Erzurum nüfusunun 7.4’ünü 65-90 yaş üstü gurup oluşturuyor. Orta yaşlıların nüfusa oranın 28,7 olduğu Erzurum’da 65-69 yaş diliminde 19 bin 696, 70-74 yaş diliminde 15 bin 101, 75-79 yaş diliminde 9 bin 922, 80-84 yaş gurubunda 8 bin 781, 85-89 yaş gurubunda 3 bin 25, 90 ve üstü yaş gurubunda ise 925 kişi yaşamını sürdürüyor.
TÜRKİYE’NİN YAŞLI PROFİLİ
Medikal Turizm Derneği Başkanı Doktor Sinan İbiş, “Yaşlılarımız toplumun içinde yaşamak istiyorlar. Huzur evlerinde mecburen yaşamak istiyorlar ama mutsuzlar. Topluma da ait olmak istiyorlar. Yani sinemaya gitmek istiyorlar, alışveriş yapmak istiyorlar” dedi.
Ankara Üniversitesi ve Medikal Turizm Derneği tarafından Türkiye’nin yaşlı profili ve huzurevlerinin çeşitli yönleri ile ilgili olarak araştırma yapıldı. Medikal Turizm Derneği Başkanı İbiş, Türkiye’deki yaşlılık sorununun gelecekte hangi boyutlara varacağı ve yaşlılıkla ilgili ihtiyaçların neler olacağı konusunda çalışmalar yürüttüklerini belirterek, 557 kişi üzerinde bir araştırma yaptıklarını ve bu araştırma ile yaşlılığı birçok yönüyle irdelediklerini kaydetti. Araştırma sonucunda yaşlıların yaşlılıklarından mutlu olmadıklarının ortaya çıktığını ifade eden İbiş, şunları kaydetti:
“Mutlu değiller çünkü insanlar yaşlandıkları zaman huzur evlerinde yaşamak zorundalar. Bir takım arkadaşlar edinmişler ama huzur evlerindeki yaşamdan da korkuyorlar. Çünkü burada mutsuz olacaklarını düşünüyorlar. Diğer taraftan klasik yaşam modelimiz yaşlıların ailelerinin yanında yaşamasıdır. Bu da aileler için çok mutlu değil çünkü insanlar 65 yaşının üzerinde biraz kenara itildikleri zaman sosyal hayattan, uğraşıdan ve değerden biraz uzaklaşıyorlar. Ondan dolayı da mutsuz oluyorlar. Yaşlılar kendi evlerinde yaşamak istiyorlar. Evde yaşamak için de yaşanılabilir imkanların uygun hale getirilmesi gerekiyor. Ülkemiz aslında bu anlamda büyük adım atması gerekiyor. İnşaat sektörünün yaşlılarımızın ihtiyaçlarını öngören akıllı evleri hayata geçirmesi gerekiyor. Yaşlıların beklenmeyen tüm durumlarını takip eden sistemler yaratılması gerekiyor. İnanıyoruz ki yaşlılar için akıllı evler Türkiye’de ki yaşlılığın çözümünde önemli bir adım olacak.”
Yaşlıların toplumun içinde yaşamak istediklerini kaydeden İbiş, “Huzur evlerinde mecburen yaşamak istiyorlar ama mutsuzlar. Topluma da ait olmak istiyorlar. Yani sinemaya gitmek istiyorlar, alışveriş yapmak istiyorlar. Böyle baktığımız zaman da şuan da ülkemizde ki yaşlılığın durumu bunlardan uzak. Yaşlılarımızı aktif hale getiren yaşam modellerini ülkemizde görmemiz lazım. Türkiye yaşlanma adayı olan bir ülke. Şuan da Türkiye’de 7 milyona yakın yaşlı insan var. 2025 yılında bu rakam 10 milyona ulaşacak ve 2050 yılında ise bu rakam 25 milyona çıkacak. Yani dünyanın en fazla yaşlı ülkeleri arasında Türkiye olacak. Şuan da yaşlılarımıza çeşitli ülkelerden gelmiş, bizimle aynı dili konuşmayan, bizimle aynı gelenek ve göreneklere sahip olmayan insanlar yaşlılarımıza bakıyor. Kendi iş güçleriyle bakıyorlar ama profesyonel bir bilgi, deneyim ve eğitim gerektiren bir konu. Onun için mutlaka yaşlılarımızın bakımını üstlenen profesyonelleri yaratmamız gerekiyor. Bunun için de akademilere büyük bir yük düşüyor” diye konuştu.
Huzur evlerinde yapılan araştırmaların sonucunda yaşlılarda kalp, diyabet ve astım hastalıklarının çok fazla görüldüğünü kaydeden İbiş, şöyle devam etti:
“Yüksek tansiyon ve depresyon gibi sorunlar ki bunlar aslında yaşlılarımızı üretkenliğe kattığımız zaman büyük bir oranda ortadan kaldırılabilecek hastalıklar. Yaptığımız çalışmada siz nerede yaşamak istiyorsunuz sorusunu sorduk. Yüzde 50’si kendi evlerinde, yüzde 2’si çocuklarının yanında yaşamak istedikleri ve yüzde 48’lerinin de aileleri ile yaşamak istediklerini söylediler. Huzur evlerinde yaşayan insanların yüzde 83’ünün çocukları var. Yani çocukları ile yaşamayı tercih etmemiş bu insanlar. Burada yaşamaya siz mi karar verdiniz yoksa aileniz mi sizi bıraktı sorusunun cevabını aradık ama cevap vermek istemediler.”