Büyük Birlik Partisi Erzurum İl Başkanı Yener Gözütok, “Yiğit Adam, Koca Reis, Ülkü devi, Başbuğ, Ülke sevdalısı, Millet hizmetçisi, Büyük Birlik Partisi kurucu Genel Başkanı, Ebedi liderimiz, büyük dava adamı Muhsin Yazıcıoğlu’nun sonsuzluğun sahibine yürüyüşünün 4.seneyi devriyesini idrak etmekteyiz. Bu günde onu, hasretle, rahmetle,şükranla, minnetle sahsım ve Erzurum il teşkilatım adına bir kez daha anıyorum. Değerli şehit liderim ruhun şad mekanın cennet olsun. Biz senden razıydık Allah da razı olsun” dedi.
“O Bayrak, Millet, Vatan sevdalısı, siyaset yapar görünür Allah dostu, büyük bir dava adamı idi” diyen Gözütok, “Hayatı boyunca, Ülkesine ve Milletine hizmetten başka bir şey düşünmeyen, kendisine altın tepsi içinde sunulan imkanları elinin tersi ile itip “Millet var biz varız, millet yok biz yokuz” diye bilen, “Adriyatik’ten Çin Seddi ne kadar kaynaşmış bir Türk-İslam Dünyası hayal ediyorum, Başını örtenle açanın üniversitede yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum, Türk, Kürt, Türkmen, Alevi, sünni ayrımı olmadan kaynaşmış bir Türkiye istiyorum” diyen bir siyasi liderdi, siyasetin önemli bir figürü ve baş aktörüydü. Maalesef 25 Mart da Milletin ve Anadolu insanının, Ülkücülerin Devlete uzanan eli, bilinmez mihraklar tarafından kar altında bırakıldı. Geldiğimiz noktada hukuk içerisinde kalarak ideallerimizi kar altında bırakan, üç gün boyunca arama kurtarmada ihmali olan, suikastsa eğer ki biz öyle inanıyoruz. Parmağı olan herkesten hesap sormak boynumuzun borcudur. Kimin ne sebepten olursa olsun, ihmali ve kusuru varsa, hesabını vermeli ve suçunun cezasını kanun önünde çekmelidir. Yoksa Alperenler sabır taşı değildir” diye konuştu.
21 Mart da Diyarbakır da yaşananlara bakıp, 25 Mart da Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin niye düştüğünü anlamanın güç olmadığını dile getiren Gözütok daha sonra şunları kaydetti; “Yaşanan sürece, Allah aşkına iyi bakın, her şey açık ve net ortada . Muhsin Yazıcıoğlu nun ömrünü verdiği ideallerinin tam tersi gelişmeler var. Bunların yapıla bilmesi için, önemli siyasi figür hayatta olmamalıydı, öylede yapıldı.
Şimdi bazı aklı evveller Rahmetli olsaydı açılıma destek verirdi deme gafletini gösteriyorlar. Onlara tek cümle ile siz Yazıcıoğlu’nu tanımamışsınız derim.“PKK Kürtlerin temsilcisi değildir. Çünkü Kürt benim kardeşimdir. Ben bir Türkmen çocuğuyum ama Kürt de benim kardeşimdir. Biz asırlardır Anadolu kazanında kaynamışız. Kız alıp kız verdik. Dedelerimiz Çanakkale de koyun koyuna yattı, birlikte şehit oldu, birbirinin yarasını sardı.Şimdi bazı alçaklar çıkıyorlar, ‘Kürt sorunu var’ diyorlar! Hayır! Kürt sorunu yok, terör sorunu var, terör…Bu bir ihanettir. Bu ihaneti, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi, Kürt-Türkmen, Laz Çerkez Alevi, Sünni göğüs göğüse vereceğiz. Nasıl Çanakkale de emperyalizmi yok ettiysek bu seferde bölücü terörü yok edeceğiz. Bizleri Kürt-Tükmen, Alevi-Sünni, şucu-bucu diye bölmek istiyorlar. Hâlbuki bir Kürdüz, biz, Türkmeniz, biz Çerkeziz, biz Aleviyiz, biz Sünniyiz ama hepimiz birlikte büyük Türk milletiyiz.
Bu ülkede yaşayan sağcısı, solcusu, alevisi, sunisi, kürdü,arabı, lazı, çerkezi kardeşçe yaşamak zorundadır, Muhsin Yazıcıoğlu derdi ki, "Devletimiz bir, bayrağımız bir, dinimiz bir, kıblemiz bir, secdemiz bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir, Allah'ımız birdir. Bu kadar 'bir'in içinde nasıl ayrılık gayrılık söz konusu olabilir." Diyen bir insan, açılıma nasıl destek verir diye sorarım size. Ama asla şu unutulmamalı, 4 yıl geçti, onun fikirlerinin hassasiyetlerinin, hayallerinin ve davasının bir temsilcisi var, Büyük Birlik Partisi. Emaneti, emanetimizdir, davası davamızdır, gül ve hilali onurumuz, gururumuz, namusumuzdur, devlet millet uğruna ilelebet yaşatacak ve yaşayacağız. O hep derdi, “Bir saniyesine bile hakim olmadığımız bir hayat için fırıldak olmaya gerek yok”, “Dik duracağız, düz yürüyeceğiz, doğru söyleyeceğiz, doğru yapacağız”. Bizde onun mirasçıları olarak yolunda yürümeye hayallerini gerçekleştirmeye and içtik ,kimse bizi yolumuzdan döndüremez.”