İhsan KUMRU
Geçimini Nalburluk yaparak sağlayan 75 yaşındaki Ömer Turan, 1980'li yıllarda Hemoroit hastalığına yakalandı. Tüm hastaneleri kapı kapı dolaşan Turan, derdine çare bulamayınca doğadan topladığı çiçekleri yiyerek Hemoroit hastalığını yendi. Şimdi ise bu bulduğu ilacın bilime kazandırılması adına Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a mektup yazarak, bu ilaçtan tüm insanların faydalanılması gerektiğini istiyor. 1980 yılından 2009 yılına kadar basur hastaları üzerinde yapılan denemelerde 1427 memeli,353 kanamalı,150 sızılı ve iltihaplı hastayı iyi ettiğini ifade eden 75 yaşındaki Ömer Turan, bu hastalar içerisinde Atatürk Üniversitesinden Öğretim görevlisinden tutunda Rektöre kadar birçok hastanın faydalandığını söyledi.
Turan, “1980'li yıllarında, halk dilinde basur, tıp dilinde hemoroit denilen memeli ve kanamalı hastalığına yakalandım. Gitmedik hastane bırakmadım. Numune ve araştırma hastanelerinde hangi doktora gittimse ameliyattan başka çaresi olmadığını söylediler. Bu hastalıktan ameliyat olan arkadaşlarla görüştüm hiçbiri ameliyatın başarılı olduğunu söylemediler.
AYET YOL GÖSTERDİ
İslam tıp âlimlerinin eserlerini karıştırırken Yüce Mevla'nın “Ben kulumun kaldıramayacağı hiçbir yük ve musibet yaratmadım, kadın erkek herkese beşikten mezara kadar bilimi ve araştırıp öğrenmeği farz kıldım.” Emrini okudum. Bende bu yüce emirden yola çıkarak bitkiler üzerinde araştırmaya başladım. Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında doğada bulduğum her güzel çiçeği topladım yedim ve basur hastalığından tamamen şifaya kavuştum. Bundan böyle benim gibi basur hastası olanlara yedirdim ve hastalar kısa zamanda şifaya kavuştular ve böylece basur hastalığım kökten tedavi eden bitkiyi Mevla’nın sayesinde bulmuş oldum.
REKTÖR FAYDALANDI
Bu araştırmam tam on dört sene devam etti yani 1997 senesine kadar yüzlerce hasta kayıtsız olarak şifaya kavuşmuşlardır. 1997 senesinde kazım Karabekir Eğitim fakültesinde öğretim üyelerinden bir hocamız, kanamalı basur hastalığına maruz kalır birçok ilaçlar kullanır ve hiçbir netice alamaz, birileri beni tasfiye eder. Gelip benden ilacını aldı ve 15 gün sonra geldi, Ömer bey sana teşekkür etmeye geldim "Niçin seni kimse bilmiyor? Verdiğin ilaç beni üç günde sıhhate kavuşturdu bana çok teşekkür etti. Ben kendilerine espri olarak o günlerde değerli bir doktorumuz kansere zakkumdan ilaç yapmış tedavi ettiği hastalarla da kendini ispatlamıştı ve halktan da bayağı destek görmüştü netice malumunuz o bir doktor ben ise bir esnaf avamdan korkmuyorum sizin gibi aydınlardan korkuyorum. Tamam bir şişe daha ilaç yap dönüşte alacağım dedi gitti. Geldiğinde bir dosya ve bir defterle geldi "şu deftere ilaç verdiğin hastanın adı ve soyadını hastalığının nedenini ve tarihini yaz. Bu dosyaya da ilaç verdiğin hasta sana başka bir hasta getirdiği zaman iyi olan hastadan adres ve telefon numarası yazılı bir teşekkür mektubu al bunlar senin diploman olacaktır." diye buyurdular. Bende değerli hocamın gösterdiği doğrultuda bilgilerinize arz ettiğim belgelerle doğanın insanlığa hediye ettiği değerli bitkilerin faydalarım belgelemiş bulunuyorum. Bununla beraber başka tür hastalıklarla da çok faydalı olan bitki numunesini bilgilerinize arz ederken bu konuda senelerce uğraşıp elde ettiğim bilgileri benimle beraber mezara götürmek istemediğimden zatıâlinizin bir ilim mensubu olarak kıymetli fikir ve düşünceleriniz ışığında yardım ve tavsiyelerinizi beklemekteyim. Bir vesile saygı ve hürmetlerimi arz ederim. Çok önemli bir hatıramı arz edeceğim;1980’li yıllarında bir arkadaşımla Dumlu' da yumurta tavukçuluğu yapıyorduk. Arkadaşımın çok yakın akrabası Atatürk Üniversitesi Rektörüdür. Sayın hocamız kanamalı basurdan çok rahatsızdır. Kanama şiddetlenince doktorlar kam durduramazlar. Arkadaş hocam der. Benim ortağım bitkilerden basura ilaç yapıyor, istersen birde ondan denesek der hoca efendi kabul eder. Arkadaş ilacı götürür. Fakat kanama şiddetlenince ilacı kullanmadan uçakla Ankara ya gider. Hacettepe de ameliyat olur ilacını da beraberinde götürmüştür. Ameliyattan sonra ilacı ilgililere verir. Basur ilgisinin olup olmadığını öğrenmek ister. Netice de denilir ki ameliyat olmadan evvel bu ilacı kullansaydın ameliyata gerek kalmazdı. Başka ilaç kullanma bunu kullan der. Kullanır ve iyi olur. Bana teşekküre gelir tebrik eder. Bir çerçeve bal getirir bir şişe ilaç aldı. Bende şimdiye kadar bu hastalıktan ötürü şifa bulan ve bana teşekkür eden 1 dosya halinde yazı bulunuyor. Hatta bir keresinde benim bulduğum bu ilacı Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Arslan gelip bilime kazandırılması adına bir çalışma yapalım demişti.Ancak gelmedi öyle kaldı.Şimdi bende sayın Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’a bir yazı göndererek bu ilacın benimle beraber mezara gitmemesi için ve tüm insanımızın bu ilaçtan şifa bulması adına gerekli bir çalışma yapılmasını istediğimi için bir yazı gönderiyorum.” dedi