Erzurum Sivil Toplum Platformu (ESTP) tarafından organize edilen "Anayasa Sistem Değişikliği Halk Buluşması" toplantısı, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Erzurum halkından büyük ilgi gören toplantıda, vatandaşlar yeni sistemi sordu, konunun uzmanları yanıtladı.
Çatısı altında 67 STK'yı barındıran Erzurum'un Sivil Toplum Platformu (ESTP), şehrin adeta lokomotifi haline geldi. Organize ettiği etkinliklerin yanı sıra şehrin ekonomik, sosyal ve siyasal gündemine rota belirleyen ESTP, dün de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni masaya yatırdı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ile Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Mehmet Şahin'i Erzurum'da konuk eden ESTP, Sivil Dayanışma Platformu (SDP) Genel Başkanı Ayhan Ogan'ın moderatörlüğünde oldukça verimli bir panele imzasını attı. Yenişehir'deki Necip fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen panelde Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli ele alındı, vatandaşların sorularına yanıtlar verildi.
ÜLKENİN İHTİYACI MİLLETE AİT BİR ANAYASA
Erzurum Sivil Toplum Platformu (ESTP) Başkanı A. Mustafa Güvenli'nin açılış konuşmasını yaptığı panel programa Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nihat Yaktın, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Mehmet Uçum, Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Mehmet Şahin ve Sivil Dayanışma Platformu (SDP) Genel Başkanı Ayhan Ogan'ın panelist olarak katıldığı programda konuşan ESTP Başkanı Güvenli, darbe anayasası ile bu ülkenin hiç bir yere varamayacağının altını çizerek, ülkede duyulan en büyük ihtiyacın kucaklayıcı, birleştirici, bütünleştirici, milli ve millete ait bir anayasa olduğunu ifade etti.
GÜVENLİ'DEN ÇARPICI DOLAR KURU ÖRNEĞİ
ESTP Başkanı A. Mustafa Güvenli, konuşmasında ekonomiden örnekler de verdi. Kendisinin işadamı olduğunu ve ekonomik istikrarın taşıdığı önemi bu yüzden çok iyi bildiğini dile getiren Başkan Güvenli, "Dolar kurundaki hareketlilikle ilgili olarak bir araştırma yaptım. AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılı ile bugün arasında geçen tam 15 yıllık süre zarfında dolardaki artış, yüzde 120. Ancak 2002 yılından 15 yıl öncesine bakacak olursak; 1987 yılı Kasım'dan AK Parti'nin iktadara geldiği 2002 Kasım ayına kadar geçen 15 yıllık süre zarfında ise, dolardaki artış tamı tamına yüzde 167 bin oranında. Yani dolardaki artış tam bin 670 kat olarak gerçekleşmiş. İşte bu tablo, koalisyon hükümetlerinin bu ülkeye neler kaybettirdiğini ortaya koyması açısından çok ilginç parametrik bir örnektir." diye konuştu.
Ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik istikrarı son 15 yıl içerisinde yakaladığını ve ortaya bulunduğu coğrafyada lider bir Türkiye profilinin konulduğunu kaydeden Güvenli, "Artık görülmüştür ki; darbe anayasası ile bu ülkenin bir yerlere varamayacağı büyük bir gerçektir. Şimdiye kadar bu darbe anayasasında yapılan çeşitli değişiklikler, lokal bir temizlik olmuştur. Ama artık darbe anayasasının izleri tamamen silinmeli ve kesinlikle ortadan kaldırılmalıdır. Bu ülkenin birleştirici, bütünleştirici, kaynaştırıcı, millli ve tamamen millete ait olan bir anayasaya ihtiyacı vardır." diye konuştu.
Öte yandan konuşmasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da karşılaştığı çirkin tutuma değinen Güvenli, aynı tavrı daha önce de Almanya'nın sergilediğini hatırlatarak, "Bu durumu kınıyor, yaşanan bu gelişmeleri aynı zamanda milletimizin aklına, fikrine ve irfanına havale ediyoruz" dedi.
