Erzurum’un İspir İlçesi'nin Yeşilyurt Köyü’nde 3 ay önce ayı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ömer Yılmaz ile Miyasi Yılmaz’ın yakınlarının Çevre ve Şehircilik ile İçişleri Bakanlığı hakkında açtıkları 253 bin liralık maddi ve manevi tazminat davasına Bakanlık avukatlarından savunma geldi. Bakanlıklar adına ‘ayı’ savunmasını mahkemeye sunan Avukat Filiz Kars,”Doğada vahşi hayvanların verdiği zararla yaşamını kaybedenden insandan devlet sorumlu değil” dedi.
İŞTE MAHKEMEYE VERİLEN BEŞ SAYFALIK ‘AYI’ SAVUNMASI
Her iki bakanlık adına savunmasını sunan Avukat Filiz Kars, beş sayfalık ‘ayı’ savunmasında devletten tazminat talep edilmesinin,”Zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulamaması, idare hukukuna özgü tazmin nedenlerinin bulunmaması durumlarında idarenin tazmin yükümlülüğü kalkar”görüşüne yer vererek Mersin ve Trabzon İdare Mahkemeleri ile Doktrin görüşlerine yer verdi.
“Ürünlerini korumak için tar, bağ ve bahçelerinde, arı kovanlarının bulunduğu yerde ve ormanda çalıştıkları için çadır ve barınaklarında kendilerini korumak amacıyla ruhsatlı yivli veya yivsiz tüfekleri üzerlerinde bulunduracaklar. ‘Av ve Yaban Hayvanların ve Yaşam Alanlarının Korunması Zararlarıyla, Mücadele Usul ve Esasları hakkında yönetmeliğin 57. Badesi kapsamında il müdürlüklerinden koruma amaçlı av tüfeği ve taşıma belgesi almak zorundadırlar. Ancak, bu kişiler yanlarında tek kurşunlu fişek dışındaki diğer fişekleri bulunduramazlar.
Bu kişilerden ürünlerini koruyanların, korudukları tarlada, bağ ve bahçelerin mülkiyet belgeleri veya kira sözmeleri, Arıcılak yapanların arıcılar Birliği’nden alacakları arıcılık yaptıklarına dair arıcılık kimlik belgesi, Çobanların sürü sahibi çoban veya üçretli çoban olduklarına ilişkin muhtarlıklarından alacakları yazıyı, Orman’da ihtihsal veya bakım çalışmaları işlerinde çalışanların, orman işletmelerinden alacakları yazıyı üzerlerinde bulundurmak zorundadırlar.
Yukarıda belirtilen kişiler, tarla, bağ bahçelerin ekili veya dikili olduğu tarihlerde olmak üzere tarla bahçeleri, arı kovanı sahipleri arılarının yanı başındayken, ormanda istihsal yapanlar, ormandaki geceleme yerinde (barınak ve çadırlarında) istihsal veya bakım sahasına gidip gelirken tüfeklerini yanlarında ve açıkta bulundurabilirler. Bu kişilerde, avcılık belgesi ve avlanma izni aranmaz.
Sadece ürünlerine, arıların veya kendilerine zarar veren veya vermek üzere tarlaya, kovanların arasına giren veya kendilerine saldırma ihtimali olan av ve yaban hayvanlarını, ürünlerinden, bağ ve bahçelerinden, arılardan ve kendilerinden ürküterek uzak tutmak istemelerine rağmen avlamak mecburiyetinde kalmaları halinde, derhal İl Çevre ve Orman Müdürlüğü veya Orman İşletme Müdürlüklerine veya güvenlik güçlerine haber vermek ve olay tespit tutanağı tutturmak zorundadırlar. Bu kişiler yaban hayvanlarının zararlarından korunmak için, bağ, bahçe ve tarlalarına veya civarına hiç bir surette yakalama tuzakları kuramazlar. Hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla doğada yaşayan yaban hayvanları ve canlılara karşı insanların, belirli ölçülerde önlem almasının gerektiği, Kanun ve Mevzuat Çerçevesinde kişilerin yaban hayvanlarına karşı kendini korumaya yönelik alacakları tedbirlere karşı herhangi bir engelin olmadığı açıktır.
Borçlar Kanu’nun 62. Maddesine göre, ‘Haklı savunmada bulunan, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamaz. Kendisini veya bir başkasını açık ya da yakın bir zarar tehlikesinden korumak için diğer bir kişinin mallarına zarar verenin bu zararı giderim yükümlülüğünü hakim hakkaniyete göre belirler. Hakkını kendi gücü ile koruma gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol ya da yoksa verdiği zarardan sorumlu tutulamaz ‘ hükmü yer almaktadır.
Saldırı fiili bir insan davranışı olmalıdır. Saldırının kaynağı bir hayvan (ayı) veya şey olduğu takdirde hayvanın öldürmesi, tahrip edilmesi meşru savunmadan çok bir zaruret hali teşkil eder. Ancak saldırıda bulunan hayvan saldırı aracı olarak kullanmaktaysa, orta da bir meşru savunma vardır.
Bu konuda doktrin görüşleri de aynı doğrultudadır. Bırakılmış (terk edilmiş) hayvanları ile vahşi hayvanların verdikleri zarardan kimse sorumlu değildir. Çünkü, burada hayvan güden bulunmamaktadır. Keza tabii halde serbest yaşayan vahşi hayvanlarda 56. Madde dışında tutulmalıdır.
