Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 15 Kasım 2012 Perşembe günü idrak edilecek olan hicretin yıldönümü ve Muharrem ayı nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, mesajında hicretin Müslümanlar için bir dönüm noktası olduğunu kaydederek “Hicret, yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır.” ifadelerine yer verdi.
HİCRİ YILBAŞI
İslam âleminin 15 Kasım 2012 Perşembe günü hicretin 1434. yılı ve Muharrem ayının ilk gününü idrak edeceğini belirten Başkan Görmez, Hz. Muhammed (S.A.S) ve beraberindeki ilk Müslümanların Mekke döneminde sürekli olarak baskı ve işkenceye; sosyal, ekonomik ve kültürel ambargoya maruz bırakıldıklarını ifade etti. Bu sebeple ilk Müslümanların doğdukları ve çok sevdikleri Mekke ve Kâbe’den ayrılmak durumunda kaldıklarını dile getiren Başkan Görmez, hicret yolculuğunu, Müslümanlar için bir milat, Allah’a ve onun kutlu elçisi rahmet peygamberine gönülden bağlılığın ifadesi; hakka, hakikate, ilme, irfana ve medeniyete yapılan bir yolculuk olarak değerlendirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, mesajında şu görüşlere yer verdi:
“HİCRET, DOSTLUK VE KARDEŞLİĞİN İFADESİDİR”
Hicret, Allah rızası için; anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsü; yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır.
Hicret, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, dostluk ve kardeşliğin ifadesidir. Kardeşine kucak açarak onunla evini, iş yerini, yiyeceğini ve varlığını paylaşmanın; kardeşini himaye etme ve sahiplenmenin adıdır.
Hicret, maddi zorluklar ve zorlamalar karşısında asla bir kaçış değil; aksine İslâm’ı öğrenmek, öğretmek, yaşamak ve yaşatmak için yeni imkân ve zemin arayışıdır.
“HİCRET, ASLINDA MEDENİYETE YAPILAN BİR YOLCULUKTUR”
Aslında hicret, bir anlamda medeniyete hicrettir. Zira Peygamber Efendimizin (S.A.S) hicretiyle Yesrib, Medine’ye dönüştü. Medine de medeniyet üretti. İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.S) kin, nefret ve intikam toplumundan bir sevgi ve merhamet toplumu meydana getirdi. Katı kalpli insanlardan, can taşıyan her varlığa, hatta eşyaya dahi şefkat ve merhametle muamele edecek bir toplum oluşturdu. Hem maddi hem manevi açıdan arındırdı onları.
Çıkarcılığı, çapulculuğu ve fırsatçılığı revaçta olan bir topluma, kendisi için istediğini, kardeşi için de istemeyi, diğerkâmlığı ve kardeşliği öğretti. Komşusu aç iken tok gezilemeyeceğini gösterdi. Dürüstlüğü, güvenilirliği, aldatmamayı, helal kazancı, alın terini, hak ve hukuku, hakkaniyeti, eşitlik ve adaleti öğretti. İyiliği, güzelliği, hayrı, ahlâkı, samimiyeti, olgunluğu, takvayı gösterdi. İnsanlara hizmette, emanet ve mesuliyet bilincini, liyakati getirdi. İffetli ve ahlaklı bir toplum kurdu. İlim ve hikmete, hak ve hakikate, bilgi ve öğrenmeye âşık örnek bir nesil yetiştirdi. Fakirler, sahipsiz olmadıklarını; güçsüzler kimsesiz kalmadıklarını hep ondan, onun uygulamalarından öğrendi. Kısacası onlara temiz bir toplumun nasıl oluşması gerektiğini göstererek insan onurunu, insanca yaşamı, Müslümanlığı ve medeniyeti gösterdi.
“HİCRET, İSLÂM’I SAMİMİYET İÇİNDE YAŞAMAYA ÇALIŞMAKTIR”
Bugün bizim için de bir hicret söz konusudur. Fakat bu hicret sadece göç edecek yer ve yurt aramak değil; her durumda daha iyinin, daha güzelin peşinde koşmak, İslâm’ı daha bir samimiyet içinde yaşamaya çalışmaktır. Hicret işte bu yolculuğun adıdır. Hz. İbrahim’in (as) dediği gibi, hepimiz Rabbimize hicret etmekteyiz. Geçici olan bu dünyadan, ebedi olan gerçek âleme doğru göç etmekteyiz. Buradaki hicret, Sevgili Peygamberimizin bir hadislerinde buyurduğu gibi, Allah’ın yasaklarını terk etmektir. Ne mutlu hicret edenlere! Ne mutlu yüreklerinde hicret ruhunu taşıyanlara!
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, mesajını şu şekilde tamamladı: “Bu vesileyle bütün İslâm âleminin yeni hicri yılını tebrik ediyor; hicrî 1434 senesinin ülkemiz, gönül coğrafyamız, İslâm dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum."