Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şubesi’nce Ayasofya Camii’nin ibadete açılması için “İmzanla Zincirleri Kır“ adlı imza kampanyası başlatıldı.
Cuma namazı çıkışında Lalapaşa Camii önünde toplanan Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şubesi üyeleri Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılması için imza kampanyası başlattılar. Lalapaşa Camii önünde basın açıklaması yapan Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Yusuf Taşdemir, Ayasofya Camii’nin ibadete açılması için imza kampanyası başlattıklarını ve hedeflerinin 10 milyon imza olduğu söyledi.
Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Yusuf Taşdemir açıklamasında, ”29 Mayıs 1453 yılında fethedilen İstanbul, hangi inançtan olursa olsun her insan için adaleti tesis etme çabasında olan ve hakkı üstün tutan anlayışın 560 yıldır sembolü olan bir şehirdir. İstanbul fethedildiğinde Fatih Sultan Mehmet Han tarafından camiye dönüştüren Ayasofya ise hem bu fethin semboldür hem de adaletin zulme karşı üstünlüğünün bir timsalidir. İstanbul’un 1204’te Latinler tarafından istilasında yağmalanan ve tahrip edilen ve daha sonra tekrar Bizans’ın eline geçtiği bir harabe şeklinde olan, birkaç kez onarım gören buna rağmen azametine yakışır bir ilgiyi görmeyen Ayasofya, fetihten hemen sonra temizlenip camiye dönüştürülmüştür. İstanbul’un ilk Cuma namazı burada kılınmıştır. İlk Cuma namazının hutbesini Fatih Sultan Mehmet okumuş ve namazı da Akşemseddin kıldırmıştır. Fatih Sultan Mehmet” ilahi bilgelik” ya da “kutsal bilgelik” anlamına gelen Ayasofya adını değiştirmemiş, uğruna verilen şehitler adına, Peygamber müjdesine nail olan güzel ordu adına, Ayasofya’yı Beytullah’a çevirmiştir. Fatih Sultan Mehmet, fethin sembolü olan Ayasofya’nın üzerine titremiş, bu mabedi kendi parasıyla satın alıp vakfetmiş ve mabet için şöyle vasiyet etmiştir.” Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu Allah’a ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, değiştiremez. Kim vakfıyeyi değiştirirse Allah’ın, meleklerin, bütün insanların laneti onların üzerine olsun.” demiştir.482 yıl cami olarak müminlerin gözbebeği olan Ayasofya 24 Kasım 1934’te bir oldubittiyle müze haline getirilmiştir. Bu dönüşüm milli iradeyi hiçe sayarak Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştirilmiştir. Bu kararı içeren vesikanın doğruluğu bile şüphe görmektedir. Birilerinin “Ayasofya’nın aslı kilisedir, öyle de kalmalıdır” demeleri ise “ Eskiden İstanbul, Bizans’ındı, şimdi İstanbul’u onlara geri vermeliyiz” demekten farksızdır. Biz Ayasofya’nın emperyalist güçlerin ve Bizans zihniyetinin baskısıyla hukuksuz bir şekilde müzeye çevrildiğini düşünüyoruz. Yoksa 24 Kasım 1934’te yapılan bir işlemin 5 Haziran 1934 tarihli, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesine dayandırılması izah edilemez. Bu yanlışlık behemehal düzeltilmelidir. Ayasofya, üzerinde yaşadığımız bu diyarın İslam beldesi olduğunun sembolüdür. Fethin nişanı Fatih’in vakfıdır. Ayasofya’nın gerçek hükmü şahsiyetine ulaştırılması, Fatih’e vefa ve geleceğimizin bekası için şarttır. Ayasofya’nın ibatede kapatılması Fatih’in ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktadır. Bu konu sadece bizim değil, ümmetin derdidir. Ayasofya Camii’nin minarelerinde ezan sesini yeniden duymak, Ayasofya Camii’nde Alemlerin Rabbinin huzuruna yeniden durmaktır. Bizde bu amaçla Anadolu Gençlik Derneği olarak Ayasofya Camii’nin tekrara ibadete açılabilmesi için 15 Nisan- 17 Mayıs tarihleri arasında ülke genelinde “ İmzanla Zincirleri Kır” adlı bir kampanya başlatmış bulunmaktayız. Hedefimiz 10 milyon imzaya ulaşmaktır” dedi
Konuşmanın ardından toplanan kalabalık sloganlar atarak olaysız bir şekilde dağıldı.