Kamu İdarelerinin, görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini yürütürken kanunlara ve hukuka uygun hareket etmek zorunda oldukları, kamu hizmetlerini yürütürken kanunlara ve hukuka uygun hareket etmek zorunda kaldıkları, İdare Hukuku’nun önemli bir ilkesi olup idarelerin bu ilkeye aykırı davranamayacağı açıktır.
“DOĞADA KİŞİNİN ÖLMESİNDE DEVLET KURUMU SORUMLU DEĞİL”
Doğada bir arının, bir yılanın bir ayının veya bir başka zararlı hayvanın herhangi bir ürüne veya bir başka ürüne başka bir hayvana veya dava konusu olayda olduğu gibi bir insana zarar vermesi halinde izlenecek yolun sınırlarının nasıl belirleneceği ve meydana gelen zararlardan tazmini kimden isteneceği, örneğin bir arının veya bir yılanın sokması sonucu yaşamını kaybeden bir insandan dolayı Bakanlıkların mı ? sorumlu tutulacağı, doktrine bırakılmış terk edilmiş hayvanlar ile vahşi hayvanların verdikleri zarardan kimsenin sorumlu olmadığının belirtildiği, Bakanlıkların yaban hayvanlarının ve bunların yaşama alanlarını korum ile ilgili görevleri bulunduğu doğal ortamda yaşayan bütün hayvanların özellikle yaban hayvanlarının tek tek kontrol altında tutmanın ve herhangi bir kurumda böyle bir sorumluluk vermenin olanaklı olmadığı, Bakanlıkların ve eylem ve işlevleri arasında nedensellik bağının bulanmadığı açıktır. Mersin İdare Mahkemesi’nin 2007-227 Esas, Trabzon İdare Mahkemesi’nin 2007-1583 Kararlarında “Davalı idarenin yaban hayatını korumak ve kollamakla ilgili yükümlülükleri olup, bu yükümlülüklerinin yerine getirilmesi sırasında 3. Kişilere verdiği zararlardan sorumluluğu bulunmakla birlikte idare faaliyetle ilgisi bulunmayan yaban hayvanlarının verdikleri zararlardan idarenin sorumlu tutulamayacağı açıktır” yönünde görüş belirtmiştir. Bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı adına tazminat talebinin usule aykırı olup, davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ederiz”
“ORTADA TAZMİNİ GEREKEN ZARAR YOK”
Bu nedenlerle, Danıştay 10. Dairesi’nin 18.11.1999 tarih 1999-1138 esas sayılı,”Kamu Hizmetlerinin yürütülmesi sırasında bireylerin uğradıkları özel nitelikli zararların, idari faaliyet ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması koşuluyla idarece tazmini hukukun genel kurallarındandır. Ancak ortada tazmini gereken zararın bulunmaması, zararın zarar gören kişinin kendisinin veya üçüncü kişinin eyleminden doğması, zararın hiçbir sebeplerden kaynaklanması, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulamaması, idare hukukuna özgü tazmin nedenlerinin bulunmaması durumlarında idarenin tazmin yükümlülüğü kalkar”
AYI MAĞDURLARINI TERÖR MAĞDURLARIYLA EŞ TUTTU
Terör örgütü PKK’nın yaptığı katliamlarda öldürülenlere tazminat ödendiğine dikkati çeken Avukat Sadullah Kara, "Bu konuda binlerce idare mahkemelerinde açılmış, kabul edilmiş dosya mevcuttur. Bu doğru ve sosyal devlet olmanın bir gereğidir. Yine nasıl ki yapılan saldırılarda ölenlerin PKK ile özel husumeti yoksa bizim olayımızda da devletin korumaya aldığı ayılarla müvekkillerimin murislerinin bir husumeti bulunmamaktadır. Vahşi hayvanların yaşadıkları birçok ülkelerde bu hayvanların nesillerini korumak için alınan tedbirlerin yanında ayrıca çevreye insanlara zarar vermemeleri için etrafları korumalı çitlerle çevrilmiş ve gerekli diğer tedbirler de alınmıştır. Şayet bu hayvanlar buralarda bu tedbirler alınmadan yaşayacaklar ise o zamanda insanların bu bölgelerde yaşamlarına evi, köy, mahalle, belde, ilçeler kurulmasına İçişleri Bakanlığımızın izin vermemesi gerekir. Bu izin verilmesine veya buralarda yerleşim yerlerinin kurulmasına engel olmadıkları halde bu vahşi hayvanlardan insanları koruyan tedbirleri almaya ve bu hayvanların vurulmasına yasak koyan davalı idareler müvekkillerimin murisinin ölümünden sorumludurlar."diye konuştu.
2 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
İspir İlçesi’ne 25 kilometre uzaklıktaki Yeşilyurt Köyü’nde 31 Ağustos 2011 günü öğle saatlerinde ağaçtan dut toplayan 3 çocuk babası, İspir Halk Eğitim Merkezi Müdürü 54 yaşındaki Ömer Yılmaz, aniden karşısına çıkan ayının pençe darbeleri sonucu öldü. Ömer Yılmaz’ın öldürüldüğü gün kısa süre sonra 500 metre ötedeki Koptur Mevkii’nde 4 çocuk annesi 60 yaşındaki Miyese Yılmaz da ayı saldırısı sonucu öldü