2012 yılının eğitimde değişim yılı ve demokratik adımların atılmaya başlandığı bir dönem olduğunu söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Erzurum İl Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, “Yapılan reform çalışmalarına hız verilmelidir. Eleştirilere açık iktidar ve muhalefetiyle üzerinde uzlaşı sağlanmış yeni reformlar ülkemizin geleceği eğitimin ileri düzeye gelmesi açısından önemlidir. Yapılan reformları yetersiz, bazı uygulamaları eksik ve çarpık buluyoruz fakat eğitimde geldiğimiz nokta özenle korunmalı ve sahiplenilmelidir” dedi.
2012 DEĞERLENDİRMESİ
2012 yılı reformlarını değerlendiren DES İl Başkanı Kotanlı, açıklamasında şunları söyledi.
“Okullarda, ders saatleri dışında ibadetini yerine getirmek isteyen öğrenci ve öğretmenlere okul idarelerince kolaylık gösterilmesi ve bir mescit hazırlanması yönünde yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu düzenleme, temel din ve vicdan hürriyetinin ve demokratik eğitim sisteminin bir gereğidir. Böylesine son derece insani, vicdani ve demokratik bir talebe karşı olmayı eğitimcilikle, sendikacılıkla bağdaştıramıyor, 12 Eylül rejiminin baskıcı yasakçı hastalıklı bir uygulaması olarak görüyoruz. 12 yıllık zorunlu eğitim yasasıyla seçmeli dersler arasına giren Kur’an ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersi laiklik ile çelişen bir düzenleme olduğu iddiasıyla kamuoyunda tartışmalara yol açmaya çalışılıyor. Demokratik Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda İncil ve Hıristiyanlıkla ilgili dersler zorunludur. T.B.M.M. uzun tartışmalar sonucunda iktidarın ve MHP’nin desteği ile seçmeli ders olmuştur. Dünyadaki en demokratik ve pedagojik örneklere baktığımızda Türkiye’nin Kur’an ve Hz. Peygamberin Hayatı derslerini seçmeli dersler havuzuna koymakla geç kalınmış doğru bir adım attığını görebiliyoruz. Eğitim reformlarına siyasi ikbal beklentisi olmadan ve her türlü eleştiri ve dezenformasyona maruz kalmayı göze alarak devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim adına yapılan her şeyi çok değerli ve kutsal buluyoruz. Ülkemizin refah ve mutluluğunun, barış ve esenliğinin eğitim sisteminin nitelik ve dinamikliğiyle paralel olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle eğitim sisteminin; AB uzmanlarının isteklerine göre değil milletin taleplerine göre ve ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden demokratik, bilimsel ve özgürlükçü bir anlayışla tasarımlanmasını istiyoruz.”