Valiliğin organize ettiği etkinlik çerçevesinde sabah namazının ardından Siirt'in Aydınlar (Tillo) ilçesinde bulunan meydanda toplanan ve yurdun dört bir köşesinden gelen vatandaşlar, kurulan dev ekrandan sinevizyon aracılığıyla ışığın yansımasını izledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Vali Ahmet Aydın ışık hadisesini türbede izleme imkanı buldu. Güneşin yansıyan ilk ışıklarıyla vatandaşlar tekbir ve salavatlar getirdi.
Işık hadisesinin gerçekleşmesinin ardından AA muhabirine açıklama yapan Kalkınma Bakanı Yılmaz, yansıma düzeneğinin yıllarca görülmesinin ardından bozulduğunu belirterek, "Bir süre maalesef bundan mahrum kaldı bölge. Bunun ardından geçtiğimiz yıllarda bir ekip yeni bir çalışmayla tam eski hali olmazsa bile bugünkü şartlarda olabildiğince yeniden ihya etti bu uygulamayı. O açıdan ekibi özellikle tebrik ediyoruz. Bize şunu hatırlatıyor aslında bu yaşananlar, bizim geçmişimizde, medeniyetimizde ilme büyük bir değer veriliyor. Aynı zamanda alimlere, hocalara, öğretmenlere, bilgiye çok büyük değer verilmiş, buna tanıklık ettik. Aslında burada yaşanan olaylardan tekrar bilgiye, ilme ve bütün ilim dallarına değer vermemiz gerektiği sonucu çıkıyor" dedi.
Aşk, ilim ve teknoloji...
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker de aslında tarihin söylediklerine bakıldığında 3 tane kavram bulunduğunu, bunların da aşk, ilim ve teknoloji olduğunu kaydetti.
Tabiat bilimleri ve fizik kanunlarının keşfedilip geliştirildiğini vurgulayan Eker, şöyle dedi:
"Neyle? İlimle. Ama bunu yaptıran bir aşk var. Yani İbrahim Hakkı Hazretleri, sahip olduğu aşkla, şairin dediği gibi 'Aşkı yüreğinde, göğsünde çiçek gibi değil, kurşun gibi taşıyarak' ilim ve teknolojisini geliştirerek burada bunu kurmuş. Ama maalesef daha sonra bu medeniyetin şifreleri kaybedilmiş. Medeniyetin şifreleri kaybedildiğinde burası tahrip olmuş ve sözüm ona bir restorasyon yapılırken, aslında bir destruksiyon yapılmış. Yani yapalım derken yıkılmış. Bugün olabildiğince orjinal haline yakın bir bir şekliyle tekrar ihya edilmiş oldu. Bu ilim tarihi açısından önemli, anlamlıdır. Aşk, ilim ve teknoloji yani uygulama."
"Manevi atmosfer"
Maliye Bakanı Şimşek ise buradaki olayın aslında özü itibarıyla İslam alimlerinin, İslam'ın ilme de ne kadar önem verdiğinin çok güzel bir göstergesi olduğuna dikkati çekti.
Kuran-ı Kerim'deki ilk ayetin "oku" olduğuna işaret eden Şimşek, şunları söyledi:
"Aslında Avrupa'daki Rönesans, Avrupa'nın Ortaçağ'dan çıkışı, tabiki İslam'ın birikiminin, İslam alimlerinin ortaya koyduğu o birikimin İspanya'da keşfiyle tekrar başlıyor. Dolayısıyla burada olmak, bizim tekrar bu medeniyetin esaslarından biri olan bu çalışmaları hatırlamak açısından, tekrar eğitime, ilme önem vermeyi vurgulamak açısından önemli. Ama onun dışında da bu sabah burada çok güzel bir manevi atmosfer söz konusuydu. O açıdan da bizim tekrar özümüze, öz değerlerimize vurgu açısından onları tekrar canlı tutmak açısından önemsiyorum. İslam medeniyetinin bilime katkısı son derece yüksek."
Vali Ahmet Aydın da İbrahim Hakkı Hazretleri'nin yaptığı ışık düzeneğinin çok önemli olduğunu anlatarak, "Bugün Tillo'da caddeler ve sokaklar dolup taştı. Etkinliğe on bini aşkın kişi katıldı, etkinliğe ilginin fazla olmasından mutluluk duyduk. Tillo'nun kalkınması için tarım ve inanç turizmine dayalı porojelerimiz var" diye konuştu.
Işık hadisesi
İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo'da hocası İsmail Fakirullah'ın 1734 yılında vefat etmesinin ardından çok üzülmüş ve "Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim" diyerek arayış içerisine girmiş. Hocasına yan tarafında bir kule bulunan bir türbe ve Tillo'nun yaklaşık 2,5 kilometre uzağında bir tepe üzerinde taş bir duvar yapmış.
Her yıl ekinokslarda 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde doğan güneşin duvarın ortasında bulunan pencereden süzülen ilk ışınları kuledeki aynaya yansıdıktan sonra ışığın kırılması yöntemiyle pencereden türbeye ve oradan da İsmail Fakirullah Hazretleri'nin başucuna doğuyordu. 1960'lı yıllarda yapılan restorasyonda, pencerenin yerinin değişmesi sonucu düzenek izlenemez hale gelmişti. 2011 yılında ülkemizin değişik üniversitelerinden gelen bilim adamlarının yaptıkları çalışmayla yeni bir pencere açılarak, olayın tekrar izlenmesi sağlandı.