İslam ülkeleri Ankara büyükelçileriyle iftar sofrasında bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Aşırılık yanlısı anlayışlar, her yerde güç kazanmaya devam etmekte; ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi menfur ideolojiler, birlikte yaşama hukukunu ve ahlakını hedef almaktadır. Dünyanın farklı yerlerinde insani krizlerin şiddeti her geçen gün daha da artmaktadır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle Diyanet İşleri Başkanlığı’nda hazırlanan iftar sofrasında bir araya geldi. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, davetlerine icabet ettikleri için Büyükelçilere teşekkür etti.
"İslam’ın hakikatlerini bütün yeryüzüne taşımanın gayreti içinde oluruz"
Ramazan ayının manevi bir iklimde Müslümanların ruhunu doyurmayı amaçladığını belirten Erbaş, "Bu mübarek ayda bizler, bir yandan ibadetlerimizle kendi iç dünyamızın derinliklerine inerken diğer yandan da fitrelerimizle, sadakalarımızla, zekâtlarımızla ve tüm iyiliklerimizle kardeşlerimizin dünyasına yolculuk yapar, onların yaralarına merhem oluruz. Bu kutlu iklimin bereketiyle İslam’ın hakikatlerini, hak-hukuk, adalet, merhamet, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma gibi erdemlerini bütün yeryüzüne taşımanın gayreti içinde oluruz" ifadelerini kullandı.
"Tutarsızlıkların çepeçevre kuşattığı bir döneme şahitlik ediyoruz"
İnsanlığın küresel boyutta devasa sorunlarla karşı karşıya kaldığını aktaran Erbaş, "Dünyanın bir kesimi müreffeh bir hayat yaşarken diğer kesimi maalesef en temel haklarından bile yoksun bırakılmaktadır. Adeta zıtlıkların, çelişkilerin ve tutarsızlıkların insanları, toplumları ve devletleri çepeçevre kuşattığı bir döneme şahitlik ediyoruz" şeklinde konuştu.
"İnsani krizlerin şiddeti daha da artmaktadır"
Erbaş, "Diğer yandan aşırılık yanlısı anlayışlar, her yerde güç kazanmaya devam etmekte; ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi menfur ideolojiler, birlikte yaşama hukukunu ve ahlakını hedef almaktadır. Dünyanın farklı yerlerinde insani krizlerin şiddeti her geçen gün daha da artmaktadır" diye konuştu.
"Kudüs, bugün hiç olmadığı kadar mahzundur"
Gazze'yi işaret eden Erbaş, "Adeta açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze, bugün bütün dünyanın gözleri önünde benzeri görülmemiş bir vahşete sahne olmaktadır. İnsanlığın kadim şehri, selam yurdu Kudüs, bugün hiç olmadığı kadar mahzundur. Miracın mabedi, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, daha önce hiç olmadığı kadar gariptir. Hiçbir kural ve ahlak ilkesi tanımayan siyonistler, Gazze’de soykırım suçu işlemeye devam etmektedir" şeklinde konuştu.
"İsrail'in Gazze’de yaptıkları, tarihinin utanç vesikasıdır"
Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Açıkça ifade edeyim ki işgalci İsrail'in Gazze’de yaptıkları, tarihinin utanç vesikasıdır. İnsanlığı utandıran bu durumun bütün faillerini, destekçilerini, bir kez daha şiddetle telin ediyorum. Daha önceki deklerasyonlarımızda da ifade ettik, tekrar ifade ediyorum: Diyanet İşleri Başkanlığımız ve aziz milletimiz her zaman mazlum Filistin halkının yanındadır ve onlara her türlü desteği vermeye devam etmektedir ve devam edecektir. İslam coğrafyalarında yaşanan zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğu öncelikle biz Müslümanların omuzlarımızdadır."
"Kardeşlik bilinciyle hareket ettiğimizde çözemeyeceğimiz sorun yok"
Enfal suresinde ifade edilen "Allah ve resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız" ayet-i kerimesini hatırlatan Erbaş, "Müslümanlar olarak bizler, vahdet şuuruyla, kardeşlik bilinciyle hareket ettiğimizde, çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Kardeşliğimizin gereklerini en güzel şekilde yerine getirdiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele olmadığına inanıyorum" ifadesini kullandı.
"Haksızlık karşısında yekvücut hareket etmeliyiz"
Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu sebeple bizler, tüm farklılıklarımızı zenginlik görerek daha güzel bir gelecek inşa etme ideali etrafında kenetlemeliyiz. Daha büyük gaye ve hedeflere doğru hep birlikte yürümeliyiz. Müslümanlar olarak güçlü bir dayanışma bilinci geliştirmeli; ilişkilerimizi her alanda en güçlü seviyeye taşımalıyız. Haksızlık ve zulüm karşısında sesimizi hep birlikte yükseltmeli; kötülüklere karşı yekvücut hareket etmeliyiz."