15 TEMMUZ ÖNCESİ VE SONRASI MUKAYESESİ
Programda daha sonra SDP Genel Başkanı Ayhan Ogan'ın moderatörlüğünü yaptığı panele geçildi. Panelin açılış konuşmasını yapan SDP Genel Başkanı Ogan, Türkiye'nin 15 Temmuz'da melanet bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, "Bu durumu görmezlikten gelemeyiz. Kolonları ve duvarları çatlamış bir yapı, içinde yaşayanlara ancak bir felaket getirir. Türkiye'de tıpkı böyle. Mevcut yapıyla bir yere varamayacağımız çok açıktır. Çünkü 15 Temmuz öncesi Türkiye ile 16 Temmuz Türkiye'si aynı değildir. 15 Temmuz öncesi siyasetle, 16 Temmuz Türkiye'si siyaseti aynı değildir. Karşımızda tıkanmış bir sistem ve yapı vardır; dolayısıyla bu tıkanıklığın behemmehal ortadan kaldırılması lazım gelmektedir. Bu manada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin attığı adım tarihi bir nitelik taşımaktadır. Allah kendisinden razı olsun" ifadelerini kullandı.
"YA MASADA OTURACAĞIZ YA TABAKTA DURACAĞIZ"
Panelist Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Mehmet Şahin de, küresel dengelerin her 100 yılda bir yeniden şekillendiğini belirterek, "Bundan 100 yıl önce küresel dengeler oluşturulurken, Türkiye masada oturan değil, tabakta durandı. Şimdi de küresel güçlerin peşine düştükleri şey bu. Türkiye'nin masada oturan olmasını istemiyorlar, çünkü tabakta duran Türkiye, onlar için çok daha cazip ve iştah açıcı özellik taşıyor. Bu yüzden kararımızı ona göre vermeliyiz ya masada oturan taraf olacağız ya da tabakta duran olacağız. İşte şu anda verilen mücadele, Türkiye'nin bölgesel ve küresel bir güç haline gelme mücadelesidir" diye konuştu.
Konuşmasında 15 Temmuz hain darbe girişimine de işaret eden Mehmet Şahin, "Kabul edelim; küresel güçler onca sene bu ülkeyi bize sadece idare ettirdiler, ama kendilerin yönettiler. Karşılarında gelişen, büyüyen, milli olan ve millete ait olan bir Türkiye görmeye başlayınca, bu kez tipi bizden olan ama çipi bizden olmayanları devreye soktular. Ama millet, oyunun kurallarının artık değiştiğini bu güçlere gösterdi. Bu gidişat artık değişecek dedi, değişmeli dedi." ifadelerini kullandı.
"İKİNCİ KURTULUŞ VE KURULUŞ SÜRECİNİ YAŞIYORUZ"
Panelin son konuşmacısı olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Mehmet Uçum da, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ülkeye sağlayacağı kazanımlardan bahsetti. Uçum, konuşmasında Erzurum'un Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde en somut adımların atıldığı bir kent olduğunu belirterek, "Birinci Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkede aynı zamanda bir kuruluş meşalesini alevlendirmiş bir şehirdir Erzurum. Şimdi ikinci kurtuluş savaşını veriyoruz. Yani içinde bulunduğumuz süreç hem bir kurtuluş ve hem de yeni bir kuruluş sürecidir. İnanıyorum ki, meşaleyi yine Erzurum yakacaktır" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin geçmişte yaşadığı askeri darbeleri ve sonuçlarını hatırlatan Uçum, "Bir ülke düşünün ki; sadece ulusal güvenlikten sorumlu olan bir kurul, hükümet değiştiriyor, milletin seçtiği bir başbakanı istifa ettiriyor. Bir darbe düşünün ki; milletin seçtiği bir başbakan kanunsuz ve haksız biçimde idam ediliyor. Bunlar Türkiye'nin yakın tarihte yaşadığı hadiselerden sadece birkaçı. 15 Temmuz'a gelecek olursak; o da aynı oyunun bir parçasıydı. Ama yeni sistemle söz milletin olacak, denetim yetkisi milletin olacak, yargı milletin olacak ve yine millet adına karar verecek." şeklinde konuştu.
Panelin sonunda vatandaşların yönelttiği soruları yanıtlayan panelistler, daha sonra toplu hatıra fotoğrafı çektirdiler.