen son ürünler vücut için zararlı atıklardır, vücutta birikerek ketoasidoz denilen acil tabloyu meydana getirirler. Ketoasidozun belirtileri ise, karın ağrısı, hızlı solunum, aşırı halsizlik ve yorgunluktur. Böyle bir durumda derhal acil olarak hastaneye başvurmak gerekir.”