Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Kendi kültürünü, derinliklerini, medeniyetini yok eden, sadece mühendislikle iftihar eden ve bina yüksekliğinin medeniyet ölçüsü kabul eden bir çizgiye doğru gidiyorsak, belki birçok şeyi halletmiş oluruz ama telafisi olmayan pek çok şeyi de yitirmiş oluruz" dedi.
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) ile Kayseri Büyükşehir Belediyesince bir otelde gerçekleştirilen "6. Gelişen Kentler Zirvesi’nde konuşan Bakan Güllüce, bakanlıkla belediyenin zaman zaman benzerliğinin dile getirildiğini, 'belediye bakanlığı' yakıştırmasının çok abartılı olmadığını söyledi.
Kayseri'deki belediyeciliği her gittiği ilde örnek olarak anlattığını belirten Bakan Güllüce, bütün belediye başkanlarının bu okul niteliğindeki belediyeden istifade etmelerini dilediğini ifade etti.
Bakan Güllüce, hayatın bütün amacının insanları mutlu kılmak olduğunu, bunun için de güzel şehirler oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
GELİŞMİŞ ŞEHİR TARİFİ
Gelişmiş şehirler kavramına değinen Bakan Güllüce, şöyle konuştu:"İrileşen şehirler mi gelişmiş oluyor? Yoksa büyüyen şehirler mi gelişiyor? Ya da gayrimenkul fiyatlarının yüksek olduğu şehirler mi. İnsanların mutluluk oranının yüksek olduğu şehirler mi gelişmiş oluyor? Bu sosyolojik bir tartışma. Şehirler aynı zamanda medeniyetin ocağı, hükümetin kucağıdır. Şehirleşirken gelişirken o şehirlere sadece mühendis gözüyle bakmamak lazım. Şehirlere insani unsurları irdeleyen sosyolog, psikolog, din adamları, akil yaşlıların, şehircilik uzmanlarının görüşleri alınarak bakılmalıdır. Kendi kültürünü, derinliklerini, medeniyetini yok eden, sadece mühendislikle iftihar eden ve bina yüksekliğinin medeniyet ölçüsü kabul eden bir çizgiye doğru gidiyorsak belki birçok şeyi halletmiş oluruz belki ama telafisi olmayan pek çok şeyi de yitirmiş oluruz."
Bakan Güllüce, önce insanı ele almak gerektiğini vurgulayarak, yöneticilerin, bir şehir geliştirilirken mühendisliğin yanında insanların asırlardır yaşayan değerlerinin nasıl korunacağı konusunu da göz önüne almasının önemli olduğuna dikkati çekti.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Güllüce, mühendislik, şehircilik faaliyetlerinin depremi bir kenara koymadan yapılması gerektiğini dile getirdi.
Yeni Türkiye'nin her anlamda geliştiğini ifade eden Bakan Güllüce, şunları kaydetti: "Yeni Türkiye'de depremin her an başımıza dert olacağı çöküntü alanlar ve sokakların olduğu şehirler ile böyle yükselen bir ekonomi örtüşmüyor. Kötü binaları, her an yıkılmaya hazır yapıları içinde taşıyan şehirler bize yakışmıyor. Hızla kentsel dönüşüm yapmamız gerekiyordu. 2 yıldan bu yana uğraşıyoruz. Genç bir uygulama. Bu nedenle hem kanun koyucu hem yüksek yargı hem bizler deneme yanılmayla bazı eksikliklerimizi görüyoruz. Kentsel dönüşümde belediye seçimlerinden biraz önce bir duraksama oldu. Başkanların 'aday olacak mıyım' halinden dolayı aksama oldu. Ancak şimdi yine hızlandı."
"Kentsel dönüşümün partisi olmaz" diyen Bakan Güllüce, "Hangi parti olursa olsun belediye başkanlarımız bizimle muhatap olsunlar. Uygun yol haritası çizelim, her türlü desteğe hazırız. Türkiye daha hızlı, daha çok hem deprem riskinden hem de bu çöküntü alanlardan kurtulsun" diye konuştu.
Bakan Güllüce, Türkiye'nin önemli sorunlarından birinin de gelir dağılımındaki dengesizlikler olduğunu, hükümetin bunun önüne geçmek için teşvikler verdiğini anlattı.
"Türkiye'ye bakarken 500'e yakın farklı noktadan bakılmalı" ifadelerini kullanan Bakan Güllüce, şöyle devam etti: "Sivil toplum kuruluşlarımız sadece bir noktadan bakarlarsa önerileri gerçekçi olmaz, hayat bulmaz. 100'ün üzerinde sivil toplum kuruluşu ile birlikte olduk. Herkes bulunduğu yerden Türkiye'ye baktığı için söylediklerinin sadece birkaçını yapabiliriz. 30 sene sonra bunları Türkiye'de uygulayamayız. Türkiye'yi iyi tanımak lazım." dedi.