Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kürtajla ilgili hazırladıkları raporu, Bakanlar Kurulu’na pazartesi günü sunmayı planladıklarını bildirdi. Akdağ, “kürtaj hiçbir zaman bir aile planlaması yöntemi ya da istenmeyen bir gebeliği engelleme yöntemi değildir. Bir kadın hamile kalmak istemiyorsa bunun modern yöntemleri var. Bunun yöntemi yaygın bir biçimde bebeği annenin karnından kazımak olamaz. Bunu hiçbir zaman vicdanlar kabul etmez.”dedi.
Bakan Akdağ, TBMM sağlık Komisyonu’na gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin kürtajla ilgili tasarının Meclis’e gelmeyeceğine ilişkin açıklamasının sorulması üzerine Akdağ, bu açıklamanın Meclis takvimiyle ilgili olabileceğini söyledi. Akdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, bu konuda bir rapor hazırladıklarını belirterek, “Pazartesi günü muhtemelen Bakanlar Kurulu’nun gündemi müsaade ederse bu raporu takdim edeceğiz” dedi.
Kürtajla ilgili tartışmalar başladığında baştan niyetlerini söylediklerini belirten Akdağ, “İstemli düşüğün güvenilir biçimde yapılması gerekir. Bunu başından beri reddetmedik. Güvenilir şekilde yapılacak bu işleme kadınların kolay ulaşabilmesi gerekir. Üçüncü bir bileşen de, istemli düşüğün hiçbir zaman bir aile planlaması yöntemi ya da gebeliği önleme yöntemi gibi kullanılmaması gerekir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü yakın zamanda bu prensipleri Litvanya’da bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Bakan Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü’nün çok doğru bir tanımlamayı vurguladığını belirterek, “Bu da erişilebilir, güvenli, ancak nadir başvurulan kürtajdır. Mesele kürtajın yasayla yasaklanması ya da yasaklanmaması meselesi değil, mesele bu prensiplere uygun Türkiye’de yeni bir anlayışı hakim kılmak, yeni düzenlemeler yapmak. Bu yeni düzenlemeleri elbette yapacağız” dedi.
BASININ DESTEĞİ
Konunun Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi halinde Meclis tatile girmeden acil bir şekilde Meclis’e sevk edilerek görüşülmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Akdağ, şunları kaydetti:
“Mesele yasada yapılacak değişiklikler değil yalnızca; bu konuda yapacağımız o kadar çok şey var ki. En başka basınımızın desteğini isteyeceğiz. Belli kampanyalar yapacağız. Yani kürtaj hiçbir zaman bir aile planlaması yöntemi ya da istenmeyen bir gebeliği engelleme yöntemi değildir. Bir kadın hamile kalmak istemiyorsa bunun modern yöntemleri var. Bunun yöntemi yaygın bir biçimde bebeği annenin karnından kazımak olamaz. Bunu hiçbir zaman vicdanlar kabul etmez. Burada önemli olan husus güvenli istemli düşük imkanlarına kadınlarımızın her zaman sahip olması, ki bunu da geliştirmeyi düşünüyoruz. Bu stratejik hedeflerimizin içinde bu da var. Ama bununla beraber bunun yaygın biçimde, kafalarda ‘nasıl olsa hamile kalırsam kürtaj olurum, önemli değil’ gibi algının ortadan kaldırılmasıdır. Kürtaj bir taraftan bebeğin yaşam hakkını ihlal ederken, öbür taraftan anneye de büyük zarar veriyor. Bunun çok daha modern, kolay yöntemleri var. Ailenin bu yöntemlere ulaşmasını sağlamalıyız. Fiziksel anlamda biz bunu ücretsiz olarak bu hizmetleri zaten veriyoruz, malzemeleri dağıtıyoruz. Ama bir takım sosyal bariyerler olabilir. Bu sosyal bariyerlerin de ortadan kaldırarak vatandaşın doğru olanı yapması lazım.”
Bakan Akdağ, Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl’ün sezaryenle ilgili kanun teklifine neden kürtaj konusunun da dahil edilmediğinin sorulması üzerine de, “Çünkü orada kapsamlı bir stratejik planlama ve amaçlar manzumesi var. Değiştirilecek şeyler biraz daha farklı kanunları ilgilendiriyor. Zaman kısıtlıydı sezaryenle ilgili bir tıbbı zorunluluğu ortaya koymayı planlıyoruz. Sayın Erdöl’ün teklifinde de bu var. Özellikle kadın doğum doktorlarımızın bizden uzun zamandır talep ettiği bir şey vardı. Normal doğum sırasındaki beklenebilen komplikasyonlardan dolayı hekimlerin suçlanmaması lazım. Bunu da bu maddeyle bir teminata kavuşturacağız” diye konuştu.